Karar

136 10 5
                                    

Fotoğraftaki Su 

Vampirlerle savaşamam! Ablam artık bir vampir.

 Bu düşünceyi 2 saattir onalara anlatmama rağmen beni anlamıyorlardı.

 ''O senin öz ablan değil zaten İrene! O da seni öldürmeye çalışıcak. Anla lan şunu bi!'' dedi Ateş.

 Boğazına sarılıp konuşmaya başladığımda ''O benim ablam. Yıllarca bana bakmak için uğraştı! Onu öldüremem. O da asla beni öldüremez!!''. Boğazındaki ellerimi yakmaya kalkınca ellerimde su hayal edip söndürdüm. Ve suyun onun içinde olduğunu. Acıyla yerde kıvranmaya başlayınca gücü geri çektim. 

 ''Büyücülere danışmalıyız.'' Sesin geldiği yöne baktığımda Toprak'tı. Anlamadım der gibi bakışlar gönderdim. 

 ''Büyücüler, cadılar. İnsanlar ama geleceği öğrenebiliyorlar. Senin ölüceğini ilk onlardan öğrenmiştik ama bilgi aldığımız kadını öldürmüşlerdi. Ölümünü durduramadık.'' 

 ''Anlıyorum. Onları nerelerde bulabiliriz?'' 

 ''Onları bulmak zor. Onlar bizi bulurlar. Ya da ayinlerimize çağırırız. O zamanlar aramıza ruh katılmamıştı. Şimdi varken iletişim kurmamız daha kolay olur diye düşünüyorum.'' Bu kız gerçekten mantıklı konuşuyordu. 

 ''O zaman ayine başlayalım!'' dedim. Çok heveslenmiştim. Hevesimi yarıda kesicek piç kurusu kendini belli etmişti tabii.

 ''O eski İrene değil. Onu bu kadar büyütmeyin.'' Derin. Adı Derindi.

 ''Haddini bil! O İrene! Yüz kere ölüp yeniden doğsa bile İrene!''

 ''Nasıl bu kadar saçmalayabiliyorsun Toprak. Bi halt becerdiği yok. O zaman da becerememiş ki kocası tarafından öldürülmüş.'' 

 Toprak'ın delici bakışlarından kaçmak için kapıyı çarpıp gitti.

 ''Haklı. Belli ki ben İrene değilim. Sadece benziyorum. Belki de yüzyıllar içinde yeteneklerim köreldi.'' dediğimde delici bakışlarını bana yöneltti. Ve ablam şu an onların ellerinde.'' diyip bir tekme savurdum. Ateş uzanmış beni izliyordu. Belli ki yaptığım hareketle gerçekten yorulmuştu.  Su odanın bir köşesine sinmişti. Suskun bir kızdı. Beyaz saçları vardı. Bembeyaz. 

 ''Vampirlerin bizle olan sorunları ne?'' dediğimde Ateş cevap verdi.

 ''Çok güçlüyüz. Tek başımıza depremler, kasırgalar, yangınlar, seller yaşatabiliriz. Ruh insanları kolayca etkileyip onu halden hale sokabilir. Bu onlar için tehlike arz ediyor. Onları öldürmemizden korkuyorlar. Savaşmalıyız. Yoksa hem insanları hem de bizi öldürmeye kalkıcaklar.''

 ''Ablam ellerinde! Bunun başka bir yolu yok mu?''

 ''Ben biliyorum.'' sesin sahibi geldiğimizden beri konuşmayan Su'ya aitti. ''Kötü vampirler peşimizde ama iyi vampirler de var. Konseyleri farklı. Vampirlerle anlaşma sağlayabilirsek savaşmamıza gerek kalmaz. Biz öldürmeyi sevmeyiz Ateş. Onlar gibi değiliz.''

 ''Saçmalık. Bakın, savaşa girersek cadıları da kendimize dahil edebiliriz. Kesinlikle kazanıcaz! Onların kökünü kurutucaz. Ayrıca ablan artık kötü vampir İrene. Buna alışsan iyi olur.''

 Gözlerim dolarak ona baktım. Belki de doğruydu. O ne kadar kötü olursa olsun ben onu öldüremezdim. Yani onun gibi bişey. O zaten ölüydü.

 ''Cadılara nasıl ulaşıcağımızı biliyorum. Gidip Derin'i bulayım.''

 Rüzgar bir esinti gibi camdan süzüldü. Bu olanları nasıl kaldırabiliyordum bi fikrim yoktu. Normal bi hayat istemiştim hep. Tek derdim eski  sevgililerim ve okulumdu. Şimdi dünyayı kurtarmayı düşünüyordum.

İreneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin