Kabustu. Beni allak bullak eden bir kabus. Karanlığa hapsolmak çok kötüydü. O karanlığa bağımlı yaşamak çok kötüydü. Bahsettiğim sigara, alkol ya da uyuşturucu bağımlılığı değil. Bunlarla kıyaslanamıyacak gibiydi. Bir rüya bu kadar kötü olabilir miydi ki? Beni bu kadar etkileyebilir miydi?
Hala titriyordum. Duygularım birbirine girmişti. Rüya olduğuna sevinsem mi, gördüğüm rüyaya karşılık korksam mı bilemiyordum. Birde cadı olayı vardı. Kontrolüm dışında kadına zarar vermiştim.
Kalkıp odada dolanmaya başladım. Yaşadıklarım artık ağır geliyordu. Ben İrene olmayı seçmemiştim. Hayatımdaki tek sorun megadeth konserine gidememekti. Duvara yaslanıp çöktüm. O günleri özlüyordum.
Çocukluğumu düşündüm. 18 yaşımı hep hayal ederdim. Neler yapabiliceğimi düşünürdüm.
10 yıl öncesi
''Anne ben büyüyünce nasıl olucam?'' dediğimde ışık saçan gözlerini bana dikti.
''Çok güzel olucaksın yavrum.''. Sevinip kaydırağa geri döndüm. Bir süre sonra sorucak yeni bir sorum vardı.
''Anne sen büyüyünce de beni parka getiricek misin? Ben hep parkta oynamak istiyorum.''
''Getiricem benim güzel İrene'm.'''
''Söz mü anne?''
''Söz kızım.'' Sorucak sorularım bitmişti.
Anneme bakıp son bir kez gülümsedim. Kaydırağa geri döndüm.
Bunları düşününce gözümden bir damla yaş düştü. Bana söz vermişti. Büyüyünce de yanında olucam demişti. Annem biliyor muydu? Benim İrene olduğumu? Ona bunu hiçbir zaman soramayacaktım. Acı tüm bedenimi esir aldı.
Kapının çalınmasıyla yerimden sıçrayıp masanın üstündeki silahı elime aldım. Silahı kapıya doğru yönelttim. Giren kişinin Derin olduğunu görünce silahımı yavaşça indirdim. Gözlerim korkuyla açılırken giren kişi sadece Derin değildi.
''Seni bizim çaylaklar öldürememiş. İşi tamamlamaya geldim.''
Silahımı tam kafasına doğrulttum. Ama onun elinde de silah vardı.
''Şu zavallının ateş, hava, su gibi öldürücü özellikleri olmaması kötü değil mi? Senin en zayıf halkan. Bişey yapmaya kalkarsan bir saniye bile beklemem.''
Arkamdaki hareketlilikle döndüm. Odam vampirlerle dolmuştu. Camımdan içeri giren son kişiye baktım. Değişmişti. Benimki kadar olmasa da beyaz bir ten rengi vardı. Gözleri kırmızıydı. Ürkütücü kırmızılığa baktım. Bir duygu aradım. En ufacık bir kırıntı bile yoktu. O kadar soğuktu ki....
Beni öldürmeye mi gelmişti? Kendi öz kardeşini. Ah, doğru ya. Ben onun kardeşi değildim. Dağılmıştım. Sürekli üzülüyordum. Gözlerimi ablamdan çektiğimde Derin'e yönelttim. Elementler vampirlerden güçlüydüler evet. Ama fiziksel konuda değil. En azından diğerleri. Daha kendimi denememiştim.
Güç dışarı çıkmaya çalıştıkça onu koyvermemek için o kadar kendimi yormuştum ki.
Başımı geriye atıp inledim. Güç dışarı çıkarken ayak parmaklarımdan saç diplerime kadar değiştiğimi hissediyordum. Odadaki herkes bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Bir kişi hariç. Ablam. Hala soğuktu.
Derin'e silahı tutan adama bakışlarımı yöneltip içindeki enerjiyi içime çektim. İlk başta bana şaşkın şaşkın bakarken sonradan bakışları donuklaştı. Enerjisinin her zerresini ondan almıştım. Derin katılaşan bedenden kurtulup koşarak yanıma geldi. Vampirlerin kaçmaya çalıştıklarını görünce havayla pencereyi açıp ablamı dışarı savurdum. Derin'e elimle işaret vererek git dedim. O odadan çıkınca 10 dan fazla vampir suratıma bakmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İrene
Novela JuvenilTarih kitaplarında bulamayacağınız gerçekler. İrene. Barışın sembolü. 5 elementin 5'inede hükmedebilen gelmiş geçmiş en güçlü kadın! Elementler, Vampirler, Cadılar ve diğerleri... Çok derinlere inen yüzyıllardır devam eden hikaye. İRENE!