Hüzün

90 5 0
                                    

Ablam bana yaklaşıyordu. Gözlerim doldu. Ona doğru koşup sımsıkı sarıldım. Saçlarını kokladım. Eskisi gibi kokuyordu hala. Geri çekilip yüzüne baktım. O kadar soğuktu ki!

 ''Öldür onu! Öldür onu!'' 

 Kulaklarımı ağrıtan sesler...

 İlk defa kafamı kaldırdığımda kocaman arenayla karşılaştım. Filmlerdeki gibiydi. Kulaklarımı tıkadım.

 ''Abla çıkalım buradan! Nolur çıkalım!''  'Ablamın gözünde bir saniyeliğine hüznü gördüm. Bana sarıldı. Daha çok ağlamaya başladım. Saçlarına kafamı gömdüm.

 Donmuştum. Yaşadığım hayal kırıklığı, kalp kırıklığı, ACI.

 Gözlerim kararırken yaşadığım ihaneti düşündüm... 

 Kendi ablam beni öldürmüştü.

 Ateş'ten

''Abla çıkalım buradan...'' 

 Gelen sesle irkilip yastığımın altındaki silahı çıkardım. Hızla kalktığımda İrene'nin bir kabus gördüğünü anladım. 

 ''Çıkalım buradan...''

 Sarsıp uyandırmaya çalıştım. Uyanmıyordu. 

 ''İrene uyan. Kabus görüyorsun, kalk.''

 Gözlerinden yaşlar boşalarak uyandı. Acı bir feryat koyverdi. Ablasını özlemişti biliyordum. Uyandığında hala ağlıyordu. Sarılıp saçlarını öptüm. Kafasını omzuma koyup daha çok ağlamaya başladı. Gözlerini sildim. Onun böyle ağlamasını sevmiyordum. Başını geriye atıp ağzından bir inleme daha çıktı. Canı yanıyordu. Görüyordum. Onun rüyaları gerçekleşirdi. Bunu biliyordum. Onu bu kadar üzdüğü için söylememeye karar verdim. Ama öğrenmem gerekiyordu.

 Ellerimi alnınım iki yanına koyup, altınını alnıma yasladı. Zihnime dolan görüntülerle irkildim. Bu... Çok kötüydü. Böylesini kim kaldırabilirdi ki?

 Haykırıyordu. Bir süre sonra diğer elementlerde odaya doluştu.  Hepimiz ona sarılıyorduk. Bundan sonra ne olcaktı? 

 Arenaya çıkması iyi şeylerin habercisi değildi. Bu işin sonunda vampirlerle savaşıcaktık.

 Ve ben yine İrene'yi kaybedicektim.

 Kalbime saplanan acıyla yere çöktüm. Derin İrene'yi dışarı çıkarırken diğerleri anlamsızca suratıma baktı.

 ''Savaşacağız. İrene yine ölecek.''

 Toprak elini saçlarına götürüp kafasını salladı. 

 ''Olamaz! Yüzyıllar sonunda onu yeni kazandık! Rüyaları gerçek olabilir ama değiştirebiliriz.''

 ''Evet. Ablasını öldürerek.''

 İrene'den

 

Kendi öz ablam  beni öldürebilir miydi? Ben ona kıyamazdım. Ona zarar veremezdim. Kafamdan bu düşünceyi attım. Dünyanın en kötü varlığına dönüşse de ablam bana kıyamazdı.

Derin yanımda bana sarılarak duruyordu. 

 ''Derin, neden odama çıkamıyorum?'' dediğimde bana acı bir gülümseme attı.

 ''Konuşmaları gerek İrene.''

 ''Sadece bir rüyaydı. Ayrıca biz neden dinleyemiyoruz.''

 Kafasını olumsuz anlamda salladı. Neden bende giremiyordum içeri?

  ''Derin biraz hava almam lazım. Yalnız.''

 ''Ama İrene...'' lafını kestim. ''Yalnız!''

 Bana bakıp kafasını salladı. Kapıyı çarpıp dışarı çıktım. Ne konuştuklarını öğrenmem gerekiyordu. 

Ruh'u çağırıp karanlığı bana getirmesini istedim. Dikkat edilmedikçe görünmediğime kanaat getirince sıçrayıp odamın camına çıktım. 

  Ablasını öldürerek... Zihnimde yankılanıyordu. Ablasını öldürerek... Ablasını...

 Gücü geri çekip görünür hale geldim. Camı kırıp içeri atladım. Günlerdir yanımda uyuyan adam bana ihanet ediyordu!

 Yakasından tutup kırdığım camdan dışarı doğru fırlattım. Camdan çıkıp aşağı baktığımda ayakta olduğunu gördüm. Kendimi aşağı atıp yakasına yapıştım.

 ''Sen kimsin be adam! Kimsin de benim ablamı öldürmeyi düşünüyorsun?!.''

 ''İrene seni bir daha öldürmelerine göz yumamam! Anladın mı? YAPAMAM!''

 Suyu etkin hale getirip içine akmasını istedim. Bir el tişörtümden tuttuğu gibi bahçe duvarına attı. Duvara yapışmadan ayağa kalktım. Su ellerini iki yanıma koyup beni tutmaya çalışıyordu. 

 ''Çıkın evimden! Ateş gibi düşünen teker teker ayrılsın!''

 Bir süre suratıma bakıp teker teker evimin içine girdiler. Ablamı öldürmelerine izin veremezdim.

İreneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin