Lucia

38 3 0
                                    

Çığlık sesleriyle uyandım. Zıplayarak yerimden kalktım. İlk başta etrafı tanımaya çalıştım kendi evimde değildim.  Olabildiğinde hızlı ama sessiz adımlarla aşağı indim. Vampirler buradaydı anlamalıydım! 

İki çift el koluma sarıldı. Hızlıca kendimi çekip iki tarafımdan dirseğimi çakarak uzaklaştım. Karşımdaki vampire doğru koşup zıpladım ama yan taraftan gelen vampirle beraber sert bi şekilde çarpışıp yere düştük. Hızlıca düşündüm. Çok kalabalıklardı elementlerdenn birine zarar gelmeden kurtulmalıydık. Yerden hızlıca kalkıp vampirin göğsüne sert bir tekme geçirdim. Su'yu tutan vampirlere doğru yaklaşıp ateşi üstlerine saldım. Bu boşluktan yararlanan Su koşarak yanıma geldi. 

''Derin'i götürüyorlar!'' 

Duymamın ardından hızla döndüm ve aramızdan fiziksel açıdan en güçsüzünü aldıklarını gördüm. Koşarak yetişmeye çalıştım. Bir vampirin hızını karşılayabilecek kadar hızlı mıydım bilmiyordum. Koştum koştum.... 

 Çabalarım sonuçsuzdu, onu götürdüler. Derin vampirlerin ellerindeydi.

 DERİN 

 Acıyla uyanmak en nefret etiğim şeydi. Yüzyıllar boyunca böyle bi acıyla hiç uyanmamıştım. Vampirlerle bu kadar yakından tanışmıyordum. Ta ki İrene geri dönene kadar. Hayatımız o zaman çalkalanmaya başladı. 

 Aralarında en güçsüzleri bendim. Fiziksel olarak onlar gibi değildim. Element güçlerim vardı ama onlar gibi doğal elementlere sahip olup düşmanımı yakamıyordum. Bu beni vampirlere karşı hedef haline getirmişti. 

Ateş'e küfür ettim. Herşey onun yüzündendi. Bizi dağın başında bir eve götürüp İrene çok kötü durumda demişti. Gittiğimiz yerde 200'e yakın vampir vardı ve onlardan çok zor kurtulmuştuk. Bizi hemen öldürmeye kalkmadılar. Ateş'in planlarını bilmiyordum ama bişeyler yapmaya çalıştığı belliydi. 

 Ayaklarımın üstüne kalkıp çevremi taradım. Hapishane gibi bir yerdeydim. Yanaşıp demirleri zorladım. Bikaç santim kımıldadıktan sonra durdu. O kadar kalınlardı kı bükmem bir elemente göre bile imkansızdı.

 ''Demek kalktın Ruh Adam'' 

 Gelen kadına baktım. 185 boylarında kızıl saçlı ve balık etli bir kadındı. Vampir gözlerini üstüme dikti. 

 ''Sen de kimsin?''

 ''Lucia.''

 ''Yabancı mısın?''

 ''Beni çıkar burdan demek yerine benimle muhabbet mi ediyorsun?''. Güldü. Bembeyaz uzun ve sivri dişlerini gösterdi.

 ''Çıkar desem çıkarır mısın?''

 ''Hayır.''

''Bak bende o yüzden sormadım.''

Kahkaha attı ve demirlere yaslandı. ''Seni buraya neden getirdik Ruh Adam biliyor musun?''

 Gülümsedim. ''En güçsüzleri benim çünkü.''

 ''Hayır Ruh Adam. İrene'yi buraya getirecek tek kişi sensin ve o aptal gibi bizim ayağımıza gelicek.'' diyerek demirlere tekme attı. Hızlı ve sinirli bi biçimde dışarı çıktı.

 İrene bizi nasıl bulacaktı ki? Bulsa da buraya gelmemeliydi. Belli ki bu bir tuzaktı ve sonunda İrene'ye zarar gelicekti. Kafamı duvara vurdum. Benimle hiç bir dertleri yoktu. İrene'yi kendileri buraya getiremeyecekleri için onun gelmesini bekliyceklerdi. Ardı ardına duvara yumruklar attım. Bitmiştik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İreneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin