Dönüşüm

149 9 5
                                    

 Ablam geldiğini belli eden seslerle yukarı çıkarken hala aklımda sorular dönüyordu. Bu zamana kadar pek çok kavga etmiştim tabi ama hiç böyle bir güç sergilememiştim. Hem o adam ne demeye çalışmıştı? Neden buhar olmuştu?

 ''Gir.'' Ablam yavaş adımlarla odama girdi. 

 ''Okul seçimini yapman lazım. Biraz konuşabilir miyiz?''

 ''İstediğin okulu seçebilirsin abla. Ciddiyim. Sana kızmıyorum da. En iyisini bilirsin nereyi istiyorsan oraya yazdır.'' dediğimde yorgun gözlerle bana baktı. ''Hem çok yorgun gözüküyorsun ne yaptın bugün?

 ''Çizim yaptım İrene. Yeni bir iş almayı düşünüyorum.'' 

 ''Bu kadar yorulmana gerek yok. Beni de kendini de görebiliyorsun. Gençsin, birazda eğlenmene bak.''

 ''Arabaları seviyorum biliyorsun. Az çalışmak onlardan vazgeçmek demek. Hem babamın kurduğu düzeni az çalışarak bozamam meleğim.'' diyip anlamlı anlamlı bana baktı. Ona hak veriyordum. Babamın yolundan gidip mimar olmuştu ve işleri o devralmıştı. Babamın başardıklarını kaybetmemek için de ondan daha çok çalışıyordu. Onu takdir ediyordum ama ne yazık ki onun gibi mimar olma taraftarı değildim.

  Ablama anlatmam gerektiğini düşünsem de yapamadım. Ne diyebilirdim? Eve bir adam girdi, beni öldürmeye kalktı ve ben onu yerden yere vurdum. Sonra da anlamsız şeyler söyledi... Aklımı yitirdiğimi sanardı. Onun yerine ''Biraz uykum var. Uyuyabilir miyim?'' demekle yetindim. Kafasını salladı.,

 ''İyi geceler meleğim.'' diyerek saçlarımı öptü. ''İyi geceler abla.''

 O gittikten sonra tekrar yastığıma döndüm. Diğer insanlar gibi tavanla aram pek iyi değildi. Sıkıldığımda kıçımı devirip uyumayı yeğliyordum. Bu sıralar uykum da kaçmıştı. Gözlerimi tavana diktim zorla da olsa. Ateş pencereyi aç demişti ama pencere hala kapalı bir vaziyette duruyordu. Sözünü dinleyip pencereyi açtım. Yaz vakti benim evde ne işim vardı acaba?  Tatilimi kısa kesmiştim. Zaten bir türlü bronzlaşamıyordum da. Ama denizde yüzmeyi severdim. Yaz bitmeden yeniden bir deniz yapsam iyi olurdu.  

 Saate bakıp Ateşin gelmiyceğini anlayınca yatağıma uzandım yeniden. Bir süre sonra uyku beni esir aldı.   

 2 HAFTA SONRA

''Hayır! İrene yapma!'' demesine rağmen ablama su atmaya devam ediyordum. Tatil için Altınoluk'a karar vermiştik ve suları oldukça soğuktu. Bir süre sonra gülerek o da bana su atmaya başladı. 

 ''Sudan korksak denize girmekdik güzeliiğğmm.'' dediğimde geldiği yöne doğru yürüdü. 

 ''Espirilerin şu Atlınoluğun sularından soğuk. Ben çıkıyorum.''

 Gülerek suyun altına girdim. Çok da tuzluydu. Çıktığınızda gözlerinizin kırmızılığından size vampir diyebilirlerdi. Gerçi burada alışmışlardı. Geçen balıklara baktım. Çok güzellerdi. Suya karışmak istedim. Bu kadar nefessiz kalmama şaşırıp sudan kafamı çıkardığımda karşılaştığım manzara beni korkutmuştu.  Denizin ortasındaydım. Bu kadar açıldığımı düşünmüyordum. Ablam şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu. Beni bulamamıştı ve bulamazsa orayı birbirine katıcağından şüphem yoktu. Hızlıca yüzüp sahile ilerledim. Karşıma çıktığında öfkeliydi. 

İreneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin