Pazartesi ön proje teslimim var ve ben gelmiş bölüm yazıyorum.. Ne kadar da delirmiş bir kız :")))((
|20|
Hayat sadece ev arkadaşımdan ibaret değildi elbette. Artık benim de ilgilenmem gereken bir işim, kendi başıma yürüyebileceğim bir yolum vardı. Tıpkı eskisi gibi, bugüne nasıl geldiysem öyle. Hem o sadece bir ev arkadaşıydı zaten. Kendi arkadaşları, kendi ailesi vardı. O benim aksime yalnız değildi ve hayatını daraltıp benim gibi yalnız kalmasını bekleyemezdim ondan. Elbette ona benden başka yardım edenlerde olacaktı, ne sanıyordum ki? Bana muhtaç falan değildi!
Ben niye kendime bu kadar dert edinmiştim ki zaten?
Saçmalık!
"Aishh!" neden saçlarım bu kadar kaşınıyordu! Tanrım, neden şu saçmalığı kafamdan atamıyordum?!
Gözümün önüne gelip duran sahne sadece bir teşekkürdü! Beni öpmesinin başka bir anlamı olamazdı zaten. Bunu kabullensem iyi ederdim.
Dudaklarım arasında eze eze içtiğim sigaramın son damlasını da içime çekip tüm dünyanın üstüne kusar gibi üfledim havaya. Bugün kitap kolileme işini saymazsak ilk iş günümdü. Ve ilk günden Kang Dae amcaya zararlı alışkanlıklarımı göstermek istemezdim. Yere attığım izmariti ayağımın ucuyla ezip karşımdaki dükkana girdim.
"Ohooy! Evlat, hoşgeldin."
Biraz çalışırsam kendime gelecektim.
***
Heyecandan içim içimi kemiriyordu. Grup arkadaşlarımın gözü önünde rezil oluşlarım sadece bir kaç sene önceydi. Çok değil daha iki jüri öncesi gözümün önünde parçalanmıştı maketlerim. Onlar aklım geldikçe salladığım bacağım stresle hızlanıyordu.
" 3081346 Lu Han"
Suratı asık tombul oğlan yerine geçerken on beş öğrenci ve altı hocadan oluşan topluluğun önüne çıktım. Arkamdaki platform gözümü korkutsa da yaptığım işe güvenim tamdı. Tellere sıkıştırılan çizimlerimin konusundan ve çalışmalarımdaki teknik ayrıntılardan önce kendimi tanıttım sanki hiç bilmiyorlarmış gibi. Güvenim tam demiştim öyle değil mi? Unutun bunu, korkudan dizlerim titriyordu.
"Evet, anlat bize Luhan seni dinliyoruz."
Derin bir başlangıç nefesi alıp ilk çizimimin başına geçtiğimde bütün gözler üstümdeydi.
"Projemin başından sonuna kadar anlatmak istediğim düşüncenin yapı taşını bu resim oluşturuyor aslında. Aynı cisme dört farklı yerden bakıyoruz. Aslında baktığımız şey aynı fakat ne kadar farklı noktalarını gösteriyor bize öyle değil mi? İşte bu da seçtiğim konuyu veriyor bize. Bakış açıları."
Asılı olan onlarca kağıdı uzun uzun anlatırken ara da hocaların sıkıştırıcı sorularıyla cebelleşiyor arada da öğrencilerin merakını gideriyordum. Neyseki son paftaya kadar kürsüde kalmayı başarabilmiştim. Az önce tüm projesi çöp olan arkadaşlardan sonra durumuma şükrediyordum.
"Ve son pafta." dedim. Bunu en başından kurgulamıştım. Bir insan ne kadar risk alırsa o kadar risk almıştım işte. Do Weon hocadan ağır sözler işitmeyi bekliyordum. Her yaptığımıza, giydirdiği çirkin sıfatlarını misliyle üstüme atacak gibi bekliyordu.
"Luhan bu nedir?" iki kadın hocadan biri kibarca sorduğunda gülümsedim.
"Boşluk."
"Dalga mı geçiyorsun?" diğer kadının ne kadar yelloz olduğunu başka bir zaman anlatmak isterdim uzun uzun ancak şu an sakin kalarak gülümsemekle meşguldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROOM 520 | Hunhan
FanfictionBiri manhwaga olma uğruna tek başına sessiz sakin bir eve geçmeyi, diğeri ise her gün kapısına dayanan ayyaş ev sahibinden kurtulup kendi evinin sahibi olmayı hayal ediyordu. Lakin, ikisi de kendilerini dolandırarak aynı evi satan şerefsiz emlakçıyı...