ROOM [8]

3.2K 283 203
                                    

|8|

"Son 5 dakika Sehun! Daha hızlı sür hadi!"

Yaklaşık üç saniye önce geçtiğimiz kırmızı ışığa aldırmadan son sürat yol alıyorduk. Ben Sehun'un arkasında rüzgarla mücadele verirken aynı zamanda dosyamın içindekileri kendimle Sehun'un sırtı arasında tutmak için uğraşıyordum.

Şu an ellerimin, kırçıl kaşın önünde birleşmesi yada kağıtlara baskı yapmak için Sehun'un sırtına yatar gibi yakın durmam umrumda bile değildi. Çünkü teslim ödevini yetiştirmek gibi boyumdan büyük bir sorunla karşı karşıyaydım.

Sene sonunda iki proje sunacaktık. Bu ilkiydi. Ve eğer buna yetişemezsem tüm emeklerim boşa gidecekti. Belkide evi bile boş yere kiralamış olacaktım. Ya üç ayı boş boş oturarak geçirecek ödediğim ücretin süresini doldurmayı bekleyecektim ya da parayı siktir edip evime tıpış tıpış geri dönecektim. Ve tabiki son seçeneği asla yapmazdım. Antika saatimi satıp kontrat imzalamış ben, o evi Sehun'a bırakacak değildim!!

Sehun kaskının altından boğuk boğuk birşeyler bağırıyor bende donan kulaklarımı sırtındaki yumuşak hırkasına bastırıp ısıtmaya çalışmaktan duyamıyordum.

"Ne?" tekrar söylemesi için bağırmıştım. Ama cevap vermek yerine aniden gaza yüklenince istemsizce daha çok sokuldum önümdeki kırçıl kaşa. Motor iki kişilik olabilirdi ama cinsel organımın sağlığından şüpheliydim. Sonuçta aniden biyerlere çarpıp duruyordu.

"SIKI TUTUN DEDİM!"

Saçlarımı savuran rüzgardan saklanmak için olabildiğince ufalıp Sehun'un heybetli gövdesi arkasına gizlenmeye çalıştım. Elbette nafileydi. Rüzgar her yerimi uçurup duruyordu. Hayır yani motorun sahibide ne diye iki kask koymamışsa?! Hadi o koymadı, bay kırçıl neden bir centilmenlik yapıp kendi kaskını bana takmıyor? Ağzım yamuldu şurda.

Az sonra okulun tanıdık kampüsü görüş alanıma girmişti. Derin bir nefes alabilirdim artık. Yetişmiştim. Manhwaga olma hayaliyle geldiğim okula adımı altın harflerle yazdırabilecektim. Hem belli mi olur belki bölüm başkanı projemi çok beğenir ve beni şirketlere önerirdi hm? Ahh nerde..

"Yetiştik sanırım." motor yavaşlamaya başladığında heyecanım bir nebze daha artmıştı. Profesörlerin karşılarına çıkıp konuşma yapacaktım. Umarım boğazım falan kurumazdı. Sehun'u onaylayıp kafa salladım.

Okulun bahçesinden girdiğimizde alt sınıflardan bir kaç tanıdık göz bize çevrilmişti. Ne havalıydık ama! Motorla üniversiteye gelmeler falan. Gerçi Porsche'yle gelen vardı ama onları bizden saymıyordum. Sonuçta ben burslu kategorisindeydim değil mi?

Sehun kaskının önündeki camı yukarı kaldırıp kafasını bana çevirdi.

"İyi şanslar." kask ağzını kapatıyordu ama ufacık gülümsemesini gözlerinin kısılmasından anlayabiliyordum.

Bende heyecanımı bi taraflarıma sıkıştırıp gülümseye çalıştım.

"Teşekkür ederim Sehun Hyung! Bunu geri ödeyeceğim."

"Yaa! Hyung yok!" yumruk yaptığı elini havaya kaldırıp bağırdığında kıkırdamıştım o da sinirli ifadesini bozup bana eşlik etmişti. Bir süre sonra gözleri hala belinde tuttuğum ellerime gitmişti ki geç kaldığımı fark etmiştim.

Hızla ellerimi Sehun'dan çekip aramıza sıkıştırdığım dosyayı dikkatle koltuk altıma sıkıştırdım. Motordan inmeme yardım etmişti. Ki bu bahçedeki gözlerin bize daha çok dönmesini sağlamıştı. Tanrım! Ne erkek meraklısı üniversite.

Motordan indiğimde yarım yamalak el sallamış sonra bunun gereksiz olduğuna kanaat edip 1 buçuk dakikam kalan sunumum için koştur koştur merdivenleri çıkmıştım. Kaç kişiye çarptım kaç kişiden küfür yedim bilmiyorum ama sonuç olarak sınıfa ulaşmıştım. Sehun'un uzun gelen pantolonunu belimden düşmemesi için çekiştirip, rüzgarda savrulmuş saçlarımı hizaya getirmek için yatırmıştım.

ROOM 520 | HunhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin