Sabah hazırlanmış odada beklerken kapı çaldı ve bir görevli eczaneden aldığı belli olan ilacı bana uzattı. Utancımdan yüzüne bakamazken ilacı alıp kapıyı kapattım.
Bana seni seviyorum demedi diye üzülmem gerekirken adam resmen bir gecede beni hayatından def etmişti. Ondan çok kendime kızarken kalbimde onu aklayacak bahaneler arıyordum. Belki ses tonunu yanlış anlamıştım. Uçağa bindiğimde kimsenin yüzüne bakamıyordum. Arada Tahir'e attığım kaçamak bakışlardan beni fark etmediğini anlamıştım. Yanındaki müdürler ile olan sohbeti uçak inene kadar devam etti. Bir ihtimal herkesin önünde konuşmak istemiyordur, uçaktan inince yanıma gelir diye düşünsem de herkesten önce uçağı terk edince son umudum da tükendi.
Üç saat boyunca ağladım ve annemin evde olmamasını fırsat bilerek eve yöneldim. Annem geldiğinde tüm göz yaşlarım kurumuştu.
-Nasıl geçti kızım?
-Çok iyiydi anneciğim.
-Sunum videonu izledim, seninle gurur duydum kızım.
Annemin göğsüne saklanırken hatamın ağırlığı ile yüreğim eziliyordu. Ertesi sabah uyandığımda işe gitmek istemiyordum. Külçeye dönmüş vücudumu yatağımdan kazıdığımda aynanın önünde durdum. Morarmış göz altlarım dışında farklı görünmüyordum. Yirmi dört yaşında genç bir kadın gibi. Dışarıdan kimse Tahir Bey'in one night stand i olduğumu anlayamazdı. Fakat içim param parçaydı. Canım acıyordu, kalbim acıyordu. Aldığım nefes göğsümü yakıyordu. Belki bugün beni arar diye umut ederken kendimi kandırıyordum.
İlk hafta büyük bir hırs ile işe sarıldım. Gündüzleri yönetim panosuna bakmadığım sürece bir sorun yoktu, içimdeki kırgınlıktan güç alıyordum fakat gece olup da yastığıma başımı koyduğumda karşısına çıkmak, hesap sormak için planlar yapıyordum. Fakat hesap sormaya hakkım yoktu. Adam haklıydı, gözüne batmıştım. Davranışlarımla onu ben çağırmıştım. Sorduğunda istemiyorum demeliydim fakat yalan söyleyememiştim. Söyleyemezdim çünkü hala istiyordum. Bugün olsa aksi bir karar alabileceğimden emin değildim. Sonra kalbimde onun davranışına anlam yüklemeye çalışıyordum. Korkmuştu belki de. Ciddi bir şeyler yaşamaya hazır hissetmiyordu kendisini. İlkim olduğunu biliyordu, ismimi fısıldadığında anladığını anlamıştım. Belki de bu korkutmuştu onu. Göz yaşlarımla dolu gözlerimi kapattığımda karşımda onun yakışıklı, esmer yüzünü görebiliyor, baygın bir şekilde bana bakarken bakışlarına yerleşen saf tutkuyu seçebiliyordum. Kulağıma fısıldadığı sözler rüyalarıma giriyordu.
-Seni istiyorum!
İkinci haftanın başı maaş günümüzdü. Ödemelerim aklıma gelince kırmızı ışıkta durduğumda elime aldığı telefon ile internet bankacılığına girdim. Hesabımdaki miktarı gördüğümde girdiğim şoktan arkamdaki araçların korna sesleri ile sıyrıldım. Ofise gelip bilgisayarımdan tekrar aynı işlemi yaptığımda rüya görmediğimi anladım. Olması gereken miktar 250.000 TL daha yüksekti. Acı içinde enflasyona oranlarsak Şehrazat kadar etmediğimi düşündüm. Yemin ederim ilk aklıma gelen bu oldu. Göz yaşlarına boğulduğumda hala ekrana bakıyordum. Aklıma üşüşen şeytanlar bu parayı alıp suratına çarpmamı söylüyordu. Şimdi arabaya atlasam, üç saate oradaydım ve ofisine daldığım gibi... Bir dakika 250 bin acaba elde taşınabilir miydi? Ya da banka bana çek olarak verir miydi? Hiç bu kadar param olmamıştı ki. Ağzımdan boğuk bir hıçkırık koparken küfürleri yüzüne edebilmek adına road showda çekilmiş bir resmini açtım. Onun bakışlarını görmem daha fazla gözyaşına neden oldu. O sırada kapıdan kafasını uzatan Ayşe de beni bu halde gördü. Hemen yanıma koşup bana sarılırken aklımda hiçbir şey yoktu.
-Derin ne oldu?
-....
-Bu Tahir Bey'in resmi. Neler oluyor ablacığım.
Ben hala cevap veremezken kafamı kaldırdı ve gözlerime baktı.
-Güzelim, sen Tahir Bey'in nişanlı olduğunu biliyorsun değil mi?
Daha fazla ağlayamadım. Bütün yaşadıklarımız gözümün önünden geçerken her şey bir anlam kazanmıştı. Bana karşı olan tavırları, imaları, beni odasından aceleyle göndermesi.
-Yalnız kalmak istiyorum.
Ayşe beni kırmazken, çıkarken kapıyı kapattı.
Aşağılanma hissi boğucu bir dalga gibi tüm vücudumu ürpertip benliğimi sardı. Masamın üzerine koyduğum ellerime kapandığımda aptallığıma ve yıkılan hayallerime ağlıyordum. Şanslı olmasaydım şu an onun çocuğunu taşıyor olabilirdim.
Ayşe tekrar geldiğinde kilitli kapıyı açamayınca kısık sesi ile seslendi.
-Derin, güzelim aç kapıyı konuşalım.
İçimdekileri anlatmaya ihtiyacım vardı çünkü bu dert beni kemiriyordu. İliklerime kadar içimin boşaldığını hissediyordum. Kızarmış gözlerimle kapıyı açtığımda usulca içeri süzüldü. Elindeki kahveleri sehpanın üzerine bırakırken bir koltuğa çöktüm kaldım. Kapıyı kilitledikten sonra yanıma oturdu.
-Ben senin ablan sayılırım Derin, neler oluyor anlatacaksın.
Her şeyi anlattım. Buna yıllardır ona beslediğim duygular da dahildi. Sigarasından bir nefes çekerken elleri ile dudaklarını kapatmış derin düşüncelere dalmıştı.
-Ne yaptın sen güzelim?
-Bilmiyorum Ayşe. Hiçbir şey bilmiyorum. İçinden çıkılmaz bir haldeyim.
-Ah be yavrum, böyle bir durum vardı neden açılmadın bana. Yıllardır seni baş göz etmeye çalışıyoruz. Anladım ben anladım da gönlünde birisi olduğunu, bu kadarını tahmin etmemiştim. Bu turizmin canı çıksın. Bütün erkekleri mi böyle olur?
-Nasıl?
-Karısını aldatmayan departman müdürü gördün mü? Hepsinin kıçı başı ayrı oynuyor iki Ruski gördüler mi.
-Ben Ruski miyim?
-En fenası da o ya, yapacaksın madem git başkasını bul. Senin gibi tazeden ne istiyor. İlk vukuatı da değil.
İçime oturan taş daha fazla büyüyemez derken bana nefes alacak yer bırakmamaya başlamıştı.
-Başkaları da mı oldu?
-Çalışanlardan birini hiç duymadım ama nişanlısına çok da sadık olmadığını biliyorum. Kadın da senelerdir nasıl dayanıyor anlasam?
-Kaç yıldır nişanlı?
-Bir dört yılı var bildiğim kadarıyla. Sen işe başlamadan hemen önceydi bi nişanlandı diye yayıldı. Bu yaz da düğünü planlıyorlarmış.
Ben duyduklarım ile yerin dibine geçerken devam etti.
-Şimdi ne yapacaksın güzelim?
-Hiç bir şey.
-Yanına mı kalacak?
-Ondan çok ben suçluyum. Buna müsaade eden benim. Tanımadığım, etmediğim bir erkeğin koynuna giren benim.
Sözümün burasını hıçkırıklar içinde zor tamamlarken Ayşe'nin bana sarılan kollarından destek almaya çalışıyordum.
Ayşee sadece ona küfürler sıralayabiliyorken ağlamaktan konuşamaz hale gelmiştim.
-Şerefsiz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDAM (Tamamlandı)
ФанфикUzaktan seviyorum seni kokunu alamadan, boynuna sarılamadan yüzüne dokunamadan sadece seviyorum öyle uzaktan seviyorum seni elini tutmadan yüreğine dokunmadan gözlerinde dalıp dalıp gitmeden şu üç günlük sevdalara inat serserice değil adam gibi...