Bölüm 25

96.7K 4.2K 40
                                    



İçimdeki sızıyı bastırmaya çalışarak aşağı indiğimde beni bir sürpriz bekliyordu. Rüya, Peri, Turgut ve Yusuf gelmişlerdi. Tabi ki prenseslerim de. Özlemle sarılırken Tahir indi aşağıya. Turgut ve Yusuf ile sarılırken Rüya ve Peri'ye bakmadı bile. Bir birbirimize gözlerimizi devirirken Turgut ve Yusuf'un da kızlara kötü bakışlar attığını gördüm. Bir süre sonra hep beraber oturmuş havadan sudan sohbet ediyorduk. Tahir ise hala Rüya ve Peri ile konuşmuyordu. Onun yerine ben utandım. Ayağa kalkarken ona döndüm.

-Tahir benimle gelir misin?

Hışımla çıktığım odaya geri döndüğümüzde o başladı.

-Daha yakın bir oda bulalım. Özlemin bu kadar büyük mü?

-Günlük saçmalama kapasiteni doldurdun bence. Şimdi iniyorsun ve kızlardan özür diliyorsun.

-Pardon? Sevdiğim kadını ve oğlumu yıllarca benden sakladılar. Evime aldığıma şükretsinler!

-Hangi sevdiğin kadını? Yatağından çıkıp başkası ile evlenmeye gittiğin kadını mı? Yoksa düğünün için çiçek seçerken nişanlını avutan kadını mı?

-Gerçeği biliyorlardı.

-Gerçeği ben de biliyordum!

-Neden gittin o zaman!

-Hala anlamadın değil mi?

-Anlat o zaman!

-Hiçbir zaman beni tercih etmeyecektin. Ne kadar evli kalacaktın? Bir yıl mı, on yıl mı? Babasına gerçekleri hiçbir zaman itiraf edemeyecektin. Nevzat Albay'ı karşına alıp boşanmak istediğini söyleyemeyecektin. En iyi ihtimalle bir ömür ikinci kadın olacaktım. Her bayram benim yanımda değil onun yanında uyanacaktın. Tahir'e nasıl açıklamayı düşünüyordun bunu?

Haklılığım karşısında ağzını açamıyordu. Bir kere yıllardır içimde biriktirdiklerim taşmıştı, kendimi durduramadım.

-Sadece beni sevdiğini söyledin! Bana hiç bir şey anlatmadın. Çünkü yaptığın şeyin en çok bana haksızlık olduğunu bal gibi de biliyordun. Beni en zayıf noktamdan, sana olan aşkımdan vurdun. Beni, benim seni sevdiğim kadar sevseydin içine düştüğüm utancı bana yaşatmazdın, beni bırakırdın! Beni Süreyya'ya rağmen yanında tutarak sadece bencillik ettin Tahir. Sakın beni sevdiğini söyleme bir daha!

-Ben sadece seni sevdim!

-Ne sevgi ama, gözlerimi yaşartıyor. Artık eski Derin değilim. Artık sadece seni sevdim, yüreğim sana ait, aman da güzelim sevdam sensin saçmalıklarını yemiyorum!

Resmen denizlerin içinden çıkan medusa misali yükselmiştim. Birisinin beni indirmesi gerekiyordu ve o da tabi ki Tahir oldu.

-Peki sen ne yersin güzelim, ona göre davranayım?

Tokadım yüzünde patlarken engel olmadı.

-Öfken geçecekse bir tane daha vur!

-Öfkeli değilim, sadece artık seni istemiyorum!

Hışımla odadan çıktığımda arkamdan gülüyordu pislik herif. Kızların yanına indiğimde kendimi toparlamıştım ve gözlerimle özür diledim. Tahir geldiğinde oğlumu kucağına aldı.

-Oo, paşam! Buldun prensesleri beni unuttun vallahi. Rüya bize senin şu sütlü kahvenden yapsan. Özlemişiz.

Cevap Peri'den geldi.

-Zıkkım iç Tahir! Akşamdan beri şu hödüğü sardın başıma.

-Hak etmediğinizi iddia etmezsiniz umarım.

Kızlar bakışlarımdaki yalvarmayı görünce sessiz kaldılar. Benim yüzümden daha fazla aralarının bozulmasını istemiyordum.

Kahveleri yapıp döndüğümüzde Yusuf Tahir'e takılıyordu.

-Bravo abi, ilk günden takmışsın yüzüğü.

Tahir'in sertçe bana attığı bakışlardan susmamı istediğini anlamıştım fakat tabi ki susmadım.

-O takmadı Yusuf.

-Üç taşımı kendim aldım diyorsun yenge.

Ağzımı açamadan Tahir beni odadan sürüklemişti. Antreye çıktığımızda yüzüğü parmağımdan çekip çıkardığı gibi cebine attı.

-Bir ara hatırlat, şu koduğumun şerefsizini geberteyim!

Ağzımı açamadan odaya geri döndü.

Kırdığı potun farkında olan Yusuf, Peri'nin haşin bakışlarından korunmaya çalışıyordu. Akşama kadar normal vakit geçirebildiğimiz için onlara minnettardım, çünkü içine düştüğüm durumu düşünmek beni gerçekten yoruyordu. Onlar çıkarken evin önüne bir kamyonet yanaştı. Bir an sonra kendimi çakma evim şahane ekibinin içinde buldum.

SEVDAM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin