Uçaktan indiğimde beni bir araba karşıladı. Kalacağım otele geldiğimde telefonumu çıkararak Rüya'ya mesaj attım.
-Her şey için teşekkür ederim.
-Yanındayız canım. Sen iyi ol yeter.
Ve birlikte planladığımız kaçış serüvenim böyle başladı. Bir ay boyunca durmadan yer değiştirdim ve en son Turgut'un uçağı beni İzmir'e bıraktığında iki durak önceden itibaren kimsenin izimi süremeyeceğinin garantisini vermişti Rüya. Kendime sadece onun evlendiği gece ağlama izni verdim.
Havalimanında beni Rüya'nın kuzeni karşıladı. Eşi Tuncer de Rüya gibi avukattı ve öğrendiğim kadarı ile bir süre birlikte çalışmışlardı.
Tahir'in artık bana ulaşmasının imkanı yoktu. Tek sıkıntım sigortasız çalışıyor olmamdı. Tuncer olmasaydı bu işi de ayarlayamayacaktım. Aradan geçen iki ayda düzenimi kurmuştum.
Hatta eşlerine çaktırmadan Rüya ve Peri bile ziyaretime gelmişlerdi. Olanları onlardan öğrenmiştim. Sıkıntı içinde sabaha kadar uyuyamadığım gece Tahir'in gerçek evlilik gecesiydi. Ben bilmesem de kalbim hissetmişti demek ki.
Tek sıkıntım annemi çok özlememdi. İşime alışmıştım, az kazanıyordum fakat beni idare ediyordu. Yasemin ve Tuncer ise beni hiç yalnız bırakmıyorlardı. Annem ziyaretime geldiğinde kapıyı açmamla göz yaşlarına boğulduk. Bir an geri çekilerek karnıma baktı. Elleri göbeğimin üzerinde dolaşırken soru dolu gözleri gözlerimdeydi.
-Derin!
-Annem.
Yaşadığı şok ile koltuğa oturduğunda ağzını bıçak açmıyordu.
Dizlerinin dibine çökerken başımı kucağına yasladım.
-Hamileyim anne!
-Ondan mı?
-Evet!
-Kaç aylık?
-Üç bitti.
-Yavrum!!
Anneme içimi dökerken üzerimden büyük bir yük kalktı. Göz yaşları hiç dinmiyordu çünkü beni en iyi o anlardı. Babasız bir çocuk büyütmenin ne demek olduğunu biliyordu.
-Aldıramadım anne, kıyamadım. Onun parçası olduğu için. Ondan bana kalan tek şey yavrum. Tek istediğim senin kadar güçlü bir anne olabilmek.
-Olacaksın yavrum, olacaksın. Senin arkanda ben varım. Torunumun kapı gibi anneannesi var!
Böylece elimizde neyimiz var neyimiz yoksa sattık ve İzmir'de küçük bir çocuk yuvası açtık.
İşleri yoluna koyduğumuzda karnım iyice belirginleşmiş, doğuma sayılı günler kalmıştı. Bir akşam sancılarım sıklaştı. Doktorumu ararken sakindim, hatta sanki doğuma girecek olan annemmiş gibi yanımda ağlıyordu. Bir yandan onu sakinleştirmeye çalışırken, bir yandan kendimi hazırlıyordum. Son dakikaya kadar hastaneye gitmedim. Arabadan indiğimizde zor yürüyordum fakat hissediyordum. Oğlum gelmek üzereydi. Doğumhaneye girmemle çıkmam bir oldu. Onu gördüğüm an aşık oldum. Kapkara saçları ve gözleri ile kucağıma verdiklerinde çoktan ağzını açmış aranmaya başlamıştı. Onun kırmızı dolgun dudaklarını gördüğümde bir öpücük kondurmadan edemedim. Dudaklarımı emmeye başladığında ise hıçkırıklarıma kahkahalarım karıştı.
-Babası kılıklı!
Odamda uzanırken annem Tahir'i kucağıma verdi.
-Annem bu oğlanı doyuramayacağız biz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDAM (Tamamlandı)
ФанфикUzaktan seviyorum seni kokunu alamadan, boynuna sarılamadan yüzüne dokunamadan sadece seviyorum öyle uzaktan seviyorum seni elini tutmadan yüreğine dokunmadan gözlerinde dalıp dalıp gitmeden şu üç günlük sevdalara inat serserice değil adam gibi...