Bölüm 14

105K 4.7K 91
                                    

Üç saat sonra yeni evimin önündeydim. Eşyalarımı yavaşça yukarı taşıdıktan sonra sonrasında zorlanmamak için hemen yerleştirmeye başladım. Yarın sabah merkez ofiste göreve başlıyordum. İş dünyasını biliyordum, herkes kucaklarını açmış beni beklemiyordu ve başarısız olduğumda ilk öne sürülecek olan gençliğim ve tecrübesizliğim olacaktı. İşimi bitirdiğimde hava kararıyordu. Yeni evimin salonundan deniz görünüyordu. Tuvalimi çıkardığımda aklımdaki sorular bir bir döküldüler. Keşke o maili atmasaydım, keşke o yokmuş gibi davranıp devam etseydim. Bu göreve nasıl getirildiğimi bilmesem de başarabileceğimden emindim, onunla konuşmaya ihtiyacım yoktu. Cevap vermemesi bir yana kendimi tekrar hatırlatmıştım. Belki de hatırlatamamıştım ki en iyisi buydu.

Ertesi sabah ilk iş insan kaynaklarına uğradım ve transfer işlemlerimi sonlandırdım. Maaş artışımı öğrendiğimde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Resmen Erdoğan Bey'in maaşından daha fazla ödeme yapılacaktı. Bu işin içinde kesinlikle onun parmağı vardı.

Bana ayrılan ofise geçtiğimde ilk işim kendime bir plan yapmak oldu. Selma Hanım ayrılalı üç haftayı geçtiğinden bir dünya iş yığılmıştı ve kış sezonuna girmemizin göstergesi olan reklamasyonlar son hızla gelmeye devam ediyordu. Total rakamı gördüğümde gözlerim yuvalarından fırladı. Resmen bir yıl içinde kazandığımız tüm karı geri istiyorlardı. Geçen sene ödenen rakamları gördüğümde bu işe bir dur demenin vaktinin geldiğini düşündüm. İlk üç gün içerisinde biriken tüm işleri temizledim. Bu sırada en fazla reklamasyon alan tesisleri belirlemiş ve temasa geçmiştim. Tesislerden gelen sağlık ve güvenlik kayıtlarını sigorta şirketlerine göndermeye başladım. Amacım iş mahkemeye gitmeden elimizde kanıtlar olduğunu onlara göstermek ve masada uzlaşarak işi çözmekti. Tahminlerim doğru çıkarsa ilk gördüğüm rakamın %1'ine bu işi çözebilirdim.

Merkez operasyon Müdürü Akın Bey'in yanından çıktığımda onun onayını ve takdirini almaktan memnundum. Tahir'in merkezde olmadığına emindim, geldiğinden beri hiç görmemiştim.

Ofisime uğrayarak çekmecemden sigaramı aldım ve personel için ayrılmış sigara içme alanına yöneldim. İlk nefesimi çekerken gözlerimi dışarıda gezdiriyordum.

-Bırakamadık şu mereti.

Döndüğümde Akın Bey'in de sigara içmek için yanıma geldiğini gördüm.

-Aynen öyle.

Sessizlik içinde sigaralarımızı içerken bu ikimizi de rahatsız etmiyordu. Her ne kadar müdürüm olsa da rahat bir insandı ve özgüvenli duruşunda insana huzur veren bir taraf vardı.

İçeri geçmeye niyetlendiğimde devam etti.

-Gel bırakalım.

-Ah, imkansız benim için.

-Ne kadar içiyorsun?

-Haftada bir paket falan.

-Oo, en tehlikeli sınıftasın. Bir araştırma okumuştum en kolay bırakanlar günde bir paketten fazla içenler.

Gülümsememi engelleyemezken devam ettim.

-O zaman önce daha fazla iç sonra bırak mı diyorsunuz?

-Öncelikle şu sizi kaldır. Daha fazla içmene de gerek yok ben sen de o azmi görüyorum.

-Teşekkür ederim, keşke ben de görebilsem!

-O zaman var mısın iddiaya?

-Siz ne kadar içiyorsunuz?

-Günde iki paket.

SEVDAM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin