Umarım beğenirsiniz >~< Yorum bırakmayı ihmal etmeyin ^^ öpüldünüz :*
Youngjae ne söylediğinin farkına vardığında yutkundu. Geri çekilip o hariç her yere bakmaya başladığında Jaebum olayın şokunu atlatamıyordu. Ne demişti o? "Seni seviyorum" mu? Jaebum bunun bir rüya olmamasını diledi. Kafasını çevirip küçük olanın kızarmış yanaklarına baktığında bunun rüya olmadığından emin olmuştu. Hemen kendisine gelip yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirmiş ve küçük olana bakmaya devam etmişti.
"Beni sevdiğini söyledin."
"Şey... evet... söyledim."
Jaebum dayanamayıp küçük olana sarıldığında Youngjae şaşırmıştı. Kocaman şekilde açılmış gözlerinden bu anlaşılıyordu. Jaebum onu sıkıca sarmalamış ve gülümseyerek yanağına öpücükler kondurmaya başlamıştı.
"H-hyung... beni... boğuyorsun."
Youngjae, Jaebum'un kendisini sıkıca sardığı kolları arasında durmaktan şikayetçi değildi. Ancak, büyük biraz daha sıkmaya devam ederse nefessiz kalıp aşklarını yaşayamadan ölecekti. Jaebum ne yaptığını yeni fark etmiş ve hemen geri çekilip küçük olanın yüzünü elleri arasına almıştı.
"Özür dilerim, özür dilerim! Tanrım, aptalım. İyisin değil mi?"
Youngjae onun bu haline gülmeden geçememiş ve ona gülümseyerek bakmaya başlamıştı.
"İyiyim, hyung. Sakin ol."
Jaebum onun gülümsemesine bakıp sakinleşirken o da gülümsemiş ve küçük olanı kendisine çekip bu sefer çok da sıkmadan sarılmıştı.
"Şu an çok mutluyum."
"Ben de..."
Jaebum, küçük olanın sesindeki tereddütü hissetmiş ancak kalbini kırmamak için konuyu açmamıştı. Youngjae de ne konuşması gerektiğini bilmiyordu. Bir süre öylece beklemişlerdi. Youngjae, büyük olanın göğsünde kafasını dinlendiriyor, büyük olan ise ara ara saçlarına öpücük kondurup kokusunu içine çekiyordu.
"Aç mısın?"
Sonunda sessizliği Jaebum bozmuştu. Youngjae, karnının guruldadığını hissettiğinde utanmasına engel olamamıştı. Kafasını kaldırıp büyük olana baktığında onun gülümsediğini görmüştü.
"Açım. Hem de çok."
"Bize bir şeyler hazırlamalarını söyleyeceğim."
Jaebum ayağa kalkıp gitmek üzereyken Youngjae onun elinden tutmuş ve ayağa kalkarak ona bakmaya başlamıştı.
"Birlikte yapalım."
Jaebum önce ellerine sonra küçük olana baktığında yüzünden düşmeyen gülümsemesiyle ona bakmış ve ellerini birbirine kenetleyip onu peşinden mutfağa götürmüştü.
"Vay canına..."
Youngjae mutfağın büyüklüğü ile şok olurken Jaebum onun bu tepkisine gülmeden edememişti.
"Benim evim bu mutfağın yarısı bile değildir."
"Abartıyorsun."
"Siz bu evde birbirinizi kaybetmiyor musunuz? Anneni ve babanı bulmak zor oluyordur."
Jaebum onun söyledikleriyle omuz silkmiş ve elindeki tutuşunu sıkılaştırarak kendisine çekmişti. Youngjae ani hareketle afallarken büyük olanın beline sarılmasıyla son anda düşmekten kurtulmuştu. Youngjae boşta kalan ellerini nereye koymasını bilemiyordu. Sonunda kollarını onun beline sarmış ve ona bakmaya başlamıştı.