"Peki, şimdi ne yapacağız? Yani Jackson konusunda? onların gerçekten yakın arkadaşı gibi duruyor... Arada kalmak istemiyorum ancak, onunla arkadaş da olamam."
Bambam arkadaşının bu düşünceli haliyle gülümsemişti. O da ne yapacaklarını bilmiyordu. Yugyeom'u sevdiğini biliyordu. Jackson onun için sadece saplantıydı. Takıntı haline getirmişti büyük olanı. Ama emindi ki, bu konuyu geride bırakabilirlerdi. Kimsenin arasının açılmasına gerek yoktu. Derin bir nefes almış ve yanında oturan sevgilisinin omzuna başını yaslamış ve gülümsemişti.
"Bence, arkadaş olabiliriz."
Yugyeom ve Youngjae, Bambam'in söylediği ile gözlerini kocaman açıp ona bakmıştı.
"Ne? Artık onu unuttum. Bunun olmaması için bir sebep yok. Hem dediğim gibi gurur meselesi yaptım."
"Buna emin misin Bam?"
Bambam, yugyeom'un sorduğu soru ile hafifçe gülümsemiş ve başını "evet" anlamında sallamıştı. Emindi. Ona tekrar aşık olamazdı. Yugyeom'a böyle bir şeyi yapmazdı. Kendinden emindi. Emin olmasa onunla böyle bir şeye kalkışmazdı. Onu kaybetmekten çok korkuyordu. Ve her ne kadar mantıklı kararlar vermek konusunda kötü olsa da bu konuda şakası yoktu. Onu kaybetmemek için her şeyi yapardı. Bunu biliyordu. Jackson'ı çoktan unutmuştu. Sadece, böyle bir olayı beklemiyordu. Nasıl tepki vereceğini bilememiş ve kaçıp gitmişti.
"Peki, o zaman. Onunla anlaşmayı deneyeceğim. Ama yapamazsam beni suçlamayın."
Yugyeom, derin bir nefes almış ve onunla nasıl anlaşacağını düşünmüştü. Bambam'in onu sevmediğini biliyordu. En azından öyle düşünmek istiyordu. Ve Jackson'ın tekrar aralarına girmesini istemiyordu. Bunu kaldıramazdı. Yapamazdı. Bambam'i nasıl sevmeye başladığını bilmiyordu. Ancak, emindi ki bu saatten sonra onsuz bir hayat düşünemezdi.
"Çok düşünüyorsun. Onu sevmiyorum Yugyeom. Gerçekten. Yalan söylemiyorum. Onunla anlaş diyemem ama dene. Olmuyorsa olmaz, değil mi ama?"
"İnanması güç ama Bambam gerçekten bu sefer doğru konuşuyor."
Bambam, Youngjae'nin söylediği şeyle gözlerini kısarak ona bakmış ve Yugyeom'un gülmesini sağlamıştı.
"Tamam, ama beni sinir ederse onu döverim."
Bambam, Yugyeom'un söylediği şeyle gülmüş ve onun yüzünü elleri arasına alarak dudaklarına minik bir öpücük kondurmuştu.
"Evet, tabiki döversin."
"yeeeyy! resminizi çektim!"
Youngjae'nin bir anda bağırmasıyla ikisi de başını ona çevirmiş ve gülmüştü.
"Youngjae, insanları gizlice çekmenin sırrı onların bilmemesidir."
Youngjae, Bambam'in söylediği şeyle pot kırdığını fark etmiş ve bir anda arkadaşının ayaklanmasıyla hızla oturduğu koltuktan kalkmış ve elinden telefonu kaptırmamak için koşmaya başlamıştı. İkisi birlikte evi turlarken Yugyeom onları keyifle izliyor ve video'ya alıyordu.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Ertesi gün
Youngjae, dün geç saatlere kadar Bambam'in evinde kaldıktan sonra kendi evine gelmiş ve günün yorgunluğu ile kendisini yatağa atmış ve çok geçmeden uykuya dalmıştı. Sabah ise alarmının sesiyle uyanmış ve lanet etmeye başlamıştı. Neden bu saatte okula başlanırdı ki? Derin bir nefes almış ve üstündeki yorganı çekerek yataktan çıkmış ve banyoya girmişti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra tekrar odasına geçmiş ve yatağına bağdaş kurup oturmuştu. Eline komodinden telefonu almış ve hala uyku akmakta olan gözlerini ovalamıştı. Mesaj var mı diye baktığında Jaebumdan bir sürü mesaj olduğunu görmüş ve gülümsemişti.