Y//N: Öncelikle bölüme başlamadan sormak istiyorum. Youngjae'nin anne ve babasının bu durumu kabul etmesini çok hızlı ve yapmacık mı buldunuz? Yoksa gayet yerinde miydi? Ficimizin komedi ve aynı zamanda fluff olmasından dolayı kasvet içeren olayları pek de uzatmak istemedim. Bu yüzden bu olayı da böyle yazdım ancak, bu konu hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Benimle paylaşırsanız yazarınızı mutlu edersiniz >~<
•Youngjae'nin Evi•
"Ah, merhaba çocuklar. Erkencisiniz?"
"Evet, Youngjae'yi görmeye geldik. Bizim prenses hala uyuyor mu??"
"Evet, uykucu yukarda. Ama dikkat edin. Bir süprizle karşılaşabilirsiniz."
Youngjae'nin annesi ikiliye göz kırptığında ikili birbirine anlamaz bakışlar atmıştı. Bayan Choi gülerek içeri geçtiğinde Bambam, Yugyeom'un kolundan tutup onunla beraber yukarı çıkmaya başlamıştı. Dün okula gelmeyen arkadaşını merak etmişti. Nerede olduğunu ya da kiminle olduğunu biliyordu. Ancak, gene de merak etmekten kendisini alamamıştı. Bu yüzden Yugyeom'un kapısına sabahın köründe dayanmış ve zorla onun hazırlanmasını sağlamıştı. Sonrasında ise ikisi birlikte Youngjae'nin evine gelmişti. Şimdi de yavaşça arkadaşlarının odasına çıkıyorlardı.
Sonunda Youngjae'nin kapısının önüne geldiklerinde Bambam kapıyı çalmadan içeri dalmış ve bağırmıştı. Ancak, gördüğü manzara ile cümlesinin yarıda ve ağzının bir karış açık kalmasına, ardından yüzüne hınzır bir gülümseme yerleşmesine engel olamamıştı. Aklına gelen şeyle gülümsemesi daha da genişlemiş ve hemen arka cebinde duran telefonu çıkarıp ikiliye biraz daha yaklaşmıştı. Çıkardığı telefonundan ikilinin sarılmış hallerinin fotoğraflarını çekmişti. Sonrasında ise telefonunu cebine atmış ve kendi sevgilisine dönerek gülümsemişti.
Yugyeom, Bambam'in yüzündeki sırıtışa karşılık gülmesini tutamamış ve ona yaklaşarak kollarını beline sarmıştı.
"Bebeğim, senden korkulur.."
"İşte bu yüzden elime düşmemeye çalış."
Bambam gülmüş ve kollarını sevgilisinin boynuna dolayarak gülümsemişti.
"Odamda ne arıyorsunuz?!!"
Yandan gelen bağırışla ikili hızla birbirinden korkuyla ayrılmış ve başlarını uykudan yeni kalkmış olan Youngjae'ye çevirmişlerdi.
"Ödümü kopardın!"
"Tanrım.. Benim evimden başka yer mi yok fingirdeşecek?"
Bambam, Youngjae'nin söylediği ile sırıtışına engel olamamıştı. Yanında uyumakta olan Jaebum'a bakış atmış ve sonrasında bakışlarını tekrar Youngjae'ye çevirmişti.
"Peki, bazılarımızın uyumak için evi yok mu?"
"Ne diyorsun s-"
Youngjae başını yanına çevirdiğinde gördüğü beden ile cümlesini yarıda kesmek zorunda kalmıştı. Kahretsin ki, unutmuştu. Dün onun burada kalması o kadar güzel bir durum olduğunu düşünürken şimdi, kendilerini basan arkadaşları yüzünden bu yaptığının felaket olduğunu anlamıştı. Yanındaki beden kıpırdanıp yavaşça gözlerini açtığında gerinmiş ve esneyerek yatakta doğrulmuştu. Gözlerini ovuşturup bakışlarını etrafta gezdirmeye başlamıştı. Gördüğü iki bedenle ilk başta şok geçirse de sonrasında kendine gelmiş ve gülümseyerek onlara bakmaya başlamıştı.
"Selam."
"Selam Hyung. İyi uyudun mu?"
Bambam sırıtmasına engel olamamış ve ikili üzerinde bakışlarını gezdirmişti. Youngjae dudaklarını oynatarak onu öldüreceğini söylediğinde Bambam gülmüş ve telefonunu elinde sallayarak göz kırpmıştı. Youngjae yüzünün kızardığını hissediyordu ama bu kesinlikle utançtan değil sinirdendi. Bambam'i uygun bir zamanda öldürecekti.