"Youngjae! Lütfen bekler misin?"Bambam, basılmalarından sonraki tüm dersler boyunca kendileriyle konuşmayan arkadaşının peşinden gidiyor ancak, Youngjae ona cevap vermemekte ısrar ediyordu. "Pislikler," diyordu içinden. "Bana nasıl söylemezler.", Youngjae açıkçası kırılmıştı. Yugyeom'un kendisine anlatmasını beklemişti. Onlar adına mutluydu tabiki. Ancak, üzülmesine de engel olamıyordu. Bu yüzden öğleden sonraki dersler boyunca onlarla konuşmamış ve çıkışta da aceleyle sınıftan çıkıp Jaebum'u bile beklemeden aşağı inmişti. Şimdi ise arkasından gelen Bambam ile adımlarını hızlandırmış ve okulun bahçesinden de çıkıp evine doğru yol almıştı. Artık seslenmelerin gelmediğini fark ettiğinde durmuş ve arkaya bakmak için kafasını çevirmişti ki, üzerine atlayan bedenle dengesini kaybetmiş ve yere düşmüştü. Üzerindeki bedenle ezildiğini hissederken onu ittirmeye çalışmış ancak bu sadece onun kendisine daha çok yapışmasına neden olmuştu.
"Bambam, üzerimden kalkar mısın? lütfen!"
"Hayır! Bizi affettiğini söyle. O zaman kalkarım."
"Bambam, kalk! herkes bize bakıyor."
Youngjae, onu her ittirişinde daha çok yapışan çocukla gözlerini devirmiş ve pes edip kafasını zemine yaslayıp onun da pes etmesini beklemişti.
"Affettiğini söyle!"
"İyi be! Tamam. Affettim! Kahretsin, Şimdi kalk üstümden."
"ehehehehehehe"
Bambam gülerek üzerinden kalkmış ve elini ona uzatarak onun da kalkmasını sağlamıştı. Youngjae ise anında yumuşamış olmanın verdiği hisle kendine lanet ediyordu. Süründürmeliydi. Ancak, yapamamıştı işte. Hem kendi aşk hayatından onlara vakit ayıramamıştı ki, söylenmeye hakkı olsun.
"Hadi, hep beraber bir şeyler yapalım. Jaebum hyung ve diğerleri de gelsin."
Bambam'in önerisiyle içinde oluşan heyecanı görmezden gelmeye çalışmış ve bir süre sakinleşmeye çalışmıştı.
"Hey! ne duruyorsun? mesaj atsana."
Youngjae, Bambam'in sesiyle kendine gelmiş ve hemen telefonunu çıkararak ona mesaj yazmaya başlamıştı.
Jaebumie: Hyung, okulun köşesindeki kafeye gelmeye nerdesiniz?
Youngjae telefonunu elinde bekleterek cevabın gelmesini bekledi. Cevap sandığı kadar geç gelmemişti. İki dakika sonra gelen mesajla gülümsemiş ve Bambam'e bakıp daha yeni fark ettiği şeyi sormaya karar vermişti.
"Yugyeom nerde?"
"Ha, o mu? Jungkook ile işleri varmış. Özel dedi."
Youngjae, Bambam'in düşen yüzünü gördüğünde hafifçe gülümsemiş ve Bambam'i ilk defa böyle gördüğü için, içinde oluşan onunla dalga geçme isteğini bastıramamıştı.
"Aman Tanrım! Yoksa kıskandın mı? İnanamıyorum.. Yüzün morarıyor.. Sanırım Yugyeom'un Jungkook ile olması acayip sinirini bozmuş."
Youngjae kafeye doğru yürümeye başladıkları süre zarfında Bambam ile dalga geçmiş ve Bambam'in kızarmasına neden olmuştu. Biliyordu ki, bu kesinlikle sinirden değildi. Ve bu, Youngjae'nin daha çok eğlenmesine yol açıyordu. Sonunda kafeye geldiklerinde cam kenarındaki boş masalardan birine oturmuşlar ve diğerlerinin gelmesini beklemişlerdi.
"Sen onu bunu boşver de, ne oldu onu anlat? Jaebum Hyung ve sen.. Nasıl gidiyor?"
Youngjae konunun kendisine dönmesiyle anında gerilirken bu öğlen yaşananlar aklına gelmişti. Utançtan kızaran yanaklarını gizlemek adına başını eğmişti.