Satırarası yorum yaparsanız yb erken gelir.
Aslında yb atmak için bir az erken ama asıl konular var.Ve yorum bir az artarsa,yb gelmesi daha kolay olur özellikle de satırarası yorumlar.Şarkıyı açarak dinleyin,daha keyifli olur.
Bahar
Şu an karşısında ne kadar aptal göründüğümün farkındayım.Ama o ise uzun süre cevapsız kalmış,yüzünü yüzüme yaklaştırıp beni izliyordu.Ben ise sadece kapıya bakıyordum.Bu durumdan rahatsızdım.Eğer normal bir durumda olsaydık onu çoktan itmişdim.Ancak beni kardeşimle tehdit etmişdi.Yapacağım en ufak bir hata bile kardeşimin canına mal ola bilirdi."Neden yüzüme bakmıyorsun?"
Ben yüzümü ona çevirmedim yine.Ve sessiz kalmayı tercih ettim.O elini yüzüme yerleştirip sertçe kendine çevirdi.
"Sana neden yüzüme bakmıyorsun dedim?"
Ne diye bilirim ki?Onun hakkında aklımda en ufak bir fikir bile yok.Sonunda konuştum.
"Tipim değilsin." Bunu söylemem ile kahkaha atmaya başladı.
"Mmm,demek öyle.Ama ben senden etkilenmiştim.Kalbimi kırdın.Hiç mi umudumuz yok?"
Bunu demesiyle az öncekinden daha büyük kahkaha attı.Benim ise sinirlendiğim her halimden belliydi.Artık dayanamayacaktım.Bir insanın kahkahası ancak bu kadar iğrenç ola bilirdi!Hemen kalkıp, kapıya doğru gitmeye çalıştım.Ama kolumdan tutup,beni yatağa fırlattı.Eli ile boynumu sıkıp konuşmaya başladı.Az önceki neşeli halinden eser yoktu.
"Sevdiğin erkek tipi ne?"
Hiç bir şey anlamıyorum.
"N...ne?"
"Bana sevdiğin erkek tipini söyle!" Sesi oldukça yüksek çıkmıştı.
Ama ne bekliyordu? Bu halde iken,boynumu sıkarken konuşmamı mı?
"Hemen söyle!" Sesi kulağımı batıracak şekilde çıkıyordu.
Çarem yoktu.Sorusuna cevap vermezsem,öldürecekti beni bu manyak!
"Esmer..."
"Ne yani sarışın ve ya kumralları sevmiyormusun?" Nihayet boğazımı bırakmıştı.Hemen yatağın bir köşesine oturdum.
"Hayır.Erkek dediğin esmer olacak!" Ondan korktuğumu belli etmemek için her şeyi yapıyordum.
"Peki göz rengi?" Deyip,dikti mavi gözlerini gözlerime.Böyle acımasız,duygusuz bir adamın gözleri nasıl bu kadar güzel ola bilirdi?
"Siyah,kahverengi,ela" Bunu söylediğimde yüzü düştü.
"Mavi ya da yeşil renk niye yok?"
Aslında benim hayatım koyu renkler gibi geçiyordu.Özellikle siyah gibi.Bu yüzden siyah renk benim için özel anlam taşıyordu.Ona bakınca sanki, kendimi görüyordum.Simsiyah!
Hiç diğer renkleri merak etmedim.Tabikide,her rengin kendi güzelliği vardır.Ama yeşil,sarı,pembe,mavi, mor ve başka renkler ilgimi çekmiyordu.
Şimdiye kadar hiç "sevimli erkek tipi" hakkında düşünmedim.Yavuz da bana sorular sorunca sedece sevdiğim renkleri söyleyip,geçiyordum."Bilmiyorum."
"Yavuz ben artık gitsem mi?""Tamam git,merak etme kardeşine bir şey olmayacak."
Doğru mu diyor bilmiyorum ama, bunu söylemesi rahatlatmıştı beni.
Anında odama gidip,kendimi yatağa attım.Yavuz'un bana sorduğu soruları düşünüyordum.Hakikaten de şimdiye kadar yaşadıklarım yüzünden hiç bir erkekle sevgili olmayı düşünmemiştim.Daha doğrusu, hayat bana bu şansı sunmamıştı.
Yavuz'un bana neden o soruları sorduğunu da bilmiyorum ama neyse.Zaten her hareketi garipti.Sorgulamak yerine uyumam daha iyi.Sabah
Sabah uyanır-uyanmaz saate baktım.Saat:08:00.Hemen Yavuz'un odasına gittim.Kapıyı tıklatıp, "gel" sesini duyunca hemen odasına girdim.Yavuz beni karşısında görmeyi beklemiyordu sanki.Ya da niye beklemesin canım?Zaten evde iki kişiyiz."Ne vardı?"
"Beni ne zaman bırakacaksın?"
Karşıma geçip ufak ufak sırıtmaya başladı.
"Bilmiyorum, ne zaman istersem.İstediğimi almadım daha."
"İstediğim derken?"
"Sen gayet iyi anladın,neyi kast ettiğimi."
Evet,anlamıştım.
"İstediğini hiç bir zaman alamayacaksın.O zaman sonsuza kadar beklersin."
"Benim için sorun yok.Sende sonsuza kadar bu evde kalırsın o zaman."
"Sen çok gıcıksın Yavuz!"
"Sen de çok tatlısın Bahar!"
Şuna bak.Birde alay ediyor!
"Ne zaman gideceksin işe?"
"Sanane?"
"Aman be kendin bilirsin."deyip arkamı çevirip gittiğimde kolumdan tutup,beni bir anda kendisine çekti.Dudaklarıma yaklaştığında,güzel kokusu burnuma doluyordu.
Ama böyle olmazdı.Beni öpmesine izin vermeyecektim.Onu itip,hemen koşarak odama geçtim.Yatağıma oturup, elimi saçlarımdan geçirdim.Kapıyı kitlemiştim.Kapının tokmağı yine oynamaya başlayınca,Yavuz'un geldiğini anladım."Aç şu kapıyı!"
"Açmayacağım.Git!"
"Saçmalıyorsun. Açmazsan kötü olur!"
En kötü ne ola bilirdiki?Kapıyı kıracak hali yok ya.
Kapı bir anda açıldığında öyle bir halinin olduğunu anladım.Yanıma yaklaşıp,konuşmaya başladı."Ne demiştim sana?"
Kafamı ne anlamında salladım.
"Bu kapı bir daha kitlenmeyecek demedim mi?"
"Dedin.Ama kitledim."
Kolumu arkama verdi.Acı içinde inledim bir an.
"Nasılmış benim dediklerimi yapmadığın için acı çekmek?Ne oldu, şimdi korktun sanki?"
Canım yanıyordu.Bir dakika! Ben dövüş yapmayı biliyorum.Hemen kolumu ondan kurtarıp,karnına yumruk geçirdim.Bunu yapmamla yatağıma düştü.O kimki benim canımı yaksın?
"Bu oldu Yavuz bey." Deyip koşarak kapıyı açtım.Bu evden gitmem gerekti.Yoksa daha kötü şeyler olacaktı.Ama kendimle de gurur duyduğumu söylemeliyim.
Nihayet, kapıyı açıp çıktım.Korumalar anlamadığım bir nedenle burda değillerdi.Bahçe kapısına doğru ilerlediğimde duyduğum şey Yavuz'un ayak sesleriydi.Sonra artık araba yoluna çıkmıştım zaten.
Arkama bakarak,koşmaya devam ederken duyduğum korna sesi ile yere düştüğümü hatırlıyorum.Ondan sonrası karanlık........
Yb geldi.Oy ve yorumlarınız yüksek olursa,yb daha erken gelir.Umarım içinize sinen bir bölüm olmuştur.
Bahar muhtemelen kaza geçirdi araba çarptı diye.Sizce durumu nasıl olacak?
Şimdilik hoşcakalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz |Tamamlandı|
ActionHayattan kopan bir kadın ve bir erkeğin en zor anlarında tanışması Tesadüf müdür gerçekten? "Bilmiyorum,bana yaptıklarını nasıl unuturum bilmiyorum.Elimden aldığın canımı o kadar yaktı ki...." "Elimden alınanlar canımı öyle bir aldı ki...." /düzenle...