Satırarası yorumlarınızı bekliyor olacağım.
Not:Multideki şarkıyı aça bilirsiniz.Bahar
Ben olanları anlamaya çalışırken,Yavuz beni kolumdan tutup yataktan kaldırmıştı bile.Hemen beni arkasına aldı."Y...Yavuz ne oluyor?Kim ateş ediyor?"
"Korkma Bahar.Ben yanındayım.Kimse sana zarar veremez."
Yavuz'un bir anlık böyle konuşmasına şaşırsam da,şu an önemli olan hayatlarımızdı.
"Yavuz hemen bu odadan çıkalım!"
"Haklısın.Hemen çık!"
"Olmaz sende gel.Niye gelmiyorsunki?"
"Çatışmam gerek Bahar."
Anlamadığım bir şekilde onun için endişeleniyordum.
"Sen gelmiyorsan,bende gitmem."
"Bahar inadın burda tutmasın bari!"
"Sus be!Hadi gel çıkalım."
Sonunda benim pes etmediğimi anlamış olacak ki,beni kolumdan tutup dışarı çıkardı.Şu an ateş sesleri kesilmişti.Yavuz hemen telefonunu eline alıp, birini aradı.
"Alo Hasan,kimmiş bu gelenler?"
"Efendim biz hepsini hall ettik.Şu an Fethi ve Ateş bey burada.Onlar size her şeyi anlatacaklarmış."
"Tamam gelsinler."
Yavuz'un telefon konuşması bittikten sonra hemen bana döndü.Endişelendiği her halinden belliydi.
"İyi misin?"
"İyiyim.Yavuz bu gelenler kimdi?"
"Sen burnunu her şeye sokma.Ben şimdi aşağıda oturma odasına geçicem.Sende odana gidip kapıyı kapatıyorsun.Ben çık diyene kadar da çıkmıyorsun!"
Oldu Paşam,başka emriniz?
"Yok ya?! Neden senin istediklerini yapacakmışım?"
"Beni sinirlendirme." -dedi ve yine üzerime gelmeye başladı.Aynı şeylerin olmasından o kadar korkuyorum ki...
Hemen arkamı dönüp,koşarak odama geçtim.
Sonra zilin çalması ile kimin geldiğini anlamak için odadan çıktım.Tabiki de onun söylediklerini yapmayacaktım!
İki tane erkek gelmişti.Birisi uzun,esmer diğeri ise ona göre bir az kısa,sarışındı.Yavuz sarışın olan kişiye dönerek konuşmaya başladı:"Evet,Ateş.Kimmiş bize saldıranlar?Kesin Sarp ve adamları değil mi?"
İsminin Ateş olduğunu öğrendiğim şahıs, elini saçlarından geçirerek konuşmaya başladı:
"Hayır, o değil."
"Kim o zaman?" Diyen Yavuz'un heyecanlı olduğu ortadaydı.
"Yasin." Diye söze atladı esmer olan kişi.
"Lan Fethi,o hapishanede değilmiydi?""
Şu esmerin de ismi Fethi imiş.
"Hayır,serbest bırakılmış ya da kaçmış olmalı."
"Fethi,biz artık kalkalım mı?Yavuz sende yarın mutlaka işe gel.Yapmamız gereken önemli şeyler var."
"Tamam gelirim."
Nihayet,hepsi gitmişti.Bende odama gidecekken,ayağımın çarpması ile vazo yere düştü.Kahr etsin.Şimdi bu kesin yine bana bir şey yapacak!
"Sana odadan çıkma dememiş miydim?"
"Dedin ama ben yine yapmadım."
"Hemen odana!"
Ben yine belki şaka ile karışık cevap verir diye beklerken,o tam aksini yapmıştı.Sinirli idi.Muhtemelen,şu Yasin ve Sarp denilen adamlar onun canını fazlasıyla sıkıyordu.Aferin onlara!Madalya takasım geldi.
Hemen odama doğru ilerlemeye başladım.Of çok açım ya.Bana yemek de vermez bu şimdi.
~1 saat sonra~
Artık açlık,dayanılmayacak bir hale gelmişti.Kendimi Yavuz'un odasına doğru giderken buldum.Kapısına doğru yaklaştığımda, yine birisi ile telefonda hararetli şekilde konuşuyordu.
"Ateş ne diyorsun sen?Böyle bir şey olamaz!Nolur olmadı de!"
(Multiyi aça bilirsiniz)
Karşıdan gelen cevap ile bir anda yere çöktü.Dizlerini kendisine çekti,başını dizine koydu.Karşımda öyle bir ağlıyordu ki,kimse bu kişinin kalpsiz olduğuna inanmazdı.Sebebini bilmediğim halde,kalbimin parçalandığını hiss etdim o an.Artık,kapıda durup ona öylece bakmanın bir faydası yoktu.Gidip,yanına oturdum.Bir an yüzünü kaldırdı.Ben yine bana bağıracak diye düşünürken beni kendisine hızla çekip,bana sarıldı.Ben de kollarımı ona doladım.5 dakika başı boynuma gömülü bir şekilde öylece durduk.Sonra kafasını boynumdan çekip,bana baktı.
"Yavuz,noldu iyi misin?"
"Bahar hiç bir şey sorma.Sadece bana sarıl."
Sonra durdu.Bende bu sırada onun söylediklerini anlamak için çabalıyordum.Ama nafile.
Sonra yeniden kendisini toparlamaya çalışıp, sözüne devam etti."Bu gece benimle uyur musun?"
Hayır demek istesem bile, sözcükler dilimin ucundan kendiliğinden dökülü vermişti.
"Tamam,uyurum."
Sonra bir anda yatağa kalktı.Eli ile yanında yer açıp,bana gitmem için işaret etdi.Bende yanına gittim.Uzandığım anda yine beni kendine çekip sarıldı.Her zaman yaptığı gibi başını boynuma gömdü.
~sabah~
Sabah kalktığımda Yavuz'un bir eli benim üzerimde idi.Başıda hala boynuma gömülü şekildeydi.Ben istemsiz olarak,halimize güldüm.Sonra Yavuz'un yüzünü incelemeye koyuldum.Çok tatlı duruyordu.Ama gel gör ki,aslında hayatta bu kadar da tatlı değildi.Dün geldi aklıma.Onu bu kadar üzen şey neydi?Gerçekten merak ediyorum.Yavaş yavaş kıpırdanmaya başladı.Ben de hemen gözümü ondan çekip,tavana baktım."Uyandığında beni neden uyandırmadın?"
"Dün o kadar üzgündün ki..Uyumak sana iyi gelir diye düşündüm."
Hiç bir şey demeden yataktan kalktı.Bende kalkıp,odama gittim.Elimi yüzümü yıkayıp,sofrayı kurdum.Merdivenlerden ses gelince, Yavuz'un aşağı indiğini anladım.Kapıdan çıkacak iken:
"Nereye?" Diye sordum.
"İşe gidiyorum."
"Dün seni üzen şey neydi?Gel kahvaltı da et.Aç aç işe gitme."
Kapıyı bırakıp bana yaklaştı.
"Kızım sen niye beni düşünüyorsun? Senin yanında ağlayıp,sana sarıldım diye seni sevdiğimi düşünmüyorsun değil mi?"
Yb geldi.İçinize sinmiştir umarım.
Sonda Yavuz'a kızanlar burda mı?Bende kızdım ne yalan söyleyeyim dkdkdkd.
Yorum ve Oylarınızı eksik etmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz |Tamamlandı|
AçãoHayattan kopan bir kadın ve bir erkeğin en zor anlarında tanışması Tesadüf müdür gerçekten? "Bilmiyorum,bana yaptıklarını nasıl unuturum bilmiyorum.Elimden aldığın canımı o kadar yaktı ki...." "Elimden alınanlar canımı öyle bir aldı ki...." /düzenle...