Hikaye kapağını kendim yapmadım,internetten buldum.Umarım,beğenmişsinizdir.
Kim yapmışsa da ellerine sağlık,umarım helal eder.Güneş doğsun,denizde dalgalar dursun
Zihnim ıssız,gözlerim yaşsız olsun.Bahar ~2 saat sonra~
Gece saat 03:00-du.Ama hala,biz sahilde idik.Tam olarak,iki saat öylece sahil'e bakıyorduk.Az önce,yaptığımızdan sonra ağzımızı bıçak açmıyordu.Lakin,bu,hiç sıkıcı değildi.Deniz'in güzelliğini hep güneş eşliğinde görmüştüm.O zaman da muhteşemdi.Ama şimdi? Şimdi Ay öyle güzel gözüküyor ki....Ve bu güzelliğine deniz'in muazzamlığı katılınca,tam olarak bir görsel şölen oluyordu.Deniz'in dalgalarının sesi ise bir müzik gibi insanın ruhunu okşuyordu.Sabah'a kadar burda dura bilirdim.Ki,zaten bu sessizliğe bakılırsa,burda sabahlayacaktık.Güneş'in doğuşunu izlemek şimdiye kadar hiç nasip olmamıştı.Bunu planlıyordum.Gözümü açtığımda etraf sessizlikti.Ah,kahr etsin!Uyuya kalmışım.Kafamı kaldırdığımda,Yavuz'un göğsünde uyuduğumun farkına vardım.
Aslında uyanmak için geç kalmamıştım.Çünkü,güneş daha yeni doğuyordu.Bir hışımla Yavuz'un yakasından tutarak çekiştirmeye başladım.Onun da bu sahne'yi görmesini istiyordum.Gözlerini kısarak açmaya başladığında,konuşmasına izin vermedim.Elimle güneş'i işaret ederek Güneş'e bakmasını sağladım.Gülümseyerek,güneşe baktığında,bende bakıyordum.
Bu manzara o kadar güzeldi ki!Sakin sakin denizin üstünde uçan martılar......Kusursuzdu!
Yavuz,aniden yüzünü bana döndü.Ben ise hala denize ve martılara bakıyordum."Bahar?" Yüzümü ona çevirdiğimde,bana bakmış gülümsüyordu.
"Neye gülüyorsun?"
"Hiiiç."
"Yavuz...Bence bana yalan söyleme. Sabahtan beri bana bakıp,sırıtıyorsun."
"Niye böyle bakıyorsun denize? Daha önce hiç görmemiş gibi bakıyorsun Güneş'in doğuşuna."
"Görmedim çünkü." Dedim buruk bir gülümseme ile.Böyle bir şans daha önce yakalayamamıştım.
"N-nasıl yani?"
"Öyle işte.Neyse...Hadi gel kalkalım.Bir az gezelim."
Kafası ile onaylayınca,kalktık.Sahilde yürüyorduk.İçimde anlam veremediğim bir mutluluk vardı.Aşk dedikleri bumuydu?
Hiç bir şey konuşmadan yürüyorduk sadece.Ne o ağzını açıyordu,ne de ben.Bir anlık konuşma gereği duydum."Yavuz."
Ayaklarını durdurup,bana baktı.Ben ise içimdeki sevinç ile birlikte onun boynuna sarıldım.O da vakit kaybetmeden ellerini belime doladı.Bir kaç dakika öyle durduk.
Fazla mı romantik olmuştu bu sarılma? Bunun içine bir az odunluk katmak lazım.
"Yavuz....Acıktım."
Benden ayrılıp,yüzüme bön bön bakıyordu.Kollarımı ve kafamı ne dercesine salladım.Gülünce,rahatlamıştım.
"Bende ne zaman tuz katacaksın diyordum şu romantizmimize."
"Ne ya?Acıkmış olamaz mıyım?Hem saat artık 10 oldu olacak.Bir kahvaltı etmeye gitsek?"
"Tamam tamam.Bir şey demedim.Hadi gidelim.Açıkcası,ben de açım."
Onu beklemeden arabaya doğru yol aldım.Arabaya binince,onun gelmesini bekledim.Nihayet gelince yol'a çıktık. Yol boyunca hiç konuşmadık.Arabayı durdurunca,indik.Küçük ama tatlı bir restoran'a geldik.Kahvaltı olduğu için ağır hiç bir şey söylemedik.
"Yavuz, senin şu arkadaşların Fethi ve Ateş nasıl?"
"Ne yapacaksın?"
"Yani...Bizim kızlarla araları malum.Tamam Fethi ve Eylem bir birini tanıyor ama Ateş ve Nazlı tanımıyordu.Ateş güvenilir bir kişi mi? Aynı zaman da Fethi ve Eylem de hep kavga ediyor."
"Bir kere Ateş çok çapkın.Öyle her gece bir kız ile gezer tozar.Fethi öyle değil,çok çalışkan.Tek bildiği şey iş.Ama bence Ateş Nazlı'yı ciddi anlamda seviyor.Bir an dilinden düşmüyor.Daha önce sevgilileri olmuşdu.Fakat, hiç birinden bahs etmemişti.Fethi de Eylem'e aşık.Ama söyleyemiyor,sadece ona doğru bir adım atıyor. Eylem de buna sinirlenip,kavga çıkarıyor.Sonuçta her kadın sevildiğini biliyor olsa bile,duymak ister.Mesela sen.Ne duymak istiyor,ne de bilmek istiyor gibisin."
"Hayır ya...Yani şey,isterim tabi ki.Benim lavaboya gitmem lazım."
Her ne kadar konuyu değiştirmek istesem bile,konu dönüp dolaşıp bize geliyordu.Ama son anda,söylediğim şeyin Yavuz'dan kaçmak ile alakası yoktu.Sadece,sabahtan beri lavaboya gitmemiştim, o yüzden.
Lavabodan çıkar çıkmaz Yavuz ile oturduğumuz masaya yol aldım.Yanında bir kadın duruyordu.Ona bir şeyler söylüyordu.Yanına yaklaştığımda,daha doğrusu masaya oturduğumda beni görünce yüzü düştü.Sanırım,bu kadının niyetini anlamıştım.
"Yakışıklı,bu kadın kim?" Dedi bana bakarak.
Bir dakika,bir dakika!Yakışıklı mı demişti?Evet,demişti.İçimde kıskançlık hissi büyürken ona en güzelinden bir cevap vermek için sabırsızlanıyordum.
"Karısı.Karısıyım."
Yavuz,aniden gözlerini açarak bana bakınca bende ona baktım.Şu an kendisini gülmemek için tutuyordu.Kıskandığımı biliyordu.Ne yazık ki.
"K-karısı mı?"
"Evet.Peki siz kimsiniz?Durun!Yoksa siz üç çocuk babası olan bir adama asılacak kadar seviyesiz kadınlardan mısınız?"
"Üç çocuk mu?Sizin üç çocuğunuz mu var?"
"Evet var.Hatta şimdi eve gidip,dördüncüsünü yapmayı planlıyorduk."
İçimden gelenleri dışarıdan kadına söylerken,Yavuz'un bana gözlerini pörtlettiğini biliyordum.Ne yapayım ama?Resmen sevdiğim adama gözümün önünde asılıyor.
"Sevgilim.Hadi gidelim de eve işlemlere başlayalım."
Yavuz da sanki bunu bekliyormuş gibi kalkıp,elimden tutarak beni dışarıya çıkardı.Tabi bu sırada yemek parasını da sofraya koymayı ihmal etmemişti.Dışarıya çıktığımız anda,kahkaha patlatırken,ben sinirlenmiştim.Hayır yani alt tarafı densizin birine yalan söyledim.Gülecek ne vardı?
"Ee karıcığım hadi gidelim de işe başlayalım." Dediğinde daha da sinirlendim.Şunun diline de maydanoz oldum.Of ya of!
"Çok konuşma da beni eve götür."
Yol boyu konuşmasak bile ara sıra Yavuz'un gülme seslerini duyuyordum.
"Ben seni kıskandığımdan şey etmedim."
"Hı hı!Kesin öyledir zaten."
"Ne ya? Baktım,sıkılıyorsun kadından yalan söyledim.Yoksa neyini kıskanayım ki!?"
"Yooo!Ben halimden gayet memnundum."
"Öyle mi Yavuz bey?O zaman durdurun arabayı.Siz de o kadının yanına gidin."
"Of,tamam!Kıskanmadın."
"Ha şöyle.Yola gelin bir az."
Eve vardığımızda,arabayı durdurup,indik.Yavuz bana evin kapısına kadar eşlik etti. Sonra vedalaşıp,içeriğe girdim.İçeriğe geçmem ile korkudan "Yavuz!" Diye bağırmam bir olmuştu.
Yb nasıldı?
Umarım beğenirsiniz.
Oy/yorum yüksek olsun lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz |Tamamlandı|
ActionHayattan kopan bir kadın ve bir erkeğin en zor anlarında tanışması Tesadüf müdür gerçekten? "Bilmiyorum,bana yaptıklarını nasıl unuturum bilmiyorum.Elimden aldığın canımı o kadar yaktı ki...." "Elimden alınanlar canımı öyle bir aldı ki...." /düzenle...