-DÜZENLENDİ-
"Çıkmicam! Çıkmicam! Benim kararım değil mi çıkmicam! "
Dağınık topuzumdan çıkan tutamlar yüzümü kaşındırırken, masaya daha sıkı tutundum.
Ehem, şuan ne mi yapıyoruz? Ben yerde uzanmış bir şekilde masaya tutunurken, Nilay ayaklarımdan çekiyordu.
Neden mi? Neymiş 1 hafta okula gitmemişim, artık gitmem lazımmış mış! Hah!
"Alçin delirtme lan beni. 1 haftadır ben de seninle okula gitmedim ama dün müdür gelmemizi söyledi. Hadi lan kalk! Dün gelicem diyodun! "
Tamam, gelicem demiş olabilirim. Ama sorun bi neden?
Çünkü, dün uykumdan uyandırılmıştım. Üstüne okula gitmem söylenmişti. Uykulu kafamla olayları idrak edemeyip kafamı sallamıştım ardından tekrar uyumuştum.
Tamam, şimdi hak verebilirsiniz.
Biliyorum,çok haklıyım.
Hadi ama! Uykunuzdan uyanınca çok mu harika oluyonuz lan siz!
Asıl benim katliam çıkarmam gerekirdi ama dua etsin ki bayaa uykum vardı.
"Yağğğğ nolur! Gitmek istemiyorum! Görmek istemiyorum o Hayırsız hocanın yüzünü! Görmek istemiyorum o şerefsizi! Görmek istemiyorum lan okuldaki kimseyi! Zorla mı ha zorla mı? "
Nilayı itip, ayağa kalktım. Göğsümü gererek konuştum. "Eğer ki, benim okula gitmemde bu kadar ısrarlıysan, önce bedenimi çiğnemelisin!"
Nilay bana 'napıyo lan bu? ' dercesine bakarken, Nilayın etrafında dönmeye başladım.
"Kamooon! Kamooooon! "
Bir tur daha etrafında döndükten sonra çok zeki olduğum için kapıya baktım. Ardından kapıya doğru koşarken, birden saçımdan tutulup çekilmemle yere yapıştım
"Ağğğğağğağağağağ! " diye hönkürdüğümde, başımda bana sırıtarak bakan Nilayı gördüm
"Bedenini çiğnemeliydim değil mi? " olayı kavrayıp, ayağa kalkmaya çalışırken, bacağımdan karnıma doğru sendeleyerek üzerimde yürüdü.
Ardından inip, kızıl saçlarını savurdu. "Bedenini de çiğnediğime göre, okula hazırlan. "
İsteksizce ayağa kalktım. Ardından üşenerek tekrar yere oturup, yüzüstü kollarımdan destek alarak kendimi dolabıma kadar sürükledim.
1 hafta evde sadece uyumak, beni ciddi anlamda üşengecin teki yapmıştı.
Dolabımı açarken, aklım Finn'e kaydı. Şerefsiz ya! Hayır yani bir kızı başka bir kıza böyle anlatamazsın, karşındaki kızın da özgüveni azalır.
Ya da sadece benim azaldı...
Amaaaan neyse!
Dolabımdan siyah bir şort, siyah yarım çorap, siyah t-shirt ve siyah hırka aldım. Ardından siyah şapkamı da alıp, üstümü giymeye geçtim.
Şapkamı, uzun, dalgalı, kumral saçlarıma ters bir şekilde taktıktan sonra, siyah boğazlı airforcelarımı da giyip, odadan çıtkım.
Benim aksime, sarı şortu, yeşil t-shirtü, beyaz ayakkabılarıyla oldukça renkli gözüken Nilay bana garipçe baktı.
"Cenazeye gidiyoruz da benim mi haberim yok? "
Göz devirdim. Şuan ergen olup, "Asıl cenaze kalbimde. " derdim ama henüz o kadar saçmalayacak derecede ergen değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Careless|Finn Wolfhard
Fanfiction"Yalan söyledim." kaşları çatıldı. "Neden! " ani tepkisiyle benim de kaşlarım çatıldı "Çünkü sen onu seviyordun! Aranıza taş koymak aptallık olurdu çünkü sen onu seviyordun Finn! Beni değil, onu! Ve ben, belki seni unuturum düşüncesiyle aranızı yap...