05*********:Sonunda beni öğreneceksin prenses.
Kaşlarım anında çatıldı. Galiba biri beni işletmeye çalışıyor. Ehehehe. Karşılık verme zamanı.
Ben: Prenses mi? Hmmm, idare eder ama baştan söyleyeyim ben beyaz atlı prensin gelip beni kurtarması için kulede, pencereden gökyüzüne bakıp umutsuzca beklemem.
05*********: Ama güzelliğin bir prensesi andırıyor.
Ben: İlk olarak hayır, güzel değilim. İkinci olarak prensesler sıkıcıdır. Şarkı söylerler, kabarık elbise giyip dans ederler ve hep bir prense aşık olurlar.
Ben: Ama nedense prenseslerin asi ve kendilerini kurtardığı söylenir. Rapunzel kurtulabilir miydi o kuleden eğer Flynn gelmeseydi? Hayır. Sana ne olacağını söyleyeyim, o kulede 'annesi'ne sadık kalıp hayatını bitirecekti.
05*********: Rapunzel olmak istemiyorsan sorun yok prenses.
Ben:Pamuk prensesten bahsetmiyorum bile! Ona bakan, onu önemseyen 7 tane arkadaşı yanında dururken, beyaz atlı, daha adını bile bilmediği ve tanımadığı bir prensin öpücüğü ile uyanıyorsa, hiç uyanmasa daha iyi.
05*********:Birilerinin çocukluğu kötü geçmiş galiba?
Ben: Güzel ve Çirkin... Of. En iğrenci. Eğer babası için o saraya gittiğinde o prens canavar, normal prens olsaydı kollarına atlardı. Ama o ne yaptı, masal boyunca prens canavardan korktu. Sonradan bir prens olduğunu ve aslında büyünün altında olduğunu anlayıp onu eski haline döndüğünde tam sevdi.
Ben: Ariel... Salak aşık. Ya kız resmen yüzyıllarca yaşama hakkından, arkadaşlarından, ailesinden ve kuyruğundan, daha adını bile bilmediği ama denizde gördüğü yakışıklı prense aşık olduğu için vazgeçti! O kız resmen,okyanustan vazgeçti!Aşk insanın gözünü, her şeyinden vaz geçecek kadar kör etmemeli. Saçma! Hepsi saçma!
05*********:Tamam, tamam. Sakin. Sana prenses demeyeceğim.
Ben:Her neyse sen kimsin?
05*********:Sonunda! Neyse, kim olduğum önemli değil.
05*********:Kim olduğumu asla bulamazsın.
Ben:Alex, sensin değil mi?
05*********: Alex değil, Alexander! Ayrıca nerden bildin?
Ben: 'Sınındı bınım kım ıldığımı ığrınıcıksın prınsıs. " hadi ama, şuana kadar kim olduğunu bilmediğim tek sen varsın. Kaldı ki nesin sen, filmlerdeki gizemli çocuk tipi mi?
05*********:Öyle de diyebilirsin.
Ben:Alex, cidden işsizin tekisin. Bir anda, bilinmeyen bir numara! Aman Allahım, kesin korkup endişe yapmamı sonra herkesten saklamamı ve senin kim olduğunu anlamamamı bekliyordun değil mi?
05*********: Sayılır... Ama, kimseye anlatmayacaksın değil mi?
Ben:Lan ben salak mıyım! Tabii ki de bu mesajları gidip tüm arkadaşlarıma göstereceğim. Filmlerdeki masum ve salak kız tipi gibi saklayıp saklayıp en sonunda başıma kötü bir şey gelir falan, yok söylicem ben.
05*********:Sen öyle diyorsan öyledir.
Ben:Biliyorum, ben hep haklıyım. Neyse şimdi kapamam lazım. Seni Alex de Souza olarak kaydedicem.
Diyip,kaydettikten sonra telefonu kapadım. Acaba annemin önemli bir şey dediği şey Alex'le mi ilgiliydi? Pek umursadığım söylenemez, yani hayatta olabilecek her türlü şeye açığım.
Hadi ama, en fazla ne olabilir ki?
Telefonumu çantama atıp, çadırda uzandım. Yorucu bir gündü. Hem bedensel hem de ruhsal olarak. Kalbim gün içinde bin kere falan hıphızlı atmaktan olsa gerek yorgun hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Careless|Finn Wolfhard
Fiksi Penggemar"Yalan söyledim." kaşları çatıldı. "Neden! " ani tepkisiyle benim de kaşlarım çatıldı "Çünkü sen onu seviyordun! Aranıza taş koymak aptallık olurdu çünkü sen onu seviyordun Finn! Beni değil, onu! Ve ben, belki seni unuturum düşüncesiyle aranızı yap...
