'Nilay,aklımı başımdan alıyosun.Kalbimi hızlandırıyorsun.Aklım sende kalsın,kalbime girer misin?"
Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Söylediği şey kafamın içinde binlerce kez yankılanırken içimde, gittikçe hızlanan kalp atışlarımın duyulmaması için dua etmeye başladım.
"N-ne? " diyebildim sadece. Şaşkınlıktan dilimi yutmuştum. Bir şey demesine izin vermeden boynuna atladım. Ani atlamamla birkaç adım geri sendeleyip, kollarını belime sardı.
Şaşkınlıktan mıdır, heyecandan mıdır, mutluluktan mıdır yoksa hepsinden midir bilmem ama kahkaha atmaya başladım.
"Seni çok ama çok seviyorum Schnapp."
"Ben de seni. " kahkaha atarak sarılmayı bıraktım.
"Ya sen öküz müsün? Ben de seni, ne ya! " ikimiz de gülmeye başladık.
"Ohoo sen daha evlilik teklifini bekle. " yürümeye devam ederken kendi kendine fısıldayarak söylediği şeyle sırıtıp onu durdurdum.
"Daha demin dediğin şeyi bana da söylemek ister misin? " yüzü kızarırken kıkırdadım. Kızaran yanaklarını sıkıp gülümsedim.
"Bekliyor olacağım. "
Alçinden
Nilay uzaklaşmaya başlayınca gülümsedim arkasından.
"Vay beee. O değil de Noahı çifte telli oynayınca düşündüm de bir an. " Koray sözünü bitirir bitirmez kahkahayı bastığında aklıma gelen görüntüyle ben de kahkaha atmaya başladım.
"Neye gülüyoruz bilmiyorum ama komik bir şeydir bu yüzden ben de gülücem. " gülmeyi kesip, kahkaha atmaya başlayan Jack'a 'napıyo bu' dercesine baktım.
"Jack, yavrum iyisin değil mi? " gülmeyi kesip küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzdü.
"Tabii ki de değilim. Ama siz hiç umursuyor musunuz? Haaaayııııırr! Zaten Jack kim ki? Ben Jack'i tanımıyorum, kimse tanımıyor! Jack ölsün zaten! Hatta Jack, intihar niyetiyle bonibon şeker yutsun! Kimse umursamasın ama! "
Diyip kollarını bağlayınca güldüm. Çok tatlı bir kankam vardı. Kız olsa "regl misin? " diye sorardım. Hatta şuan şakasına sorsam bile o ne diye sorardı, adım gibi emindim.
"Aaa Alçin, sen beni arkadaşlarınla tanıştırmayacak mısın? Ne o, yoksa utanıyor musun benden? Ha? Söyle bana Alçin, utanıyor musun bendeeeen! " ağlıyormuş gibi yapan Jack 'e karşı başımı 'olmamış bu çocuk' dercesine salladım.
"Jack, bunlar Koray ve Aslı. Türkler ve kardeşler. Aslı ve Koray siz zaten tanıyorsunuz Jack'i."
Jack şüpheyle gözlerini kıstı. "Siz beni nerden tanıyorsunuz? Oldukça şüphelisiniz...... " dudaklarını büzüp Sherlock Holmes edasıyla Korayla Aslıya bakan Jack'e karşı nefesimi verdim.
"Jack, onlar senelerdir bu okuldalar. Ayrıca sen bir ünlüsün hani? " başını onaylarcasına sallayıp sırıttı.
"Hmmm. Aslı sanki tanıdık geliyor aslında. "Koray şüpheyle Jack ve Aslıya bakınca Aslı hızla konuştu.
"Kütüphaneyi beraber toplamıştık! Ordan! " Jack hızla başını salladı.
"Eveeeet! Sen o kızsın! Seni çok tatlı bulmuştum o gün ama o kadar sıkıcı bir yerde seninle tanışmak şanssızlıktı ve galiba seni unutmuşum. Üzgünün. "
Aslı kızarıp bozarıp başka yere bakıp öksürdü.
"Te-teşekkürler. " gözlerim Aslı ve Jack arasında hızla gidip gelirken sırıttım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Careless|Finn Wolfhard
Fiksi Penggemar"Yalan söyledim." kaşları çatıldı. "Neden! " ani tepkisiyle benim de kaşlarım çatıldı "Çünkü sen onu seviyordun! Aranıza taş koymak aptallık olurdu çünkü sen onu seviyordun Finn! Beni değil, onu! Ve ben, belki seni unuturum düşüncesiyle aranızı yap...