1.Bölüm

13.7K 612 132
                                    

Üniformamın önünü ilikleyip beremi başıma geçirdim. Ranzanın üst katında yatmakta olan Mustafa horul horul uyuyordu. Aklıma gelen şey ile sırıtıp ranzanın başına geçtim. Yüksek sesle bağırmaya başladım.

"Sen hâlâ uyuyor musun asker !"

Mustafa bir sat komandosu hızıyla gözlerini açıp, ranzadan adeta yuvarlanarak inmiş karşımda hazır ola geçmişti kıpkırmızı gözleri ile...

"Mustafa Parlak emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım!"

Karşımda, heyecan ve korkuyla alnından boncuk boncuk terler akıtan Mustafaya sırıttım. Başını yavaşca sola çevirip gözlerinin beni bulmasıyla ve yüzünün aldığı şekil ile daha da keyiflenmiştim.

İstifimi hiç bozmadan "Rahat asker."dedim omzuna iki kez vurup.

"Lan Denizhan! Nasıl şaka oğlum bu!"

Metalden olan dolabıma yaslanırken "Ağlamayı kes de hazırlan hadi."dedim.

Bugün son günümdü askeri okulda. Mustafa hazırlanırken odayı inceliyordum... İncelenecek bir şey yoktu aslında. Metalin hakim olduğu bir oda. Demirden ranzalar, mavi çarşaflar, metal dolaplar... Bu odada son günüm, bu gece bu yatakta son yatışım olcaktı. Can dostlarım, kardeşlerimden ayrılacağım için üzgündüm. Lakin burdan mezun olduktan sonra da gerçek subay olmanın gururunu yaşayacaktım tüm benliğimde. Ailemin yanında daha çok zaman geçirecektim... Ama bu sıralar çok canım sıkılmıştı. Özel kuvvetlere yaptığım başvurmun kabul olup olmadığının cevabını bekliyorum. Hâlâ ses seda yoktu... Bu sorunu bugünlük görmezden gelip Mustafa ve diğerleri ile vakit geçirdim. Birlikte burada geçirdiğimiz son saatlerdi sonuçta...

Akşam yemeği saatine yakın çardakta otururken alt sınıflardan bir çocuk koşarak yanımıza geldi ve "Adem Yüzbaşı sizi çağırıyor."dedi.

Hepimiz birden ayağa kalkarken "Sadece sizi."diyerek beni gösterdi.

Oturduğum yerden kalkıp yüzbaşının odasına doğru yol aldım. Odanın önüne geldiğimde benden başka 3 kişinin daha olduğunu gördüm. Kapıyı tıklayıp birlikte odaya girdiğimizde Adem Yüzbaşı bizi görüp ayağa kalktı ve sevecen bir şekilde karşıladı. Biz ise adamın suratına mal mal bakmaya başladık. Çünkü Adem Yüzbaşı çok sert biriydi ve ilk kez gülümserken görüyorduk.

"Siz, dönemin en başarılıları olarak mezun oluyorsunuz. O yüzden sizinle beraber bir akşam yemeği yemek istedim."dediğinde şaşkınlıkla ve mal mal adamın suratına bakmaya devam ediyorduk. Kapıdan çıkan Adem Yüzbaşıyı sesimizi çıkarmadan takip ettik.

Yemekhaneye geldiğimizde yemekler masaya konmuş, masalar çoktan hazırdı. Herkes şaşırarak bakarken aldırmadık. Çünkü o saniyeler içinde bizde şaşkınlıkla Adem Yüzbaşıya bakmaktaydık. Sessizce masaya oturduk ve yemeklerimizi yedik. Bizim masaya ayrı bir özen gösteriliyordu.

Yemek bittikten sonra son gecemiz diye düzenlenen moral gecesine katıldık. Saz çalan, şarkı söyleyen askerler vardı. Bir süre sonra göz kapaklarımın da verdiği ağırlıkla oturduğum yerden kalkıp koğuşa gittim. Gözlerimi zor açıyordum. Sabah evime gidecek olmanın mutluluğu ile yatağıma girdim ve kendimi uykuya bıraktım...

***

Sabah uyandığımda kendimi farklı bir odada, farklı bir yatakta, hem de daha lüks olan bir yerde buldum. Kendimi ilk başta rüyada sandım. Tanıdık bir şeyler görmek umudu ile etrafıma baktığımda dünkü çocukların da burda uyumakta olduklarını gördüm. Yanlarını gidip sarsarak uyandırmaya çalıştım ve zorda olsa sonunda uyandırabildim.

"Neredeyiz biz ? Burası neresi ?"diye sordu içlerinden esmer olan.

Kapalı kapıya ilerleyip kulpu aşağı doğru eğdiğimde kilitli olduğunu farketmem bir oldu.

Bir Bordo Bereli HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin