Bir Bordo Bereli Hikayesi

6.Bölüm

Güneşin doğuşuyla başlamıştı herşey. Gökyüzü, doğan Güneş'in kızıllığına boyanırken uyanmış ve ikizim Serkan'ı da uyandırmıştım. Önemli bir işimiz vardı, uyumanın sırası değildi.

"Serkan kalk operasyon var."

Serkan yattığı yatakta diğer tarafa dönerken "Lan sen kendini hâlâ harpte mi sanıyorsun, ne operasyonu?"diye mırıldandı.

Camış gibi yatan ikizimin üstündeki yorganı çekerken o da ısrarla yorganı tekrar üstüne çekmeye çalışıyordu.

"Aileme, eve hoşgeldim operasyonu. Kalk hadi!"

Serkan, gözlerini hafifçe aralayıp komodinin üstünde duran saate baktı. Bakması ile gözleri faltaşı gibi açılmıştı.

"Lan daha sabahın 4'ü 4! Bu saatte ne eğlencesi. Bu saatte tek eğlence uyumak! Denemelisin bence, ne dersin?"

Kafasını tekrar yastığa gömen Serkan'ın başının altındaki yastığı hızla çekip alırken "Amma naz yaptın sende ! 5 dakika içinde, elinde su dolu kovalarla bahçede ol. Yoksa o sular ile gelir seni sularım çiçek gibi."dedim elimdeki yastığı kafasına atarken. Ben odadan çıkarken Serkan oflayarak bana küfür ediyordu.

Sessiz adımlarla Ali abimin odasına girdim. Çok derin bir uykuda olduğu belliydi. Baş ucunda duran marketin anahtarlarını alırken zevkle sırıtıyordum. Bir ara uyanır gibi olup bir şeyler mırıldansada uyumaya devam etti. Bende anahtarlar ile birlikte dışarı çıktım.

Hava sabahın erken saatleri olmasından dolayı biraz serindi. Serkan, elinde su dolu kovalar ile ayakta uyuyarak beni bekliyordu. Kovalardan birini alırken irkilip bana döndü.

"Sabahın bu saatinde daha kargalar b..unu yemeden biz elimizde su dolu kovalar ile ne yapıyoruz Denizhan?"

Markete doğru yürümeye başlarken benle yürüyen Serkan'a kısa bir bakış attım.

"Canım öyle istedi."diyip "Uzun süre ayrı kalınca senin iyice performansın düşmüş."diye ekledim. Anlamamış gözlerle bana bakıyordu.

"Ne performansı be?"diye sorduğunda sadece sırıttım.

Serkan sitemle "Denizhan daha afyonum patlamamış sen ne diyorsun ya!"diye isyan etti.

"Vayy be vayyy! Nerde kaldı ikizlik? Birbirinin bir bakışından ne yapacağını anlayan ikiz Özgençlere n'oldu Serkan Bey?"

Serkan bir an durup bana baktı. Sonra tekrar yürümeye başladığında sanırım artık anlamaya başlamıştı.

"Senin beyninde bir tilkiler dönüyor. Gözler deli deli bakmaya başlamış. Yüzde bir sırıtmalar falan... Nereye gidiyoruz?"

"Jeton'un kaç köşeli? Düşmesi vakit aldı da..."dediğimde sitemle omzuma vurdu.

Abimin dükkanın önüne geldiğimizde gözlerim ile işaret ederek "Markete."dedim. İkizim olan Serkan sonunda aramıza dönmüş ve o da sırıtmaya başlamıştı.

Kovayı yavaşça yere bırakıp dükkanın kapısını açtım ve içeri girdik. Vakit kaybetmeden de işe koyulduk. Ben su dolu kovalardan birini kapının üstüne koyup, diğerini de kapı koluna bağlarken Serkan'da yere boca ettiği yumuşatıcıyla abimin geçeceği yolları pırıl pırıl parlatıyordu.

"Abim ağzımıza edecek Denizhan."diyen Serkan'a sadece sırıtmıştım.

Ses bombasının pimini de kapı koluna bağladığımda son bir dokunuş kalmıştı, onu da Serkan hallediyordu. Kamerayı yerleştirdiğinde dükkandaki işimiz bitmişti. Kapıyı kilitleyip hiçbir şey olmamış gibi tekrar eve dönüp yataklarımıza yatmıştık.