Playlist: Ross Copperman - Holding On And Letting Go
Soundtrack - Only One
Ed Sheeran - Give Me Love
------------------------------------------------
Araç birkaç mil gittikten sonra ani bir sarsılma ile durdu. Birkaç saniye sonra arabanın ön camına yansıyan bir ışık gördük. Işık gittikçe yaklaşıyordu, aman tanrım bu Alfred, üzerinde üniforması elinde feneriyle oydu. Arabanın arka kapısını açtı:
-Yürü Lily gidiyoruz, hemen.
Bu kez itiraz edecek halde değildim. Araçtan indim ve öndeki sivil araca bindim. Alfred yine çok sinirliydi, şoför koltuğuna geçip kapıyı hızlıca kapattı ve arabayı gazladı. Beni takip ediyordu kesinlikle başka bir açıklaması olamazdı beni eliyle koymuş gibi bulmasının.
-Sen iyice gevşek davranmaya başladın ben sana bu çocuklarla görüşmeyeceksin demedim mi!
-Konuşmalarına dikkat et Alfred, babam gibi davranmayı keser misin artık, babam değilsin beni çok sıkıyorsun annem bile bu kadar düşmüyor üstüme.
-Neden ağladın sen?
Cevap vermedim.
-Ben söyliyim neden ağladığını, sana onlardan uzak durmanı söyledim ve beni dinlemedin. Bunu kastediyordum tamda bunu! Konuşma tamam konuşacak bir şeyin yok çünkü, çünkü sen..
-Ben ne, yine seni dinlemedim öyle mi! Hayatımda ilk defa senin söylediğin bir şeyi yamadım bu yaşıma kadar sen ne dediysen onu yaptım hayatımda ilk defa aşık oldum ben, seni dinlemek, yönlendirilmek istemedim, evet ağlıyorum Alfred, insanlar ağlarlar. İnsanlar hata da yaparlar, başka türlü büyüyemem ben hayır başka türlü olgunlaşamam beni kısıtlamaktan vazgeç artık, çünkü sonuç alamayacaksın.
Şimdide o susuyordu. Ağır gitmiş olmaktan korkuyordum, onu kırmak istemiyordum ama her seferinde beni bir şeylere zorluyordu. Her neyse Alfredle yaşadığım kavgadan daha önemli bir şey vardı, Dylin. Alfred'e olanları anlatmalı mıydım bilmiyordum. Eve gelmiştik, araçtan indim iyi geceler bile demeden. Çantamı kurcaladım evin anahtarını çıkartmak için. Anahtarları unutmuşum mecburen zile bastım, annem beni böyle görmese daha iyi olacaktı. Yüzüme en doğal gülümsemeyi takındım ama gözlerimin şişliğinden ağladığım fazlasıyla belliydi sanırım.
-Hoşgeldin tatlım bak içeride kim var.
-Kim?
-Odanda seni bekliyor.
Odama çıktım, içerdeki Jesicca'ydı.
-Otursana.
Çantamı yere bırakıp yatağımın üzerine oturdum.
-İyi gözükmüyorsun n'oldu?
Konuşmuyordum, anlatmak istemiyordum, boşluğa bakıyordum ölü gibiydim.
-Lily ben özür dilerim, Dylin benim için takıntı gibi bir şey ama yinede sana bu şekilde davranmamalıydım.
Cevap vermedim.
-Konuşmayacak mısın?
-Jesicca ben iyi değilim sonra konuşsak daha iyi olur.
-Peki tamam nasıl istersen.
Odadan çıktı, yalnızdım, kırılmış, yıpranmış, sıkılmıştım her şeyden. Cevabını beklediğim o kadar çok soru vardı ki. Bunlara cevap verecek tek kişi Dylin'di ve ben ondan korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ KAN
Fiksi RemajaBaşımda öylece dikilmiş adımı sayıklıyorlardı, elimi tutan esmer, uzun boylu, mavi gözlü, çok yakışıklı biriydi, sanırım adı Dylin, kumral kızın adı ise Melissa olmalıydı. -Siz kimsiniz, neredeyim ben. Birbirlerine baktılar sanırım yanlış bir şey so...