B|33

1.4K 123 72
                                    

  🎶 Got7 ft.Hyolyn - One and Only You 

33.Bölüm

Jacksonie❤︎ : Dersin kaçta bitiyor güzelim?

'Son on beş dakika :D'

Jacksonie❤︎: Girişin orada arabada bekliyorum seni. Direk oraya gel.

'Tamam. Gelirim.'

Isabella telefonunu çantasına geri attıktan sonra hocayı dinlemeye döndü. Dersinin bitmesine dakikalar kalmıştı. Jackson'ı görmesine de öyle. Bu bir haftadır doğru düzgün görüşememişlerdi ve birbirlerini fazlasıyla özlemişlerdi.

Jackson ise arabada oturmuş, Isabella'nın gelmesi için dakikaları sayıyordu. Heyecanlıydı biraz. Kaybettikleri vakitleri değerlendirebilmek için bir dağ evi ayarlamıştı Jackson. Birkaç gün Isabella ile orada kalmak istiyordu. Bu ikisi için de güzel olacaktı. Sessiz sakin bir ortam da baş başa dinlenecek ve bol bol vakit geçirebileceklerdi.

Isabella dersten sonra koşa koşa okuldan çıkmış ve gördüğü tanıdık arabanın ön koltuğuna yerleşmişti. Jackson, Isabella'yı görür görmez sımsıkı sarılmıştı. Isabella'da ona aynı şekilde karşılık vermişti.

"Hmm... nasıl da özlemişim."

Jackson, özlemini daha da belli edercesine sevgilisinin kokusunu içine çeke çeke boynuna bir öpücük kondurmuştu. Isabella da gülümseyerek geri çekildi.

"Telefonda bir yere gideceğiz diyordun. Gidelim artık merak ettim."

"Olur, gidelim."

Jackson, Isabella'ya gülümsedikten sonra arabayı çalıştırdı ve yola koyuldular. Bir yandan sohbet ediyorlardı.

"Bugün izniniz mi vardı? Beni almaya geldiğine göre."

"Park Jin Young Pd-nim'den izin kopardım diyelim. Hem de üç günlüğüne," diyerek sırıttı Jackson. Sırıtmış olsa da o izni alabilmek için çok çabalamıştı. Bunu Isabella'ya söylememeyi tercih etmişti. Çünkü yedi yirmi dört çalışmış, yemek yemeye bile vakit ayıramamıştı. Doğru düzgün uyku bile uyumamış ve bunun sonucu olarak yorgun düşen vücudu iflas etmişti. Bayıldığını ve bu kadar çabaladığını gören Park Jin Young PD ise onun dinlenip sağlıklı bir şekilde çalışmaya geri dönmesini söylemişti. Üç günlük izin biraz zor elde edilmişti. Ama şuan gayet iyiydi. Bu yüzden Isabella'ya söyleyip boşu boşuna telaşlandırmak ve moralini bozmak istemiyordu.

"Ciddi misin? Üç gün beraberiz yani. Bu çok güzel Jackson!"

"Evet... Baş başa üç gün."

Isabella neşeyle önüne döndü ve yolu izlemeye başladı. Bir yandan Jackson ile geçireceği üç günü düşünüyor ve heyecanlanıyordu. Ağzı kulaklarındaydı. Bu üç günü iyi değerlendirmek için elinden geleni yapacaktı. 

Yarım saat süren bir yolculuğun ardından. Yemyeşil ve uzun ağaçların arasında kalan güzel bir eve ulaşmışlardı. Isabella, arabadan inmiş hayran hayran eve bakıyordu.

"Burayı nereden buldun? Çok güzel!"

"Eh, kolay olmadı."

Isabella'nın bu çocuksu mutluluğuna gülümseyerek eve doğru ilerledi.

"Gel hadi."

Isabella hemen Jackson'ın peşinden giderek eve girdi. Evin içi de çok güzeldi. Çoğu şey kahverenginden ve ahşaptan oluşuyordu. İki tane büyük koltuk, karşılarında büyük bir şömine, orta boylarda bir sehpa... Her şey harikaydı.

BATERİST | Jackson Wang #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin