🎶 Monsta X - Dramarama
16.Bölüm
Isabella, içinde bulunduğu derin uykudan çalan telefonuyla uyanmıştı. Hafta sonu çalan alarmların verdiği alışkanlıkla telefona vurmaya başlamıştı fakat çalmaya devam ediyordu. O zaman bunun alarm olmadığını idrak edebildi ve yatağından kalkıp telefonu açtı. Arayan Jackson'dı.
"Alo?"
"Sonunda açtın! Yoksa şuan otobüse atladığım gibi evine gelecektim!"
"Uyuyordum."
"Saat öğlen bir ve sen uyuyor musun? Ders çalışacaktık ama sana ulaşamayınca deli oldum."
"Endişelenme. Annem işte olunca beni uyan kimse olmadı. Gece de geç yatmıştım."
Yatağından esneye esneye lavaboya yürümüştü. Bir yandan Jackson ile konuşuyordu. O kadar uykuluydu hali yoktu konuşmaya. Aslında ders için Jackson'ın evine gitmesi gerekiyordu fakat ona bile hali yoktu.
"Sesin kötü geliyor. Yorgun gibi. Neden gece geç yattın?"
"Sen gelsen olur mu? Gelince konuşuruz."
"Tamam hemen geliyorum."
Jackson telefonu kapattıktan sonra Isabella elini yüzünü yıkayıp odasına geri geçmiş dolabından çıkardığı kot pantolon ve kırmızı tişörtünü geçirmişti tişörtünü. Süslenecek havada bile değildi. O sırada telefonundan gelen mesaj sesiyle telefonunu eline alıp mesajı açtı.
Bilinmeyen Numara: Nasılsın Isabella?
Isabella ekrana bir süre garip garip baktı. Bilinmeyen bir numaraydı fakat kendisini o kişi gayet iyi biliyordu anlaşılan.
"Kimsin?"
Anında cevap geldi.
Bilinmeyen Numara: Hayallerimde senin hayatının aşkı, gerçekte ise bir anonim. Hangisini tercih edersen o olmaya hazırım.
"Anonim olmaya mahkumsun demek ki. Üzgünüm."
Bilinmeyen Numara: Jackson yüzünden değil mi?
Isabella, bunun bir dalgadan ibaret olduğunu düşünerek anonime görüldü yaptı ve telefonu bırakıp aşağı indi. Jackson gelmeden biraz atıştırdı. Atıştırırken dün olanlar hatırına gelmişti ve yine bütün siniri ortay açıkmıştı.
Yaklaşık yirmi dakika sonra kapı çalmıştı. Kalkıp kapıya ulaştı ve ciddi bir yüz ifadesiyle açtı kapıyı. Evet, Jackson'ın suçu değildi fakat kucağındaki kızla olan görüntüsü fazlasıyla sinir bozucuydu.
"Ne olduysa anlatmanı istiyorum bana," diyerek eve girmiş ve anına Isabella'ya sarılmıştı Jackson.
Isabella da onu özlediğini fark edip sarılmıştı fakat sinirli olduğu gerçeği değişmiyordu.
Jackson biraz sonra geri çekilip Isabella'nın yüzünü inceledi. Dünkü çatık kaşlarında hiçbir değişiklik yoktu.
"Hala mı sinirlisin sen? Sanki ben düştüm kızın kucağına. Bana niye trip atıyorsun?"
"Trip falan atmıyorum sadece sinir oluyorum," diyerek içeri geçti Isabella. Koltuğa attı kendini. Jackson'da onun yanına oturdu ve elini tuttu.
"Ben geçiririm senin o sinirini," diyerek Isabella'nın eline minik minik öpücükler kondurmaya başladı. Isabella heyecanlanınca siniri falan kalmamıştı tabii. Jackson'ın böyle bir özelliği de vardı. Sinir, stres kalmıyordu o olunca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATERİST | Jackson Wang #wattys2020
Fiksi Penggemar#jacksonwang etiketinde #1 "İstersen dünyanın öbür ucuna git, istersen aylarca iletişim kurma, yine de senden ayrılmam. Ben artık istesem de senden kopamam. Benim içim dışım sen olmuşsun. Kokum sen, dudağımdaki tat sen, ellerimdeki sıcaklık sen, nef...