🎶 Jung Seung Hwan - The Fool
3.Bölüm
"Jackson böyle devam edemezsin. Annen derslere girmediğini öğrense ne kadar üzülür haberin var mı?"
"Girmek istemiyorum, Mark. Katlanamıyorum. O bateriden başka hiçbir şey beni rahatlatmıyor."
Arkadaşları Jackson'ı ne ikna edebiliyor ne de bir çare bulabiliyorlardı. Onun bu durumu hepsini derinden etkiliyordu. En azından buradayken Jackson'ı rahatlatabildikleri kadar rahatlatmak ve mutlu etmek istiyorlardı. Parkta yaşadıkları ağlama seansının ardından Jackson'ı zorla bir kafeye getirmişler ve bir şeyler yeyip içmesini sağlamışlardı. Çünkü Jackson, dehşet verici derecede zayıflamıştı.
"Okulun misafir kabul eder mi?"
"Nasıl yani?"
"Yarın seninle gelelim diyoruz."
Jackson, Bambam'in bu sözüne sadece başını olumlu anlamda salladı. Zaten derslere girmiyordu. Bütün gün müzik odasında oturmayı planlıyordu.
"Artık kalkalım. Annem bekliyordur," diyerek ayaklandı Jackson. Bir an önce eve gidip annesini görmek istiyordu. Hem annesi arkadaşlarını görünce mutlu olacaktı. Çünkü bu 6 kişi de Jackson'ın annesinin oğulları gibiydi.
Hepsi ayaklanmış ve kafeden ayrılmışlardı. Otobüse binip çok geçmeden eve yetişmişlerdi. Hepsi içeri girince Jackson'ın annesi Sophia şaşkına dönmüştü. Ayrıca çok mutlu olmuştu. Hepsiyle uzun uzun sarılmıştı. Aynı şekilde birkaç saat sohbet etmişlerdi fakat annesinin yorulduğunu fark eden Jackson, çocukları odalarını göstermek üzere içeri çağırmıştı.
Hepsi ayaklanmış ve Sophia'ya iyi geceler dileklerini iletmişlerdi. Hepsi içeri giderken, Sophia Jae Bum'u durdurmuştu.
"Bir isteğiniz mi var?" diye sormuştu Jae Bum nazik bir şekilde.
"Burada olduğunuz süre boyunca Jackson'a iyi bakın olur mu? Yemeğini yemeden, derslerine girmeden rahat bırakmayın onu. Uyuduğundan emin olun. Üzülmediğinden emin olun. Biraz kafasını dağıtmasını sağlayın ki kendine gelsin."
Jae Bum, Sophia'nın ağlayarak söylediği bu kelimelere sessizce başını salladı. Boğazı düğüm düğüm olmuştu. Bir annenin en çaresiz istekleriydi bunlar. İçten içe kendine bir söz vermiş ve Jackson'ı biraz olsun düzeltebilmek için çoktan hazırlamıştı kendini. Hem kendisi hem de arkadaşları. Sophia'yı da Jackson'ı da mutlu görmeyi çok özlemişlerdi. Tek dilekleri Sophia'nın eski sağlığına kavuşmasıydı. Ondan sonrası zaten çok güzel olacaktı.
-SABAH-
"Ya! Okulunda bu kadar güzel kızlar olduğundan hiç bahsetmemiştin?" diyerek sırıta sırıta gezen Yugyeom'a baktı herkes. Yugyeom herkesin gülmesini beklemişti fakat kendisine olan bakışları görünce susmayı tercih etmişti. Yugyeom'un ortamı yumuşatma ve eğlence çıkarma çabasını fark eden Young Jae'de ona katılmıştı.
"Bence de. Bir sürü güzel kız var. Vardır Jackson'ın da gözüne kestirdiği birisi, değil mi?"
Jackson, kendisine yöneltilen imalı soru karşısında cevap vermeme hakkını kullanmıştı.
"Tanrım... bu kız kim?"
"Hangisi?"
Herkes Young Jae'nin baktığı yere bakıyordu. Jackson'da oraya baktığında kaşlarını bir hayli çatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATERİST | Jackson Wang #wattys2020
Fanfic#jacksonwang etiketinde #1 "İstersen dünyanın öbür ucuna git, istersen aylarca iletişim kurma, yine de senden ayrılmam. Ben artık istesem de senden kopamam. Benim içim dışım sen olmuşsun. Kokum sen, dudağımdaki tat sen, ellerimdeki sıcaklık sen, nef...