🎶 Baek A Yeon - A Lot Like Love
21.Bölüm
Her şeyin üstünüze üstünüze geldiği anlar vardır. Anlamlandıramadığınız bir şekilde tüm kötülükler sizi bulur. Akşamınız ile sabahınız bir olmaz. Bir saat önce dünyanın en mutlu insanıyken bir saat sonra başınıza gelebilecek en kötü şeylerden biri gelebilir.
Isabella'nın son dönemdeki hisleri ve düşünceleri bu yöndeydi. Her şeyin arka arkaya ve ağır darbelerle geliyor olması, Isabella'yı yoruyordu.
Hazırlandığı sınavına çok az kalmıştı. Bundan hala Jackson'a ve annesine bahsetmemişti ve kesinlikle Kore'ye gitmek istiyordu. Bunu düşünmüştü. Kore'ye giderse Jackson'la görüşme aralıklarında bir değişim olur mu diye. En azından boş ya da izinli oldukları günlerde görüşürlerdi. Kaçamaklar yapabilirlerdi. Fakat uzaktan olmuyordu. Isabella yapamadığını hissediyordu. Uzun mesafeyle ilişki yürümeyeceğini düşünürdü hep. Kendisi de şuan bu durumdaydı. Eğer aradaki aşk güçlüyse mesafeler engel değil gibi saçmalıklar Isabella'ya göre değildi. Jackson'a duyduğu aşk normal değildi. Çok başkaydı. Eğer Jackson'a olan aşkı tartışılırsa mesafeleri aşacak seviyenin de üstündeydi. Ama bu Isabella'ya göre değildi.
Üstelik şu zamanlarda en çok Jackson'a ihtiyacı vardı. Annesine daha fazla babasından bahsetmek istemiyordu. Annesi de hiçbir şekilde bu konudan bahsetmiyordu. Fazlasıyla da durgundu. Annesinin üzüldüğünü, canının sıkıldığını görüyordu ve bir şey yapamadığı için üzülüyordu. Jackson'ın kollarını arıyordu bu zamanlarda. Ya da baterisinin sesini arıyordu. Ne de özlemişti Jackson'ı bateri çalarken izlemeyi. Son zamanlarda bunu yapmaya hiç vakitleri olmamıştı.
Jackson ise yoğun tempoya alışmaya çalışıyordu. Şirketi bıraktığı sırada ne kadar hamladığını görebiliyordu.
"Hyung yanlış yapıyorsun. Buraya odaklanır mısın artık?"
Jackson kendisini uyaran Yugyeom'a tehditkar bakışlar attı.
"Resmen terbiyesizlik. Hyung ile düzgün konuşmalısın Yugyeom," diyerek sırıtımaya başladı Bambam. Geçenki mesajlaşmalar da Yugyeom'un kendini sattığı günü unutmamış ve sonunda intikamını almıştı. Yugyeom Bambam'a tip tip baktı.
"Ya ne dedim şimdi ben?"
Jackson, Yugyeom'un kötü niyetle söylemediğinin farkındaydı. Sadece onu yalandan korkutmak için kızgın gibi gözükmeye çalışmıştı ama Yugyeom bu bakışları ciddiye alınca dayanamayıp üzerine atlamıştı. Yugyeom'un başını kolları arasında sıkıştırdı.
"Bir daha hyungun ile böyle konuşacak mısın?"
"Hayır, asla!!"
"Aferin," diyerek Yugyeom'un başını bıraktı ve koltuğa geçip oturdu.
"Yugyeom haklı. Tam odaklanamıyorum bazen. Aklım çok dolu ve gerçekten hamlamışım."
Jin Young arkadaşının yanına oturup sırtını sıvazladı. Ona olan desteğini ancak böyle gösterebiliyordu çünkü elinden başka bir şey gelmiyordu.
"Yanlışların elbette ki olacak. Zamanla eski moduna dönersin. Üzülme."
Jackson gülümseyerek başını salladı ve ayaklandı.
"Ben biraz hava alıp geleceğim."
Kimse sesini çıkartmadı ve Jackson'ın gidişini izlediler.
"Isabella'yı özlüyor."
"Hem göremiyor hem de bütün gün konuşamıyorlar."
"Kesinlikle aşık olmayacağım. Bu kadar sıkıntıya katlanamam galiba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATERİST | Jackson Wang #wattys2020
Fanfic#jacksonwang etiketinde #1 "İstersen dünyanın öbür ucuna git, istersen aylarca iletişim kurma, yine de senden ayrılmam. Ben artık istesem de senden kopamam. Benim içim dışım sen olmuşsun. Kokum sen, dudağımdaki tat sen, ellerimdeki sıcaklık sen, nef...