''Aha Acil Durum 3 öfkesi alıyorum Bade'den.'' Dün akşam bizde kalmaya karar veren Gökçe ve Özge hemen yanıma geldi. İkisi bavula oturduktan sonra çekmeye çalıştım.
Çalıştım.
On dakika sonrasında aynı konumdaydık.
''Olmuyor lan!'' Benim bağırışıma karşılık Gökçe bavulun üstünde zıplamayı bıraktı.
''Tamam durun.'' Hepimiz durup soluklanmaya başladığımızda Özge bavula ters bir bakış attı.
''Hayvan gibi tepindik anasını satayım. Bavulun yerinde olmak istemezdim.'' Gökçe'nin dediklerini başımı sallayarak onayladım. Sonra Özge yavaşça kalktı ve bavula ilerledi.
Yarısını çekmeyi başardığımız fermuarı hafif çekti ve içindeki daha önce fark etmediğimiz tişörtü içine koyup rahatça bavulu kapattı.
Biz Özge'ye bakakalırken o sırıtarak bize döndü.
''Mission Completed.'' Sikeyim.
Ardından akşamdan bize yaptığı kombinleri giymemizi söyleyerek çıktı.
Gökçe ile aynı anda dönüp birbirimize baktık.
Özge'yi çok sevdiğimizi söylemiş miydik?
Hemen yatağın üzerindeki kombinime göz attım. Üç okul da orada olacaktı ve ben kamp başkanı olarak insan gibi gözükmek istiyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ah, Özge'yi seviyorum.
♦
Bizim girmemizle hepsi gitmek için beni beklemek zorunda kaldıklarından gözler bize doğruldu.
Bahçede soğuk rüzgarlar esiyordu resmen.
Doğa Koleji bir tarafa çekilmişti. Asrın'ın ve bir ara bana yenge diyen arkadaşlarını görebiliyordum.
Gökbora Koleji çardakların oraya yığılmıştı. Gökbora Koleji kendi içinde hiç iyi anlaşamazdı ama bize gelince ben birbirinden nefret eden insanların birbirleri için kavga ettiklerini biliyordum.
Merdivenlere ve yanlarına bizim okul geçmişti. En önde duran Hakan,Buğra ve Emre'nin yanında Aksel Papatya'yı -köpeğini- seviyordu.
Papatya beni görünce bahçe boyunca koşarak üstüme atlarken onu kavradım ve daha düzgün bir şekilde tutarak yüzümün gözükmesini sağladım. Alp Hoca bize doğru yaklaşırken ümitsiz gözlerle üç okula bakıyordu. Papatya'yı sızlanmalarını önemsemeden Gökçe'ye uzattım ve Alp Hoca yanımıza vardığında onu dinlemeye başladı.
''Toplam 150 kişiyiz Bade.Müdürler her okuldan giriş sayısını 50'ye düşürdü. Üç otobüsle gideceğiz.Bu arada bari otobüsler gelmeden kuralları oku, bilemiyorum bir şey yap ama şu bakışmaları kes.Bu arada bugün okulda gelmeyen öğrenciler yok. Öğretmenler de kendi aralarında bir yemeğe gittiler. Ben de size kaldım maalesef.''
