♦14.Bölüm♦

556 59 65
                                    

Sınır:+90 vote, +80 yorum. Bölümü bitirdiğiniz saat ve tarihi bölüm sonuna bırakmayı unutmayın. 

Serinin 3.kitabı DENİZ DEMİREL yayındadır.

''Selam.'' Dediği şey ile kalbimin atışı hızlanırken bize bakan kızlarla göz göze geldim. 

Hepsi birden bana 'ne bok yiyeceğiz lan' bakışı atarken dudağımı ısırdım ve ona döndüm. 

''Selam.'' Bana baktı ve gülümsedi. 

''Biraz konuşabilir miyiz?'' Fazla kibar. Fazlaca. 

''Elbette.'' Bunu derken kızlara bir bakış attım ve yürümeye başladığında arkasına takıldım. Yemekhaneye doğru gidiyorduk, kızlar da büyük ihtimalle arkamızdan geliyordu.

Siyah bir kot, onun da üstüne beyaz bir tişört giymişti. Kolundaki saate çok dikkat edememiştim ama ilginç bir görünümü vardı. Saatin nasıl ilginç görünüşü olur teallam?  Neyse, şu anda ciddi bir şey konuşuyoruz. Öhöm öhöm.

''Adım Baran.'' Dediği şeyin ardından adımı söyleyecektim ki benden önce davrandı. 

''Bade, biliyorum.'' Ona gülümseyip başımı önüme çevirdim. Yabancı olduğu için rahat davranamıyordum ve yanımızdan geçen insanların tip tip bakmasıyla işler hiç düzelmiyordu. 

''Bak Bade, ben buraya size başkan olmak için gelmiş olabilirim ama daha çok abi gibi davranmak istediğim bir gerçek. Eğer bana kızgınsan-'' Sözünü kestim. Ona kızgın değildim, tüm suç Pars ve Asrın'ındı. Bu yüzden onu düzeltme ihtiyacı duymuştum, yanlış anlaşılmaktan nefret ederdim.

''Suç senin değildi, bu olay iki gerizekalının yüzünden olmuştu. Mutsuz değilim. Başkan olamamak üstümden bazı yükleri kaldırdı ve birazcık daha özgürmüşüm gibi.'' Bana yandan bir bakış attı. 

''Fark ettim daha özgür olduğunu küçük hanım.'' Kinayeli konuşmasına sadece yaramaz bir gülümseme gönderdim. 

Aman canım, altı üstü maçta kız dövmüştüm. Sonra rezil olup kolejler arası kavgayı tetiklemiştim. Topluluk önünde gerizekalı bir kızın tekine laf sokmuştum. Gece ormanda kaybolmuştum, ardından da kulübede bağıra çağıra kampı birbirine katmıştık. Üstelik o halde hocalara yakalanmıştık.

Tamam lan tamam azıcık abartmışız. 

Biz sohbet ederek yürümeye devam ederken Pars'la göz göze geldim. Kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu. Yanımdakinin kim olduğunu merak etmişti tabii. 

Ona 'saane la yapraam' bakışımı gönderdikten sonra önüme döndüm ve Baran abiyle konuşmaya devam ettim. İçime Aksel kaçmıştı herhalde. 

Bu sırada Baran abinin sohbetten uzaklaşarak söylediği isimlerle duraksadım.

''Asrın ve Pars...'' Yutkunarak ona döndüğümde o da durmuş bana bakıyordu. Gözlerindeki çözemediğim ifade, yeni tanışmama rağmen sıcakkanlı olması sebebiyle kötü düşüncelere sahip olmadığım büyüğüm karşısında gerilmeme sebep oluyordu. 

Aman, ne bokuma edebiyat yaptıysam. Sıçtık de geç işte.

Ben korkuyla ona bakarken tükürüğümü yutmamla öksürmeye başladım. 

Ben öksürük krizindeyken ilk önce bana şok içinde baktı ve sonra da sırtıma vurdu. 

Oha, Hulk mu lan bu? 

Sırtımın da acımasıyla daha feci öksürmeye başladığımda bir kaç göz buraya döndü. En sonunda ben öksürmeyi bitirdiğimde herkes bana tip tip bakıyordu. 

BADE SOYKAMER♦BBHSerisi1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin