♦11.Bölüm♦

875 83 80
                                    


''Ne yaptığınızı sanıyorsunuz ya siz?'' Banu Hoca'nın tekrar bağırmasıyla gözlerimi sıkıca yumup Asrın ve Pars'a bir kez daha lanet ettim. Gözlerimi açtığımda vaziyet çok kötüydü, bu yüzden odağımı Banu Hoca'da topladım.

Sessizliğin oluşmasıyla Banu Hoca sinirli bir şekilde koltuğa oturup gözlerini bana dikti. 

''Evet, Bade ne yapıyorlar? Malum başkansın ama kızmamızı gerektirecek her durumun da içindesin?''  Gözlerimi kaçırırken Tolga Hoca konuştu.

''Kusura bakma ama Banu'ya ben de hak veriyorum. Önce şu paintball meselesi, şimdide okulların kavgası.'' Banu Hoca devam ettirdi konuşmasını.

''Üstelik Bade, biz seninle buraya gelmeden önce okulların biraz daha ısınmasını sağlamayı amaçlamamış mıydık? Daha ilk ay olmadan bu da neyin nesi?'' Ben cevap vermesem de yanımdaki Doğu atıldı.

''Dört senedir birbirleriyle anlaşamayan okulları dört günde barıştırmasını mı bekliyordunuz? Benim bacım yetenekli ama o kadar değil.'' Doğu'nun arka çıkmasıyla Akın da atıldı.

''Evet, üstelik yenge zaten bizi ayırmaya çalışıyordu. Bu suçu ona atamazsınız. Paintball'da biz zaten o adamın odası hariç her yeri temizlemiştik.'' 

''Sen kimin bacısına yenge diyorsun lan?'' Ortaya atılan Doğu'yu kolundan tutup geri çektim. Akın kaşlarını çatıp ona bakarken Tolga Hoca konuştu.

''Bu sorumluluğunu aldığı 149 öğrenciye bakamadığı gerçeğini değiştiremez. Üzgünüm Bade, on ikilerden ya da buraya staj için gelenlerden bir başkan seçsek daha iyi olacak.'' 

Devamını getirmesine izin vermeden hızla odadan çıktım. Bana koyan okulları barıştıramadığım gerçeği değildi, bana koyan arkadaşlarım müdahale etmemesi de değildi. Bana koyan başkanlıktan alınmam da değildi. Bana koyan bir boka yaramadığımı hissetmeleriydi. 

Binadan çıkıp yürümeye başladığımda arkamdan birisi atıldı.

''Aman kız, boşver. Zaten çok saçma bir olaydı.'' Aksel'in sesini duymamla gülümsedim. Pardon, hala üstümde olduğu için acıdan yüzümü buruşturmuşum. Aksel'in yanından çekilip birisinin göğsüne yapıştım. Omzuna konulan kolla kim olduğunu anlayıp ben de kollarımı onun beline doladım ve böylece yürümeye başladık.

''Ulan Hakan, ben burada kızı teselli ediyorum, sen kızı alıyorsun sarılıyorsun.'' Aksel'in konuşmasına devam etmemesi için ağzına nereden bulduğunu bilmediğim dolma kalemleri sokan Gökçe'nin ardından Özge konuştu.

''En iyi teselli sarılmaktır bi'kere.'' Hakan hışımla Özge'ye döndü.

''Kerem kim kızım?'' 

''Ne Kerem'i ya?'' Hepimiz Hakan'a 'Ne diyon lan değuşuk?' bakışı atarken Hakan konuştu.

''Bir Kerem dedin.'' Buğra homurdanıp Hakan'ın kafasına vurdu.

''Bir yürü mal ya. Kıskançlık başına vurmuş senin.'' Ben gülerken Aksel beni kucağına alıp denize koşmaya başladı. 

''Hücuuuğğm!'' Kumsalı yarıladığımızda hala arkamızdan ses gelmemiş olduğunu fark eden Aksel arkasını döndü.

''Gelsenize lan.'' Hakan ve Buğra birbirlerine bakıp 'annesi bunu kusarak doğurdu herhalde' bakışı atarken Özge ve Gökçe bize doğru koşmaya başladı.

''Harbiden mi?'' Özge ve Gökçe'nin arkasından bıkkınca bağıran Hakan'a Özge bağırdı. 

''Harbiden aşkım. Sen sormadan söyleyeyim, cidden, essahtan, gerçekten.'' Hakan gülüp depar atarak onlara yetişti ve Özge'yi kucağına alıp arkamızdan koşamaya başladı.

BADE SOYKAMER♦BBHSerisi1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin