''Merhaba.'' Resepsiyondaki kadının dikkati bana yönelince ona sıcak bir gülümseme yolladım.
''Biz İstanbul'dan geliyoruz. Aracımız arıza yaptı ve yolda kaldık. Bize en yakın yardımcı olacak yer neresi?''
Öküz. Kadının üstüne atlayıp dövseydin?
Asrın'ın kalacak bir yer var mı diye sormadan önce direk yardım istemesi mantıklıydı aslında. Bu yüzden lafa karışmadım.
''Bildiğim en yakın oto servisin telefon numarasını size verebilirim. Buraya ulaşması 5 dakika falan sürer.''
Pars kadından kartı aldı ve arkasına bakmadan yürümeye başladı. Asrın da aralarına mesafe koyarak, aynı şekilde.
Onlara baktım ve kadının da şaşkınlık ile kınama karışı bakış attığını gördüğümde hemen müdahale ettim.
''Teşekkürler.'' Mahcup gülümsememle beni bekleyen Pars ve Asrın'ın yanına gittim. Yanlarında çok kısaydım, lanet girsin.
''Daha kaba olabilir miydiniz acaba?'' İkisi aynı anda omuz silkti. Çaktırmamak için gülümsüyordum.
''Ben hiç bir şey yapmadım.'' Pars'ın insanlar sohbet ettiğimizi zannetsin diye gülerek konuşmasının sonuna koyduğu kelimeyi önemsemeden cırladım.
''Hiç bir şey mi? Daha ne yapa-'' Sözüm Asrın tarafından kesildi.
''Tamam biraz mallık etmiş olabiliriz ama gitmemiz gerek. Hatırlatırım halletmemiz gereken bir otobüs ve yetişmemiz gereken bir kamp var.'' Ben başımla onaylarken hızla ilerlemeye başladık. Bu sırada ben karttaki numarayı aramaya başlamıştım.
Meşgul.
Sanırım telefonun sesi dışarıdan duyuluyordu ki Pars durumumuzu çok güzel özetleyen bir küfür savurdu.
''Sikeyim ya.''
Bense inat edip yeniden aradım.
En sonunda bir kaç çalıştan sonra açılan telefona konumumuzu tarif ederken otobüse varmıştık bile.
Aksel uyanmıştı ve uyuyanların yüzüne çiçek falan çiziyordu.
Yemin ediyorum mal bu çocuk.
♦
''Ya çıkmıyor ya!''
''Baksana geçmiş mi?''
''Olum şu tipe bak amına koyayım, ben nasıl hissetmedim lan?!''
''Sırtım hala yanıyor ulan, Hakan o nasıl bir vuruştu?Yakında yeşile dönüşüp etrafta Hulk gibi gezersen şaşırmam.'' Diğerlerinden farklı tek ses Aksel'indi.
Tam Hakan'a da yapacakken Hakan uyanmış ve ağız yüz dalmıştı çocuğa. En sonunda ben ayırmıştım ikisini, Buğra malı gülmekten koltukla ilişkiye geçmek üzereydi çünkü.
Dört buçuk saat sonra falan varmıştık. Şoför amca yetişelim diye azıcık hızlı kullanmıştı ama pek etkisi olmamıştı. Saat yediye varıyordu geldiğimizde.
Amca kamp alanına girerken ben de kulübede kalacakların isimlerini okumaya başladım.
Odalar dört kişilikti, kızlarlaydık ve yanımızda Gökbora Kolejinden bir kız kalıyordu. Hakan,Buğra ve Aksel ise Batu ile kalıyordu.
Gerisi beni ilgilendirmiyordu zaten.
Yorgunlukla kıyafetlerimizi yerleştirip üstümüzü de değiştirip kendimizi de yatağa attığımızda oda arkadaşımızla tanışma fırsatına erdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE SOYKAMER♦BBHSerisi1
Teen FictionTüm hakları Bade'nin telefonunda gizlidir. Sıkıyorsa alın. ♦Bir Başka Hayat Serisi ilk kitabıdır.♦