♦5.Bölüm♦

907 72 53
                                    


Yutkunarak gözlerimi kaçırdım içişime işleyen mavilerden. 

Bana böyle bakmamalıydı. 

Hiç bir şey söylemeden yanından ayrıldım. Kulübeye hızlı adımlarla giderken son söylediği söz beynimin içinde yankılanıyordu. 

Yapamadım.

Kulübeye girdiğimde kızların olmadığını görüp sıkıntıyla kendimi yatağa attım. 

Hani bazı anlar vardır, canınız hiç bir şey yapmak istemez. Sadece olduğunuz yerde oturmak, hiç hareket etmemek ve bu durgunluğun hiç bozulmamasını istersiniz. Zira bozulması büyük bir olaydır; birisi sizin elinizden özel gündeyken çikolatalarınızın hepsini almış gibi hissedersiniz eğer huzurunuz bozulursa. 

Hah, işte o anlardan biriyim. Üşengeçlikle mallığın arasındaki o kalın çizgede.

Telefonum yeniden çalmaya başladı. 

Gene Hakan. 

Açıp kulağıma götürdüm. 

''Efendim?'' Onu göremiyordum ama ben kardeşimi tanırdım. Adım gibi emindim şu anda kaşları çatıktı. 

''Kızım sen mal mısın? Niye açmıyorsun telefonunu?''

Sanki görebilecekmiş gibi omuz silktim. 

''Koşarken rahatsız ediyordu, bir köşeye koymuştum. Ondan duyamamışım. Ben de seni arayacaktım.'' 

''Tamam hadi biz sahildeyiz, sen de gel.'' Yüzüme kapattıktan sonra sırıtırken yaslandığın şezlong kırılsın inşallah Hakan. 

Altıma kumaşı biraz eksik kalmış kot şort üstüne de siyah, üzerinde beyaz yazılar olan tişört geçirdim. Ter kokumu bastıracak kadar parfüm sıkmadım. Evet duş falan almadım. Pisim ben. Zaten bugün 3 defa üst değiştirdim, üşeniyorum yağni. 

Sahile yürürken gözlerim Asrın'a takılı kaldı. Kaşlarını çatmış yere bakıyordu, düşünceli olduğu belliydi. Bu çocuk ne ara oraya gelmişti lan? Filmlerdeki gibi beni son gördüğü yerde dizlerine vura vura ağlaması lazımdı! Tamam saçmaladım. 

Beni görünce yüzüne acı bir gülümseme yerleştirdi. Ardından ne olduğunu biliyorsunuz. 

Şortumu gördü. Sıçtık.

Sevgili olsaydık deparı basardım ama değildik. Bana karışmaya hakkı yoktu. Hıh!

Başımı çevirip ilerlemeye devam ettim. Sarı saçlarım hafif esen rüzgarla dağılırken onları geri ittim. Ayı gibi sıktığım parfümün kokusuna hala burnum alışamamıştı. İleride gördüğüm bizimkilerin yanına daha hızlı ulaşmak için hızlandım. 

Yanlarına vardığımda Gökçe'nin yanağına salyalarımı akıta akıta sulu bir öpücük bıraktıktan sonra Buğra'nın yanına oturdum. 

''Öğk.Gerizekalı ya!'' Gökçe'ye öpücük atıp dönecekken bir malın dirseği gözüme girdi. 

''Ah!'' Anırma sesleri kulağıma dolarken Hakan kahkahalarının arasından konuştu. 

''Allah çarptı-'' Zaten sonrası gülme. Tek gözümü aralayıp yanımdakine gelişigüzel vurmaya başladım. 

''İnşallah hapşurasın gelir de hapşuramazsınız, banyoda tam tamamen köpüklüyken apartmanda sular gider, bulmaca çözerken fotoğraftaki sanatçıyı hatırlayamazsınız, bonibon yerken zehirlenir ölürsünüz, online oyundayken anneniz bakkala gönderir, uzaktan çöpe çöpü basket atmaya çalışırsınız da girmez, üstelik çöptekiler yere saçılır. Amin.'' 

BADE SOYKAMER♦BBHSerisi1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin