İçimde bir sinir patlaması yaşarken aklım hala Derin'i saçından tutup yere yere çarpmaktaydı. Geri dönüp ağzını yüzünü kırmak istiyordum. Bu arada Derin benim çocukluk arkadaşım, aslında "dı". Arkadaşımdı. Ama daha sonra beni okulun diğer kızlarıyla çekiştirmeye başlayınca ve hakkımda olur olmaz şeyler söyleyince ona çok kızdım ve büyük bir kavga ettik.Derin'in içindeki İntikam ile yanan her hücresi bana karşı bir nefret besliyordu artık. Yapacaktı edecekti bir yolunu bulup beni yine rezil edecekti. Buna eminim.
Bu sabah çok mutlu uyanmıştım. Ama telefonumdan gelen mesaj sesini duyup, telefona doğru yönelinceye dek.
Mesaj Derin 'den gelmişti."Yakında Yaren'de benim yanımda olacak. Hiç arkadaşın kalmayacak ve yalnız kalıp ölüp gideceksin :)" Salak sonuna bir de gülücük koymuş! Aptal Derin.
Bu arada Yaren benim sınıf arkadaşım. Üç senedir arkadaşız. Kendisini olmayan kardeşimden bile öte görüyorum. O derece yani.
Gelen mesajla ayaklanıp giyinmeye başladım. Daha sonra hızlı adımlarla Derin 'in iki katlı, bordo renginde boyalı küçük bir bahçesi ve havuzu olan evine geldim. Derin bir nefes alıp sakin olmak için, içimden sabır çekmeye başladım.
Kapı kısa bir süre sonra açıldı. Direk içeriye dalışa geçtim. Ellerimi belime koyarak kapıyı açan uzun boylu, yeşil gözlü , turuncu gibi olan kahverengimsi ama birazda içine sarı kaçmış saçlara sahip, öküz gibi yapılı, taşımsı, o saniyeler içinde"Yeşil Meteor" adını verdiğim kişiye dönüp ters ters baktıktan sonra konuşmaya başladım.
"Nerede o gerizekalı aptal sarışın?"
Karşımdaki 'Yeşil Meteor' tek kaşını kaldırıp bana bakmaya başladı. Şaşırdığı belliydi.
"Çıldırtma insanı! Nerede Derin?"
"Banyodaydı en son." dedi tereddütle. Söyleyip söylememek arasında kalmış gibiydi. Ama bunu düşünmek için çok geç kalmıştı.
Merdivenleri çıkarken bir anda geri dönüp mutfağa yavaş adımlarla ilerledim. Derin'e ne yapacağımı biliyordum. Hemde onu delirtecek bir şey. Ama "Yeşil Meteor" beni farkettiği gibi yanıma geldi.
"Noldu ? Gidiyor musun ?"
"Ne gitmesi,daha herşey yeni başlıyor. İstersen gel ve izle" deyip göz kırptım.
Mutftaktan koca bir şişe içinde duran zeytinyağını aldım. Yeşil Meteor görmüş olacak ki hemen ayaklanıp yanıma geldi.
"Yok Artık. Bence bununla her ne yapacaksan vazgeç" dedi onaylamaz bir şekilde başını sallayarak.
"Bunu birinin bana söylemesi için vakit çoktan geçti. Üzgünüm. Hatta gel sende izle. Eminim çok eğleneceksin."
"Görelim o zaman."
Merdivenleri Yeşil Meteor ile sessiz sessiz çıkarken bir anda arkamı dönüp Yeşil Meteor'un suratına baktım. O daha ona baktığımın farkında olmadığından yürümeye devam ederken tam tepeme çıkacağı anda sadece Yeşil Meteor'un duyabileceği şekilde bağırdım.
"Yavaş! Oğlum tepeme mi çıkacaksın ya? Dursana."
"Asıl sen yavaş ol biraz. Büyüklerine saygılı ol." dedi muzip bir sırıtışın eşliğinde.
"Ay dedeciğim! -vurgunun âlâsını yaparak-Özür dilerim. Bu arada kaç oldunuz siz? Önümüzdeki yıl 85 olacaksınız galiba."
Yeşil Meteor'un cevap vermesini bekliyordum ki sessiz kalmayı tercih etmişti."Noldu dede? Duymuyor mu kulaklar?" dedim kulaklarımı göstererek.
Yeşil Meteor alt dudağı ile çenesinin arasında bir yerde işaret parmağını sağ sol yaptırarak gezdirirken bir anda başına tavana dikti. Yeşil Meteor ne yaptığını çözmeye çalışırken bir anda gözlerini gözlerime dikti ve yüzüme yaklaşıp dudaklarını büzüp konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz&Kuralsız
Teen FictionEğer sana senin izin vereceğin mesafe kadar yakın olacaksam,senden izin almayacağım. Çünkü ben senin yanında değil,kalbinde olmak istiyorum.Artık seninle olup geriye kalan bütün kusurlarımı kapatmak istiyorum. Kusursuz'un olmak istiyorum.Seninde ben...