6.BÖLÜM

7.7K 428 15
                                    

Gecenin zifiri karanlığında Şile yolunu kat ederken nefes alan Emre ve Birce sessiz yolculuklarına devam ediyorlardı. Emre, Birce'nin omuzları sarsılarak hıçkırıklarına bastırmak için savaş verdiğini gördükçe Barkın şerefsizini elleriyle boğmak istiyordu. İlk günden bu yana nefret etmişti ondan, gel gör ki Birce'nin gözünü bu konuda bir türlü açmayı becerememişti. Ve şimdi kendi yapamadıkları için kahrolurken genç kızın çektiği acıya derman olamamak onu daha da çaresiz ve içinden çıkılmaz bir hale sürüklüyordu. Direksiyonu tuttuğu elleri kıpkırmızı olmuşken ellerinin acısını bile hissetmiyordu. Gözleri ışıl ışıl buğulanmışken dişleri ortamı daha fazla geren bir ses çıkartmaya başlamıştı. Emre içten içe her şeye edepsiz küfürlerini sıralarken bir an önce Şile'ye varmak için dua ediyordu. Gözlerini ayırmadan yola devam ederken sonunda evlerinin yoluna girmişti.

Bahçeli evin önüne arabayı park ettiğinde Birce hala başı önünde eğik omuzları sarsılarak sessizce ağladığını hissettirmemeye çabalıyordu.

"Birce." Dedi onu bulunduğu ana geri getirmek için. Genç kız bir an korksa da küçük bir inilti ile başını yavaşça Emre'nin göz hizasına getirdi. "Geldik, inelim mi?" dedi gözlerinden şefkati yüreğine delicesine akıtmak istiyordu. Birce tek bir söz etmeden başıyla onu onayladı yavaşça arabanın kapısını açtı. İlk adımını arabadan aşağıya doğru indirdi. Gücü öylesine tükenmişti ki ayakları bastığı yerde tir tir titremeye başladı. Derin bir nefes alıp güç toplamaya çabalarken Emre'de acele ile arabadan aşağıya indi. Birce arabanın kapısını kapatıp ileriye doğru tam bir adım atmıştı ki aşırı üzüntü ve stresten bir an başı döndü ve boşluğa basar gibi bir halde ayağı nereye gideceğini bilmez haldeyken bir an yer ayağının altından kayıp gitti. Birce Emre'nin gözleri önünde acı haykırışı ile aniden yere düştü. Emre koşarak genç kızın yanına dizleri üzerine çöktü. Yere düşmenin sertliği ile dizini sert bir taşa vurmuştu. Taş öylesine canını yakmıştı ki bu acının yersiz olmadığını pantolonunun diz kısmından akıp giden sıcaklıktan hissetmişti.

"Birce, iyi misin güzelim?" Diyerek onun yanında ışık hızı ile kendisini bulan adam korku ve endişeli sesi ile ne yapacağını bilmeden beceriksizce kızın iyi olup olmadığını kontrol ediyordu. Birce tek bir söz etmeden canının acısıyla daha fazla hıçkırıklara boğulmuştu. Emre panik bir halde onun bir yerinde bir şeyi var mı diye iyice bakarken diz kısmındaki ıslaklığı gördüğünde sessiz bir homurtu daha salıvermişti dilinden.

"Kahretsin! Birce dizin yarılmış, kanıyor." Dedi korku ile.

"Ben, ben iyiyim." Diyerek güçlükle ayağa kalkmaya çalıştığında canının acısı ile bir kez daha inledi ve sert bir şekilde yere yığıldı.

"Kızım iki dakika rahat dursana, canına mı susadın. Bu halde ayağa mı kalkılır?" diyerek onu azarladı. "Beni bekle sakın ayağa kalkma." Diyerek onu uyardı. Cebinden çıkardığı anahtarları ile koşar adım giderek evin kapısını ve ışıkları açtı. Onun o panik halini gözyaşları ile izleyen Birce bir kez daha sevdiği arkadaşını bir hiç uğruna nasıl da perişan ettiğinin farkına vardı. Herkes gidiyordu, herkes ihanet ediyordu ama o hep yanında kalıyordu. Her şeye rağmen.

Birce derin düşünceler içinde kederlenirken Emre koşarak onun yanına nefes nefese geldi. Ellerini genç kızın bacaklarının altından geçirip onun canını acıtmamaya dikkat ederek yavaşça kucağına aldı. Onu sarsmamaya özen göstererek eve doğru götürürken bir an Birce ile göz göze geldiler. O an çok ama çok farklıydı. Öyle bir duygusal atmosfer oluşmuştu ki aralarında, Emre tek bir adım dahi atarak bu anı bozmaya gücü yetmemişti. Birce'nin gözleri "Affet sana yaptıklarım için." Diye yalvarırken, Emre'nin gözleri "Kurban olurum sana ağlama." Diye haykırıyordu. Bazen konuşmak gerekmezdi. İki insanın anlaşması için kelimelere ihtiyaç duyulmazdı. Bu da öylesine bir andı. Biri acı çekerken diğeri onun acısını almak için canını feda etmeye razıydı.

Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin