14.BÖLÜM

5.2K 332 2
                                    

"Onların ne işi var burada?" dedi öfke bulutunun içinde nefes alır gibiydi.

Emre ve Bertan arabadan inerek yavaş adımlarla ikiliye doğru ilerliyorlardı.

Emre Barkın'ı görmezden geldi. "Birce sen iyi misin?" diyerek kızın yanı başına geldi. Barkın sabrının son demlerindeydi. Son zamanlarda Birce'nin etrafında onu çok fazla görüyordu ve bu giderek daha fazla canını sıkıyordu. Emre'nin kendisi için çok büyük bir tehlike olduğunu biliyordu. Bu yüzden Birce'ye zamanında büyük bir baskı uygulayıp görüşmesini engellemişti ama şimdi gördükleri hem de hatalarının ortaya çıkmasıyla onu çok huzursuz ediyordu. Aklına gelenlerin başına gelmemesi için bir an önce Birce'yi kazanmanın yollarını aramalıydı. Yoksa bu iş giderek çığırından çıkacaktı.

"Sana ne ulan Birce'den? Her taşın altından çıkmak zorunda mısın sen?"

"Sen hala utanmadan hala konuşuyor musun?" diyerek Barkın'ın üzerine atıldığı an Birce'nin kollarının adamın beline dolanmasıyla vücudu hareketsiz kaldı.

"Bırak Emre Allah'ından bulsun." Dedi.

Barkın sevdiği kızın kollarının başka bir bedene sarıldığı gördüğü an "Birce..." diye uyarı dolu bir şekilde bağırdı ama genç kızın ona aldırış etmeye hiç niyeti yoktu. Emre yavaşça genç kıza döndü ve onu kolunun altına alıp başına minik bir buse kondurdu. Onların bu halleri Barkın'a çılgına çevirmişti. "Ne yaptığını sanıyorsun ulan sen?" diyerek hiddet ile Emre 'ye atıldığı an Bertan'ın sıkı tutuşu ile engellendi. Ne kadar çırpınsa da bu adamın ellerinden kurtulmak pek de mümkün değildi.

"Bırak beni." Diye bağırıyordu.

Emre, "Bertan sen Birce'nin arabasını getirirsin." Dedi ve Birce'den anahtarları alarak arkadaşına verdi. Barkın'ın çırpınışlarını, hakaretlerini, öfkesini görmezden gelerek kolunu omzuna doladığı genç kıza ayakta durması için destek vererek onu kendi arabasına sürüklemeye başladı. Ne kadar güçlü durmaya çalışsa da bu geceki yüzleşmeden büyük bir yara almıştı. Çok hırpalanmıştı.

Emre zamanında yetişememekten çok korkuyordu. Bertan'ı da yanında alarak gelmişti. Birce'yi ne halde bulacağını bilmiyordu zira karşılaşacağı kötü bir manzara karşısında elinden bir kaza çıkmasından korkuyordu. Kendini kaybetme ihtimaline karşı Bertan'ı da yanında getirmişti. İyi ki de getirmişti çünkü Birce ne kadar ayakta durmaya çalışsa da hiç iyi görünmüyordu. Yavaşça onu arabaya bindirdi. Bertan'ın kollarından sıkıca tuttuğu adama baktı. Arabaya bineceği sırada içinde daha fazla tutamadığı başka bir gerçekle hızlı adımlarla onun yanına gitti. Şimdi iki öfkeli adam burun buruna gelmiş ve birbirine bakıyorlardı.

Emre "Bertan bırak." Diye emretti. Arkadaşının isteğiyle kollarını bıraktı. Barkın şimdi kindar bakışları ile ona bakıyordu.

Emre "Sana onu üzme demiştim." Dedi.

"Bende sana ondan uzak dur demiştim."diye karşılık verdi.

"Hatırlıyor musun Barkın? Onun gözünden dökülen yaşın hesabını sana kanınla ödetirim demiştim. Beril denen o kızla münasebetini kes demiştim. Ama sen naptın? Sen kendi hevesin uğruna seviyorum dediğin kızın hayatını mahvettin."

"Bu işe karışma Emre yoksa sonunda zararlı çıkan sen olursun."

"Tehditlerine karnım tok Barkın, ben o hatayı bir kere yaptım bir daha tekrarlamam. Bir daha o kızı senin şerefsizliklerine yem etmem. Uzak duracaksın, Birce'nin yüz metre yakınına yaklaşmayacaksın."

"Sen kimsin de bana ne yapmam gerektiğini söylüyorsun?"

"Akıllı ol Barkın, akıllı ol. Bir dahakine ne bu kadar sakin olurum, ne de sana tane tane anlatırım." Diyerek arkasını döndü gitmek için bir adım atmıştı.

Barkın "Çok merak ediyorum, Birce çok değer verdiği arkadaşının kendisine yalan söylediğini öğrendiğinde ne yapacak acaba?"

"Ne saçmalıyorsun sen?" diyerek ona doğru döndü ve kıstığı gözleriyle baktı.

"Beril diyorum, benimle ilişkisini bildiğin halde Birce'ye söylemediğini öğrendiğinde sana ne tepki verir sence."

"Barkın öldürürüm seni." Diyerek yakasına yapıştı.

"Ne o? Senin de mi Birce'den sakladıkların çıktı ortaya."

"Elimde kalırsın Barkın, dinime imanıma gömerim seni buraya."

"Sana bu işten uzak dur dedim Emre. Karar senin, Birce ile arama girme yoksa sende benim gibi onu sonsuza kadar kaybedersin." Dediği an yüzüne sert bir yumruk yedi. Yere yığılan Barkın'ın ağzından burnundan kan dökülmeye başladı.

"Sana kanınla ödersin dedim ama bir dahakine canınla ödersin Barkın. Akıllı ol. Birce'nin senin yüzünden üzülmesi demek bu dünyanın sana cehennem olması demek. Bunu aklından bir an olsun çıkarma."

"Vazgeçmem Emre, onu sana yar etmem." Dedi gizli bir gerçeği açığa çıkarırcasına. "Onu senden bir kere uzaklaştırmayı başardım yine yaparım. Bana gelmeyecekse senin yanında da olmayacak."

"Elinden geleni ardına koyma Barkın. Kanını döktüm canını almasını da bilirim." Dedi ve Bertan'ın sorgulayan bakışlarına karşılık "Sonra Bertan, sonra..." dedi Barkın'ın açığa çıkardığı tüm gerçekleri daha sonra arkadaşına anlatacaktı. Ama şu an önceliği Birce'ydi. Bir an önce onu buradan uzaklaştırması gerekiyordu. Yoksa duyabileceği tek bir cümleyi yanlış anlayıp daha büyük bir yıkıma uğrardı. Ve bu asla Emre'nin istemeyeceği bir durumdu. Hızlı adımlarla arabaya bindiğinde hıçkırıklarına teslim olmuş Birce ile karşılaşmayı hiç ummuyordu.

"Birce..." dedi başı önünde eğik omuzları sarsılarak ağlayan genç kızın çenesinden tutup yavaşça kaldırdı. "İyi misin?" dedi onun gözlerinin içine bakarak.

"Sen yanımdasın ya şimdi daha iyiyim." dedi onun göğsüne doğru kendisini bıraktı. Emre sımsıkı sarıldı ona, içine çekti yüreğine huzur veren kokusunu, eşsiz büyülü bir an yaşıyordu adam. Ta ki Birce'nin ağzından dökülen cümlelere kadar.

"İyi ki yanımdasın, iyi ki varsın Emre, sana öylesine çok güveniyorum ki..." dedi. İşte o an Emre'nin tüm vücudu taş kesilmişti. Artık kızın dilinden dökülen hiçbir cümleyi algılayamıyordu.

Tesadüf müydü? Yoksa arabanın içinden Barkın'ın herhangibir cümlesini mi duymuştu? Elleri taş kesilmiş, yüzü kireç gibi bembeyazolmuştu. Barkın söylediklerine haklı olabilir miydi? Eğer Birce öğrenirse neolacaktı? Kafası allak bullak olmuştu.    

Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin