Bir Gece Önce
Birce sosyal tesislerden çıkmış kaldığı kulübeye doğru gidiyordu. Emre gözlerinin içine bakarak o şarkıyı söylediği an aslında kararını çoktan vermişti. Ondan asla vazgeçemezdi. O ömrüne gönderilmiş en nadide varlık, yüreğinin armağanı, aldığı nefesti. Korkularını bir kenara bırakacak, onun yüzüğünü taşıyarak yüreğinde hissettiklerine güvenerek onunla geleceğe gerçek sağlam bir adım atacaktı. Bu yüzden el ayak çekildiği an sevincini paylaşmak, aldığı kararı anlatmak için her gece yaptığı gibi sosyal tesislere gitmişti. Gülce'ye telefon edip ona tüm olanları, hissettiklerini söyledi. Orada daha fazla durmasını gerektiren bir durum olmadığını ve yarın Emre ile birlikte geri döneceğini anlattı. Gülce bunu sevinç çığlıkları ile karşılaşırken kardeşinin mutluluğunu telefonun öteki ucundan hissediyordu. Birce telefonu kapattıktan sonra yüzünde solmayan çiçekler ve açan gülümseme ile kulübesine yöneldi. El ayak çekilmiş herkes çoktan uykuya teslim olmuştu. Birce yarına kadar içindeki heyecanı nasıl bastıracağını bilemezken Emre'nin de aynı durumda olduğunu düşünmüştü.
"Bir gece daha bekle bakalım Emre Bey, nasıl olsa yarından sonra her şey çok daha güzel olacak." Diyerek kulübenin kapısına yöneldi. Kapıdan içeriye girdiğinde yatağının kenarında duran koltukta bir karartı olduğunu fark etti. İçi korku ile dolup taşarken gözlerinin yanılsaması mı acaba diye düşündü? Eli kapının kolunda asılı kalırken "Hoş geldin sevgilim, gözlerim yollarda kaldı doğrusu?" odanın içinde yankılan ses Birce'nin gözlerinin irileşmesine, ellerinin titreyip soluğunun kesilmesine yetmişti.
"Barkın..." dedi fısıltı halinde adı dilinden dökülürken onun orada olma ihtimali midesini bulandırmıştı.
Oturduğu koltuktan kalkan adam yavaş adımlarla ona yaklaştı. Genç kız taş kesilmiş vücudunu hareket ettiremiyor bir adım dahi geriye atamıyordu. Karabasan gibi çökmüştü varlığının üzerine ne hareket edebiliyor ne sesini çıkarıp içindeki çığlığı duyurabiliyordu.
"Demek adımı hala hatırlıyorsun sevgilim. Çok ilginç doğrusu." Dedi kızın dibine kadar gelmişti. Zifiri karanlıkta adamın gözlerinin alev alev öfke saçtığını görebiliyordu. "Gerçi buna sevinmeliyim değil mi? Hala hafızanda yer ediniyorum. Ne kadar muhteşem bir şey değil mi?"
"Senin ne işin var burada? Nasıl girdin buraya? Beni nasıl buldun?" dedi adamın kokusu burnuna dolarken midesi alt üst olmuş, ruhu adeta onun varlığından tiksinti ile dolup taşmıştı. Barkın kızın sözleri ile sinir bozucu bir kahkaha attı.
"Bunca zamandan sonra beni karşısında görüyorsun ve kollarıma atlamak yerine, seni seviyorum diye haykırmak yerine sen tutmuş beni nasıl buldun diye mi soruyorsun?" dedi son cümleyi çok ciddi ve sert bir şekilde söylemişti. Birce'nin kolundan tutan adam onu sarsmaya başladı. "Söylesene bu kadar kısa sürede ne değişti? Benden vazgeçmek bu kadar kolay mıydı? Onun kollarına atılman için bu bir fırsat mıydı? Bunu mu bekledin sen?"
"Bırak kolumu canımı acıtıyorsun." Diyerek kolunu adamın kıskacından kurtarmaya çalışıyor bir yandan da arkasında kalan kapıdan dışarıya çıkmak için harekete geçiyordu. Onun bu hareketine daha fazla sinirlenen Barkın tuttuğu kolundan onu çekiştirerek sürükledi ve yatağa doğru fırlattı. "Kusura bakma küçük hanım buradan tek başına sana çıkış yok." Dedi emir verircesine. Birce onun bu deli halinden korktu. Gözlerinde gördüğü vahşet kıza ne yapacağını şaşırttı.
"Sen delirmişsin." Dedi adamın tutuşundan kızarmaya başlayan kolunu ovuştururken korku dolu gözler ile onu süzüyordu. Bir an önce buradan kurtulmalıydı. Ama nasıl?
"Evet delirdim." Dedi kızın üzerine yürüdü onun göz hizasına eğilip kıpkırmızı olan bakışlar ile ona baktı. "Beni sen delirttin Birce. Allah kahretsin bir hata yaptım, yalnızca bir hata ve sen bunu beklemiş gibi bir çırpıda yaşadığımız her şeyi silip attın. Adam akıllı beni dinlemedin bile, bir anlık şeytana uydum ve sen gittin o herifin kollarına atladın." Dedi onun kollarından tutup yatağın üzerine ileri geri sarsarken kızın da dayanma gücünü son sözleri ile kırmıştı. Var gücüyle onu geriye doğru ittirirken "Yeter..." diye bağırdı. Adam sendeleyerek geriye gittiğinde Birce ayağa kalktı "Yeter anladın mı? Yeter..." diye haykırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#
Roman d'amour"Bazı aşklar hata kabul etmez. Bazı hatalar asla affedilmez." *** "Atılmayan tokadım, alınmayan intikamım, geçmişte kapanmayan bir hesabım var. Geçmişimi kapatmadan geleceğime bakamam, seni hayatıma misafir edemem. Aşkı hak seni kendime helal göreme...