Gülce "Bittik biz, külliyen yandık, bittik, kül olduk." Diye veryansın ederek odanın içinde dört dolanıyordu. Birce ayağa kaktı, kardeşinin önüne geçti. Elleriyle omuzlarından tutup tam karşısına geçerek onu durdurdu. Endişe dolu gözlerine karşılık kendinden emin ve güven dolu bir bakış attı. "Sakin ol, babam gelsin güzelce konuşuruz. Sen bana güven." Dedi.
"Birce, ben babamın sesini hiç bu kadar öfkeli duymamıştım. Adam resmen çığırından çıkmıştı."
"Abartma Gülce, babamdan bahsediyoruz. Tamam her ne kadar esse gürlese de kıyamaz o bize bilmiyor musun?"
"He he canım he he, sen tabi babamla konuşmadığın için bu kadar rahatsın. Adam bana valizlerinizi toplayın sizi almaya geliyorum dedi Birce, allasen sen neyin kafasını yaşıyorsun."
"Olmaz." Diye can havli ile ayağa fırlayan adama ikisi de yan gözle baktılar. "Birce hayatta hiçbir yere gidemez." Dedi soluksuzca.
"He canım he, babamın karşısında da böyle yiğitçe davran da sonucunda Birce gider mi gitmez mi görürsün. Of Allah'ım kafayı yiyecem ya bu adam nerden öğrendi tüm bu olanları, o kadar da gizli tuttuk." Diyerek kendi kendine mırıldanıyordu. O sırada kapının çalmasıyla herkes bir anda yerinde irkildi. Korku dolu gözlerle birbirine bakarken Birce "Babam bu kadar kısa sürede gelmiş olamaz değil mi?" dedi.
"Söz konusu babam ise ben şu an hiçbir şeye şaşırmam." Dedi sesli bir şekilde yutkundu.
"Allah yardımcımız olsun." Dedi Gülce ve ellerini havaya açarak dua etmeye başladı. Emre anlamaz gözlerle onu sorgularken bakışları bir an genç kızla buluştu. "Ne var? Ne bakıyorsun? Son duasını eden bir zavallıcık hiç mi görmedin?" dedi gözlerini kısarak ona çemkirdi.
"Ne saçmalıyorsun Gülce ya, babanla güzelce oturup konuşuruz ve her şeyi anlatırız. Tüm bu yaşananlarda sizin hiçbir suçunuz yokken cezasını size neden çektirsin? Hem çocuk değilsiniz sonuçta, tutup kolunuzdan götürecek hali yok ya." Dedi.
Gülce ve Birce bir an gözlerinde olma ihtimali olan gerçekleri canlandırdıkları manzara ile bakışları buluştuğunda ikisi de bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu. Babaları üniversite tercihlerinde bile onlara iki şehir seçeneği sunmuşken gidiyoruz dediğinde ikisinin de karşı koymaya cesareti olamazdı. Onlar birbiri ile gözleriyle olacakların muhasebesini yaparken kapının sabırsızca tekrar çalmasıyla kendilerine geldiler.
Birce derin bir nefes alıp verdi "Korkunun ecele faydası yok, gidip kapıya bakayım," Dedi. Emre ve Gülce kapıdan gelenin kim olduğunu öğrenmek için meraklansa da yerinden kımıldamaya bir türlü cesaret edemiyordu. Birce gergin bir yüz ifadesi ile içeriye girdiğinde Gülce'nin gözlerinde Bittik biz bakışı vardı. Herkes soluğunu tutmuş içeriye kızın ardından gelecek kişiyi bekliyordu. İçeriye gireni gördükleri anda derin bir soluk bıraktılar. Gelen kişi hiç tahmin etmedikleri bir kişiydi.
Nazan Hanım, titrek adımlarla içeriye girerken Emre ellerini iki yanında yumruk yapmış sıktırmaya başlamıştı. Gülce'nin eli heyecanla atan kalbine giderken derin bir rahatlama yaşamıştı. Neyse ki gelen kişi babası değildi.
Birce "Buyurun Nazan teyze." Diyerek ona oturması için yer gösterdi. Onun nezaket tavırlarına karşılık Emre öfke ile baktı. Adamın bakışlarını es geçip kanepeye oturan kadının yanına geçti. Kadın "Teşekkür ederim." Diyerek yanına oturan Birce'nin gözlerine suçlu bakışlarla baktı.
"Nazan teyze çok önemli bir şey için geldim dediniz, kötü bir şey yoktur umarım."
"Kızım aslında buraya hem senden özür dilemeye, hem bir şey sormaya, hem de vedalaşmaya geldim." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#
Romance"Bazı aşklar hata kabul etmez. Bazı hatalar asla affedilmez." *** "Atılmayan tokadım, alınmayan intikamım, geçmişte kapanmayan bir hesabım var. Geçmişimi kapatmadan geleceğime bakamam, seni hayatıma misafir edemem. Aşkı hak seni kendime helal göreme...