Bu sırada Meltem Jale'nin, Zümra'nın yanından ayrılmamasına, kendisine de yüz vermemesine deliriyordu. "İntikam zamanı..." deyip kampüsten çıktı. Bir hışımla soluğu Jale'nin babasının yanında aldı.
Jale, "Ne olur Zümra, ne olur bize gidelim. Hem babam çayı demlemiştir. Seni görünce çok sevinecek bunu biliyorsun." dedi.
"Peki ama fazla kalamam, dersleri çok boşladım bu aralar." diye cevap verdi Zümra.
Durağa vardılar, otobüs beklerlerken Jale, Zümra'ya sarılarak "İyi ki varsın, en kötü günümde yanımdaydın. Sana çok şey borçluyum." dedi.
"Kişinin din kardeşine yardım etmesi, bir ay camiye kapanmasından daha evladır fakat sana yaptığım iyilik mi kötülük mü hâlâ bilmiyorum. Aklıma geldikçe acı çekiyorum Jale. Boşluğuma geldi belki başka bir yol bulabilirdik. Allah'tan sürekli af dilemeliyiz."
"Keşke bende unutabilsem her şeyi... Babam torun sevdasında, hep evleneceğim zamanın hayalini kuruyor... Artık benimle kim evlenir?"
"Sen hiç aynaya bakmadın sanırım, hele bir öğretmen çık. İnşallah her şey yoluna girecek, biz ki O'na kulluğumuzu iyi yapalım, O her şeyi düzene koyar."
"Allah beni affeder mi ki? Yüküm çok ağır Zümra."
"Günah çoğaldıkça yük artar, kalp boğulur. Yüz kiloluk bir yükle ağacın altında dinlensen 'Oh' der misin? Günahlar da ruha ağır geliyor. Affını iste. Allah affetmeyi seviyor. Bu yükle hayattan zevk alamayız. Hayattan zevk almak için tövbe etmemiz lazım. Ne kadar tövbe edersek o kadar yakınlaşırız. Allah bizi korumazsa biz hiçbir şey yapamayız Jale. Hastalıklar, sıkıntılar, belalar tövbe istiğfara sebep olur. Günah hayattan aldığın lezzeti bozar. 'Affet Allah'ım.' dedikçe lezzet fazlalaşır."
"Sen benim moral depomsun." dediğinde gülüşerek yollarına devam ettiler.
Meltem, Jalelerin evinin bahçesinde kendisini güler yüzle karşılayan Ali Amca'ya "Ben Jale'nin arkadaşıyım." dedi. Ali Amca bir anda telaşla "Kızıma bir şey mi oldu?" diye sordu.
"Hayır, sadece uyarı maksadıyla geldim. Kızınız yanlış arkadaşlarla geziyor. Zümra denen kız, beynini yıkıyor." diye haince konuştu Meltem.
Ali Amca yüzünü buruşturarak "Doğru arkadaş sen misin? Başı örtülü diye kıza dil mi uzatıyorsun? Dinini yaşayan kız beynini yıkıyor, öyle mi?" diye sinirle söylendi.
Meltem tam burada bombayı patlattı. "Demek dinde gayri meşru bir çocuk yapmak da var. Senin kızın çocuk aldırdı." Alaycı ve ağzını eğerek "Dinde böyle şeyler varsa bilemem tabi." diyerek hızla uzaklaştı. İçinde kıskançlık duygusunu tatmin etmenin hazzını duyuyordu. Hiçbir kötülük, kötü niyet mutluluk vermez insana ama Meltem'in keyfine diyecek yoktu. "Şimdi biraz sen uğraş bakalım Jale Hanım..." diyerek içten bir kahkaha attı.
Arabadan inen Jale ve Zümra yaşlı bir kadının onlara doğru heyecanla koştuğunu gördüler.
"Aaa... Hatice Teyze." dedi Jale şaşırarak.
Kadıncağız soluk soluğa "Kızım baban fenalaştı. Merkezdeki hastaneye götürdüler." demesiyle Jale, elinde ki defterleri daha fazla taşıyamadığından yere düşürdü.
"Bir kız gelmiş. Bizim Asuman görmüş 'Zengin kızı.' dedi. Ondan sonra fenalaşmış zati..."
Aynı anda birbirlerine dönüp baktılar. İkisinin de ağzından "Meltem!" kelimesi döküldü. Jale çaresizlik içinde dişlerini dudaklarına geçirdi. Acısı çok keskindi, Meltem'in babasına neler söylemiş olabileceğini düşündükçe acısı arttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuza Düşen Aşk (RAFLARDA)
RomanceFarklı dünyalara sahip,iki insanı birleştiren tek nokta sevgi olmalıydı. Çünkü kalpleri açacak dokunuşun anahtarıydı. Sırlarla dolu bir yaşam öyküsünü ortak kılan tek şey, yüreklerindeki inanç ve azmin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiydi. Romanı ok...