Bir sonraki sabah Şenol'la evinin önünde buluşan Tarık derslerine baktı, "Önemli bir dersim yok, şu ölümün peşine de düşmem gerek" dedi "Okula bir müddet gelmeme de gerek yok."
Şenol kinayeli kinayeli "Okuldan uzaklaşarak Zümra'yı görmemiş olacaksın öyle mi?" dedi.
"Evet, görmemeye gayret edeceğim. Belki unuturum."
"O zaman bu defterin arkasındaki şiirleri neden yazdın, unutmak için mi?" diye sırıtarak sordu. Bir yandan da şiirleri sesli okumaya başladı.
"Öyle güzelsin ki
Kör müydüm ben?
Yeşili sevmez, ağaçlardan haz etmezdim
Otlara yayılmazdım boylu boyunca
Seyre dalmazdım gökyüzünü
Bulutları izlemezdim, benzetmezdim herhangi bir şeye.
Rüzgârı hissetmez
Hışırtısını duymazdım yaprakların
Kuş cıvıltısına katlanamaz, kovalamak isterdim başımdan
Hele ki insan gürültüsünü hiç çekemezdim, kaçardım sokak sokak
Yürürken gördüğüm bahçelerdeki gülleri özenmezdim koparmaya
Bırak duraksamayı bakmazdım bile.
Eskiden güzel kokular yaymazdı o mini bahçe
Yağmur bastığım yeri ıslatmaz
Güneş ısıtmak için dikilmezdi tepeme
Kör müydüm?
Öyle güzelsin ki..."
"Vaay Tarık Bey!"
"Tamam Şenol kes şunu" Şenol devam etti duymazlıktan gelerek:
"SEN"
"Gözlerini gördüğüm an
İşte o dedim içimden
Neden diye sormayın
Ben aşığım ben
Ruhum sarhoş olur
O güzel bakışınla
Kaybolur gider gözlerinin okyanusunda
Fırtınaya tutulmuş gibi titrer bedenim
Vücut bulur duygularım
Güzelliğin karşısında
İster benim ol
İster olma
Tek dileğim zaman dursun
Göz göze geldiğimiz anda..."
Şenol "Sen baya şairmişsin. Aşk insanı şair ediyormuş gerçekten..."
"Neyse birkaç yere telefon etmem lazım, gitsem iyi olacak."
"Hayırdır nereye?"
"Sami ağabeyi biliyorsun; doktor. Şu araştırmam için, tekrar arasam diyorum.."
***
Zümra'nın canı sıkkındı. İster istemez Tarık'ın ona soğuk davranmasından bunalmıştı. "Belki de böyle davranması ile ben de ondan soğurum. Hayırlısı da budur." diye düşünerek kendini teselli etmeye çalıştı. "Rabbim..." diye ekledi içinden. "Onu, arkadaşlarımı ve Meltem'i doğru yola, sırat-ı müstakim yoluna ilet."
Jale'nin "Hadi eve gitmiyor muyuz?" diyen sesiyle irkildi Zümra, gözünün feri gitmiş bir şekilde "Ya, evet, hadi gidelim." dedi.
Hiç konuşmadan eve vardılar ve kendilerini koltuğa attılar. Akşama kadar yük taşımış olsalar ancak bu kadar yorulabilirlerdi. Her şeyden önce, duygularla mantığın bitip tükenmez tartışmasının verdiği karmaşadan beyinleri yorgun düşmüştü. Uzunca zaman sessizlikten sonra, Jaleyle beraber ağır ağır Kur'an okuyarak anlamaya çalıştılar. Kur'an dersinden sonra da namaz kılıp dua ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuza Düşen Aşk (RAFLARDA)
RomantikFarklı dünyalara sahip,iki insanı birleştiren tek nokta sevgi olmalıydı. Çünkü kalpleri açacak dokunuşun anahtarıydı. Sırlarla dolu bir yaşam öyküsünü ortak kılan tek şey, yüreklerindeki inanç ve azmin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiydi. Romanı ok...