9.BÖLÜM

98 1 0
                                    

Bir sonraki sabah Şenol'la evinin önünde buluşan Tarık derslerine baktı, "Önemli bir dersim yok, şu ölümün peşine de düşmem gerek" dedi "Okula bir müddet gelmeme de gerek yok."

Şenol kinayeli kinayeli "Okuldan uzaklaşarak Zümra'yı görmemiş olacaksın öyle mi?" dedi.

"Evet, görmemeye gayret edeceğim. Belki unuturum."

"O zaman bu defterin arkasındaki şiirleri neden yazdın, unutmak için mi?" diye sırıtarak sordu. Bir yandan da şiirleri sesli okumaya başladı.

"Öyle güzelsin ki

Kör müydüm ben?

Yeşili sevmez, ağaçlardan haz etmezdim

Otlara yayılmazdım boylu boyunca

Seyre dalmazdım gökyüzünü

Bulutları izlemezdim, benzetmezdim herhangi bir şeye.

Rüzgârı hissetmez

Hışırtısını duymazdım yaprakların

Kuş cıvıltısına katlanamaz, kovalamak isterdim başımdan

Hele ki insan gürültüsünü hiç çekemezdim, kaçardım sokak sokak

Yürürken gördüğüm bahçelerdeki gülleri özenmezdim koparmaya

Bırak duraksamayı bakmazdım bile.

Eskiden güzel kokular yaymazdı o mini bahçe

Yağmur bastığım yeri ıslatmaz

Güneş ısıtmak için dikilmezdi tepeme

Kör müydüm?

Öyle güzelsin ki..."

"Vaay Tarık Bey!"

"Tamam Şenol kes şunu" Şenol devam etti duymazlıktan gelerek:

"SEN"

"Gözlerini gördüğüm an

İşte o dedim içimden

Neden diye sormayın

Ben aşığım ben

Ruhum sarhoş olur

O güzel bakışınla

Kaybolur gider gözlerinin okyanusunda

Fırtınaya tutulmuş gibi titrer bedenim

Vücut bulur duygularım

Güzelliğin karşısında

İster benim ol

İster olma

Tek dileğim zaman dursun

Göz göze geldiğimiz anda..."

Şenol "Sen baya şairmişsin. Aşk insanı şair ediyormuş gerçekten..."

"Neyse birkaç yere telefon etmem lazım, gitsem iyi olacak."

"Hayırdır nereye?"

"Sami ağabeyi biliyorsun; doktor. Şu araştırmam için, tekrar arasam diyorum.."

***

Zümra'nın canı sıkkındı. İster istemez Tarık'ın ona soğuk davranmasından bunalmıştı. "Belki de böyle davranması ile ben de ondan soğurum. Hayırlısı da budur." diye düşünerek kendini teselli etmeye çalıştı. "Rabbim..." diye ekledi içinden. "Onu, arkadaşlarımı ve Meltem'i doğru yola, sırat-ı müstakim yoluna ilet."

Jale'nin "Hadi eve gitmiyor muyuz?" diyen sesiyle irkildi Zümra, gözünün feri gitmiş bir şekilde "Ya, evet, hadi gidelim." dedi.

Hiç konuşmadan eve vardılar ve kendilerini koltuğa attılar. Akşama kadar yük taşımış olsalar ancak bu kadar yorulabilirlerdi. Her şeyden önce, duygularla mantığın bitip tükenmez tartışmasının verdiği karmaşadan beyinleri yorgun düşmüştü. Uzunca zaman sessizlikten sonra, Jaleyle beraber ağır ağır Kur'an okuyarak anlamaya çalıştılar. Kur'an dersinden sonra da namaz kılıp dua ettiler.

Sonsuza Düşen Aşk (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin