KALP VURGUNU ( TAMAMLANDI)

15. BÖLÜM " HELGA KAPIYA DAYANINCA..."

Cevher, şaşkın şaşkın durmuş etrafına bakıyordu .Gelen yolculardan bir hanımefendi kendisini bagaj alma bölümüne yönlendirdi .Cevher çocuklarını sıkıca tutmuştu. Bavullarını almak için yürüyen bagaj bandının olduğu bölüme geldi. Hemen bagajlarını çıkardı ve yanına koydu .Salih izin isteyerek içeri girdi ve Cevher'e özlemle sarıldı ,alnından öptü. Sonra çocuklarını sevdi ayaküstü ve hasret giderdi. Ardından bagajları bir el arabası yardımıyla dışarı çıkarttılar. Çocuklarını teker teker tekrar koklayıp öptü.Kocaman olmuşlardı çok büyümüşlerdi. İkizler 5 yaşına basmışlardı kızı Meral henüz 1 yaşına yeni girmemişti, öptü kokladı sarıldı...... etrafına bakındı ve Tülin'in olmadığını fark etti!

Büyük bir kızgınlıkla ve korkuyla karışık sordu;

" Tülin nerede?"

" Kocacığım kızmayacağını düşündüm! Ablam, biliyorsun ki Tülin'i çok sevdi! Ondan ayrılamadı .Ahmet eniştem de öyle. Ben de dedim ki ; çok ağlarsa, dayanamazsa gelir alırız. Ama inan bizden daha iyi bakıyorlar."

" Sen delirdin mi kadın! Yahu 3 yaşındaki bir kız çocuğu nasıl bırakılır? Bu ablan dahi olsa... verilir mi ?Bir çocuk o daha! Meral'i bıraksan zoruma gitmezdi, o daha küçük alışırdı, büyürdü aralarında sorun değildi. Ona anne de diyebilirdi! Ama Tülin'i bırakman büyük hata....Ah kızım, ah yavrum... ah !"dedi Salih hayıflanarak gözleri dolu dolu olmuştu. Dokunsalar ağlayacaktı ....

Cevher ise soğukkanlılığını bozmuyordu.

" Tamam delirme hemen! Yoldan geldim, çok yoruldum. Ayaküstü konuşacak başka konu yokmuş gibi ne diye yargılıyorsun beni? Eve götür beni dinleneyim .Akşam konuşuruz "dedi emrivaki bir tavırla .

İşte Cevher böyle bir davranış değişikliği sergileyerek tekrar Salih'i şaşırtmıştı bu ona bir tokat gibi gelmişti. Bu karşı atağın karşısında küçük dilini yuttu ve haklı olduğu halde cevap verememişti Salih .
Eh artık Cevher, Almanya' ya ayak basmıştı. Garantiye almıştı kendini,gerisi ip söküğü gibi gelecekti. Yine eski Cevher, eski hareketler !Eski sevgisiz, saygısız soğuk tutumlar.

Hüseyin ile selamlaştıktan sonra arabaya bindiler ve hiç konuşmadan eve gittiler. Ne kadar ısrar etse de Hüseyin' e ... içeri girmedi.

" Başka zaman yenge inşallah! Sezen'le de tanışmış olursun ..Beraber geliriz" dedi .

" Tamam Hüseyin' Güle güle' selam söyle"diyerek gönderdi.

Eve geçtikten sonra, evi kare kare inceledi ve hayranlığını dile getirdi .

"Salih, bu nasıl bir ev ?Bu nasıl bir hayat? Elektrik lambası tepemizde... ışıl ışıl ışık veriyor .Gaz lambasına gerek yok! Ya bu çeşmeler ....evin içinde .Bayıldım, çok güzel kocam !
Evi de güzel döşemişsin , eline sağlık! "

"Cevher , buradaki evlerin hepsi öyle. İnsanlar rahat ve mutlu yaşıyor. Kimse kimseye karışmıyor. Hak, hukuk, adalet sağlık ve eğitim müthiş!"

" Doğru dersin Salih'im! Gelirken yol boyu çevreyi izledim; sanki kimse yaşamıyor . Herkes ya işinde ,okulda yada evinde demek ki ?"

" Aynen öyle Cevher'im ,hatunum! Şimdi bavulları bir kenara bırak. Yerleşmene yardım edeceğim .Hadi anlat bakalım.. Niye kızımı orada bıraktın ?
Ağlamadı mı arkandan?
Kızımı kimseye evlatlık vermem ! Garibanken bile vermedim, alnımın teriyle besledim.
Bugün Türkiye' de bırakmakla ; o çocuğa haksızlık ettin! Biz burada refah içinde yaşarken o kız orada. Bizden farklı bir toplumda yaşayacak. Kul hakkına girdin Cevher!"

" Of ,yeter artık Salih! Bıraktıysam bıraktım, iyi yaptım. Keşke oğlanları da bıraksaymışım" diyerek kocasını delirtti.

"Demek öyle! Sen çocuk sevmiyorsun!