Salih vakit kaybetmeden topallayarak hiç üşenmeden Hüseyin ' in çalıştığı fabrikaya gitti . Oraya varışı, çıkış saatine denk düştü. Paltosunun cebinde uzun ve tırtıklı bir ekmek bıçağı gizliyordu.
İşçiler teker teker kapıdan çıkmaya başlayınca Hüseyin de depo kapısında göründü. Salih alelacele gizlendi.
Hüseyin karısını aldatmasının ardından tüm mal varlığını kaybetmişti ama yine işine tuttundu ve sıfırdan başladı. Yıkılmadı, herkese ve herşeye rağmen ayakta direniyordu!
Mutlu ve sağlıklı görünüyordu. Salih buna daha fazla tahammül edemiyordu, sinirleri bozuldu .
Durağa varıncaya kadar takip etti. Nasıl olduysa Hüseyin onu fark etmedi . Çünkü biriyle beraber sohbet eşliğinde yürüyordu. Durakta arkadaşları farklı bir otobüse binip gidince yalnız kaldı . Bu bu durum Salih'in işine yaradı ve durağın arka tarafından gizlendiği yerden çıkıp Hüseyin'e saldırdı .
Hüseyin son bir gayretle arkasına dönüp bakmayí başardı ve sırtından hançerleyenin Salih olduğunu gördü .
Salih' in niyeti belliydi; yaralanmak değil öldürmekti! Çünkü zamanında O da kendisini sırtından hançerlemiş gözyaşına aldırış etmemişti. İntikam soğuk yenen bir yemektir. Salih için bundan ötesi zaten hayatı sönmüş, bitmişti ,tek umudu ölmekti. Hayat onun için önem arz etmiyordu.
Hüseyin' i birkaç kez tırtıklı ekmek bıçağıyla sırtından sokup bıçakladı . . Canice ve vahşice işlediği bu cinayetten pişman gibi durmuyordu.
Çok acı veriyor olmalıydı ki Hüseyin ' in inlemesi ve son nefesini vermesi ızdıraplıydı . Hüseyin' in son sözü ' abi ' demesi oldu.
Bedeni kan kaybına dayanamadı ve oracaktı yere yüzü koyun vaziyette düşerek kan kaybından acılar içinde öldü.
Görenler olmuştu ve ihbar edilmişti. Görgü tanıkları vardı. Ambulans ve polis geldiğinde Salih hâlâ cesedin başında olay yerinden ayrılmamıştı .
Yerde yatan arkadaşının yanında diz çökmüştü . Katil elindeki kanlı bıçağıyla ağıt yakıyor gibiydi. Ağlıyordu ama bir yandan da,' Oh olsun sana... beter olmalıydın, şerefsiz !' diyordu. Polisler kelepçeleyerek karakola götürdü ve yakınlarını aradılar.
Cahit ' e ulaşmayı başarmışlardı. Vahim durumu sadece Cihan'a ve Sezen yengesine bildirdi. Üçlü topluca Steinfurth ' a acil dönüş yaptılar .
Cevher anlam veremedi. Ahmet ise bir gariplik olduğunu sezdi. Steinfurth Emniyet Müdürlüğü'nü aradı ve kendisini tanıttıktan sonra olayla ilgili bilgi edindi. O da Meral' i arayarak usulca durumun aciliyetini anlattı. Tülin eşiyle birlikte İstanbul'daydı . Nihayet o da Meral ' den duymuş, ilk fırsatta uçakla çıkageldiler.
Cevher tek başına kaldı. Tabii ciddi bir olayın olduğunu farkına varamayacak kadar cahil değildi artık .
O da beklemekten sıkılmış ertesi gün son giden olarak oradaydı. Olaylar sorgulanmış mahkemeye taşınmıştı bile.
Cezası verilmek üzere nezarette bekletiliyordu .
Görgü tanıkları Salih' in olay yerinde kanlı bıçaklı bulunması onu zaten suçlu yapmasına yetmişti.
Alman polisleri onu derhal nöbetçi mahkemeye çıkarmış tutuklu yargılanmasına karar vermişti.
Cahit ve kardeşi Cihan ,Ahmet ve Meral babalarını görmek üzere savcıdan izin istediler.
Tülin ise babasına el atmayacak, hayat boyu onu affetmeyecekti . Fakat bu olay öyle basite indirgenecek bir durum değildi. Çok vahimdi.
Ama kin nefret bir yere kadardı. Tülin eşiyle bulunuyordu orda . Destek sağlamak ve savunmak amacıyla ama babasını müdafaa etmek üzere hazırlanan dosya iç açıcı gibi görünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP VURGUNU ( TAMAMLANDI)
General FictionSALİH ( Gerçek Hayattan Aktarıldı) Salih' in çocukluğundan ölümüne kadar ,yürek burkan acınası hayatı konu ediliyor: Yürekleri dağlayan bu adam ,hayatında hiç mutlu olmadı. Onu sevmeyen ve saygı duymayan eşi tarafından hep küçümsendi, merhametten...
