9.BÖLÜM " SALİH FİKREN DEĞİŞİME UĞRUYOR "

268 183 80
                                    

Kısacık bir izin çabuk bitmişti. Cevher tekrar hazırlık yaptı ve kocasına kuru patlıcan ,biber salçası, kurutulmuş domates ve tarhana ,ayrıca yeşil zeytin de verdi.
Salih yemek yapmayı iyi biliyordu. Mutfağa geçip hazırlamak onun için bir mutluluktu ,aciz değildi. Sürekli dışarıda yemek de yemezdi ....tutumlu olması gerekti .Ailesi için gelmişti gurbete ve tefeciye olan borcunu bitirmeliydi . Ailesini Almanya' ya getirene kadar da başka bir ev tutmuş, araba almış olmalıydı .....ama bunları gerçekleştirmek için iki buçuk senesi kalmıştı .
Almanya'ya vardı .Uçak korkusunu yenmiş ,güzel bir yolculuk geçirmişti .Hava şartlarından ötürü de epey türbülansa girdiyse de uçak, sağ- salim varmanın huzurunu yaşıyordu .Artık yolu öğrenmişti. Otobüse bindi ve birkaç saat sonra kaldığı yere ulaşmıştı. Kasabanın adı Westerkappeln. İbbenbüren' e bağlı bir kasaba idi. Nüfusu azdı ama tüm tesisler mevcuttu; mesela sağlık kurumu ,spor tesisi ,postane ve birkaç cafesi işlekti . Kasaba şehir merkezine araçla ,yarım saatti. Yollar düzgün ve güvenliydi . Belediye otobüsleri saat başı kalkış yapıyordu. Salih hiçbir şeye ihtiyaç duymamıştı .Özellikle de şehir merkezine fazla gitmemeye çalışıyordu .

İhsan'da evliydi ama Salih'ten büyüktü. Onun da üç çocuğu vardı. Fakat çok para harcıyor ailesine küçük bir kısmını gönderiyordu. Karısı sürekli mektup yazıyordu... çocukları bahane ederek para istiyordu .İhsan da katı davranıyordu, göndermiyor ....sorumsuzca davranıyordu. Sebebini anlamıyorlardı .
İhsan,bu savurganlığı ile birikim yapamıyordu. Sürekli dışarıda takılıyor pansiyona sarhoş dönüyordu .Salih onu birkaç kez uyardıysa da nafile.
Aylar geçmişti bu şekilde..... ve Cevher de durmaksızın mektup yazıyordu. Cevdet' in ölüm haberini Cevher' den aldılar . Çok üzüldüler. Ama cenazeye katılamadılar . Hüseyin; " Abi telgraf gönderelim baş sağlığını dileyelim" dedi. Mantıklıydı. Öyle de yaptılar.
Cevher, Salih'i ne kadar çok sevdiğini ve hasret duyduğunu dile getiriyordu. Ama Salih karısından buz gibi soğumuştu. Ona karşı hissettiği sadece bir sorumluluktu . Büyük aşk bitmişti. Yerini merhamet ve saygı ,sorumluluk almıştı. .Çocuklarının babasıydı ve onları düşünmesi gerekti.Salih buz gibi de olsa, duygusuzca takılsa da, tutumunda yine ilgisiz değildi .Sadece yaralanmıştı, üzülmüştü. Yine kocalık yapıyor ve görevlerini ihmal etmiyordu .
Temmuz ayı gelip çattı .Herkes müdür Michael ' den izin belgesini doldurup Türkiye'ye gelmek istemişti. Fakat fabrikadan birden üç kişiye izin vermek olanaksızdı, işler aksardı . Müdür Michael , bunlara ancak teker teker izin verebileceğini açıklamıştı. Biri gider... dönünce, diğeri gider uygulamasını başlatmıştı .Böylece önceliği İhsan' a verilmişti. Ne de olsa bir kaç yaş büyüktü diğerlerinden ve ayrıca aile sorunlarını düzeltir umuduyla ilk ve bir an önce onu göndermek aklına gelmişti .İhsan "Hayır gerek yok. Ben izine gitmeyeceğim ,param yok " demiş ve sırayı Salih'e vermişti. Bizim gariban Gurbetçi hemen işlemleri yapmış ,ayın sonunda Adana'ya gelmişti .
-"Hoşgeldin kocam "dedi Cevher.
-"Hoşbuldum Hatun, nerede Çocuklar?"
"Bahçede oynuyorlar. Nasılsın iyi misin? Yolculuk nasıl geçti? Gel ayakta durma ,otur kocam "dedi.
-" Yemek kat ,açım Cevher" dedi soğuk ve kırılgan bir ses tonuyla. Cevher anlıyor mu anlamıyor mu belli değildi . Ya da umursamıyor muydu?.. Ama sevecen tutumu devam ediyordu. Yemek yendi ve hemen üstünü değiştirip bahçeye gitti. Çocuklar bahçede koşturuyordu .Düşe- kalka topun peşinde oynuyorlardı, ekili alanlara gitmiyorlardı.Cevher bahçeye iyi bakmıştı ; fasulye ,domates, kabak ve bamya ekmişti .Oradan kendine yeterince sebze çıkıyordu. İnekleri de sağlıklıydı. Gündelik sütünü sağıyor çocukları ihmal etmiyordu, iyi besliyordu.
Salih çocuklar ile hasret giderdi .Onlarla kucaklaşıp bol bol oynadı .Tülin ise uyumayı çok seviyordu .Belki annesine çekmişti. Çünkü işini biraz yavaş hallediyordu Cevher. İstemezse kimse için kalkıp iş yapmazdı ,kendine müslümandı ..
hayırsızdı.
Zaten sürekli altın alıyordu. O da yetmiyor, Salih izne gelince yine aldırıyordu. Borçlarının büyük bir kısmı bitmişti .Oradan 6 bin Mark daha göndermişti .7 bin mark kalmıştı . Ağa bu hızlı ödeme karşında şaşkın şaşkın kala kalıyordu .Hatta bir ara "Ya bu gavur memlekette çok para var .Bende mi gitsem demiş" .Karısı da kafasının etini yemişti. Ayrılıkla tehdit etmişti .Ağa korkaktı , aile içinde mülayimdi.Değişik bir karakter.... oturmamış gibiydi .Gövde ve Güç gösterisi ancak güçsüz parasız ve garibanlara yetiyordu.
Birkaç gün öyle geçti . 10 günlük izne gelmişti. Tekrar ağaya gidip biraz daha ödemek istemişti .
-"Kolay gele abi .Nasılsın iyi misin?" dedi .

-"Oooo... kimler gelmiş! Benim güzel kıymetli gardaşım gelmiş. Şeref getirmişsin, buyur içeri gir" dedi .
-"Sağ ol ağabey. İzne gelmişken bir miktar daha ödeyip hayırlısıyla borcu 2 aya kadar bitirmek ve kurtulmak istiyorum. Ahmet eniştem senetleri almış zaten .Ödediği bedel kadar olanları ".
-"Doğrudur gardeşim .7000 mark kaldı. Yanlış anlama ha sakın, hep Mark olarak ödeme yaptığın için sana borcunu döviz cinsinden söylüyorum. Ne kadar ödeyeceksin ?Senetleri getireyim" dedi paragöz.
-" Bu sefer daha az ödeme yapacağım. 2000 Mark. Allah izin verirse Almanya'ya döner dönmez sana 5 bini göndereceğim".
-"Yav gardaşım. Ayıptır sorması .Ama merak ediyorum, ne kadar aylık alisen ?"
-"Aylık 2500 Mark ".
-"Vay be Kıymetli gardeşim benim .Sen bunu hak edisen.Hemi de çohtan. Çok namuslu, dürüst ,şerefli ,çalışkan bir gençsin .Yolun açık ola..." dedi ağa.
-"Abi sen de hakkını helal et. Sen arka çıkmasaydın bana güvenip borç vermeseydin.... ben bugünlere gelemezdim.
Borç oluşu beni gurbete gitmeye kamçıladı. Sağ ol ağabey " dedi Salih.
-"Yok gardeşim .Sen de hakkını helal et. Ne de olsa faizlerle geçiniyorum" .
-"Hakkım Helal olsun abi .Hoşçakal"
-" Sağlıcakla kal ,güle güle kardeşim Salih!" dedi ağa.
Böylelikle insanların diline pelesenk olmuş doğru ve dürüst bir genç olarak aile kurumuna sahip çıkması ile takdir kazanmıştı .Onun bu özellikleri Cevheri de değerli bir konuma getirmişti dost ve komşuları artmış yardıma koşanlar çoğalmış ,çocukları bakıcılık edenler oluşmuştu.
Bu arada Cevher bayağı bilezikler almış özgüveni de kabarmıştı. İki kolunu da burmalarla doldurmuştu .Belki kibirleşmişti yani köyün ileri gelenleri dahil bu kadar burnu havada olmamıştı .
Salih artık kendine bir dünya çizmişti. Zengin olmaya kararlıydı ,çok zeki bir insandı .Hak yemeden veya kimseyi ezmeden bunu yapmalıydı .
İzin bitmişti ve gitme vaktiydi.Hala oğlu Feyyaz ,onu taksiyle havaalanına bırakmıştı. İlk kez Cevher de beraber gitmişti.... ona eşlik etmişti. Salih artık bu davranışlara pek tartışmıyordu . Kadının ne istediği ,evlilikten ne beklediği kesindi" altın, para,güç ".

Dönüş yapınca sıra Hüseyin'e gelmiş. O da zaten hazırlığını yapmış ve biletini kesmişti .Hüseyin'in hafta sonları Salih'le katıldığı Almanca kurstan etkisini görmüştü. Azimle kelime çalışarak üstesinden gelmiş ve iyice Almanca konuşuyordu .Aralarında en iyi konuşan Hüseyin'di. Belki kafası daha rahattı Onlara göre. Bekar oluşu ve sorumluluk sahibi olmayışı, biraz daha gençti Salih'ten. Türkiye'ye gelince ailesi onu nişanlandırmak için ailenin uygun gördüğü bir kızla baş göz etmek istediler .Hüseyin kabul etmemiş arası biraz bozulmuş ama daha zamanı var 'demiş .Akıllı bir çocuktu , çokça parası da olmuştu. Bir kısmını ailesine göndermişti ama çoğunluğunu abisinin vekaleti ile bankaya yatırılmıştı . Parayı çekip şehirden 2 daire almış birini de kiraya vermişti. Bunları 10 gün gibi kısa bir sürede halledip dönüş yapmıştı.
Salih kıskanç biri hiç olmadı ,aksine mutluydu yol arkadaşının adına .Gurbette boşa zaman ve emek harcamadığı için seviniyordu.
İhsan ise Türkiye'ye izne gitmedi durumu iyice netleşmişti.Alman bir kadınla aşk yaşıyordu .Tabii tüm paralar kadına aktarılıyordu. Kadın dul ve bir oğlu varmış. İhsan umursamıyordu .Karısına boşanmak istediğini yazınca iki aile arasında kanlı çatışmalar olmuştu .
Cevher hepsini mektupta anlatmıştı. Kayınbiraderi ile erkek kardeşi yaralanmış bu olayda. Jandarma onları karakola görürmüş birkaç gün sonra ise karşılıklı davalardan vazgeçmişler .
İhsan üç çocuğunun velayetini karısına vermiş, boşanmayı kabul etmesi durumunda da ona bir ev alacağını sözünü vermişti. Mahkeme kararı ile de her ay nafaka bağlanmıştı . İhsan'ın karısı memnundu. Zaten sadece para ve zenginlik gösteriş için evlenen kadınların çoğu hüsranla bitiyor evlilikleri .Kısa bir süre sonra avukatı aracılığıyla boşandı. İhsan Pansiyondan ayrıldı , kadının evine yerleşti. Ama fabrikadaki pozisyonu duruyordu ,işe devam ediyordu .Sadece orada görüşe biliyorlardı.
Salih içinden geçirmedi değil "Acaba ben de Cevher ' e teklif etsem ne olurdu? Cevher beni sevmiyorsan ayrılalım, çocuklar sende kalsın ..sana ev alayım şehirden . Para da göndereyim her ay" dersem tepkisi ne olur ?diye de kısa bir hayal etmişti.
Ama' Hayaller Gerçek Olsa 'Salih boşanır mıydı ?
Delice olan tek taraflı aşkı bitmiş miydi? Acaba Salih mi Cevher mi değişti ?
Kimin tutumu yanlış?....

Devamı gelecek...✍✍✍
💞💞okuyup oylamayı unutmayınız ✔✅⏬⏬🔽🔽*⃣
Teşekkürler kıymetli okuyucularım...

KALP VURGUNU ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin