2. BÖLÜM " ASKERLİK"

643 333 152
                                    

Salih' in askerliğe çağrı belgesi geldikten sonra karısını, çok sevdiği baldızı Cavidan 'a emanet etti. Ertesi gün toparlanıp yola koyuldu. Halihazırda Cevher' in uğraşacağı iki ineği ve birkaç tavuğu vardı. Ayrıca ekili bahçesi de yetişmişti.
Bu yönden Salih karısını geride bırakarak hiç meraklanmadı . Baldızı yakın bir sokakta oturuyordu . O baldızı ,köyün ileri gelen ağalarından olan Ahmet Ağa ile evliydi .
Ne yazık ki çocukları olmuyordu. İşte yine bir spekülasyona gelelim. Adı Ahmet Ağa idi. Ahmet Ağa' nın ilk karısı, Cavidan ' ın çocuğu olmayınca köy halkı " Amaaaan bu kadın kısır hemen git ikinci karıyı al. Sen çok zenginsin bu kadar malın mülkün ne olacak? Kime kalacak sen öldükten sonra! " demişler ve ağanın aklına girmişler. Ahmet Ağa gerçek anlamda Haşim ağadan sonra köyde hatırı sayılır sevilen ,sayılan ,saygı duyulan biriydi. Kimden kız istese verirlerdi yeter ki zengin olsun.
Ahmet Ağa gidip istemiş bir kız daha ve derhal vermişler.
Zaman geçmiş onun da çocuğu olmamış. " Yavv ağam senin bahtın kara. Her aldığın avrat kısır. Hadi de bakalım üçüncüyü de alalım mı ? Sen iste yeter ki; gidip isteyelim " demişler. Ahmet Ağa öyle böyle derken 5 kadın almış. Sadece Cavidan resmi nikahlı diğerleri ise imam nikâhlıydı .Hiç bu özel durum için doktora görünmedi Ahmet Ağa.
Kendine ,şerefine leke gelir diye . Bu ne demekse??
Adı "Kısır Ağa " oldu 🤔.
Cahiliye devriydi .

Cevher'in de iki yıl çocuğu olmayınca kocasının eve bir kuma getireceğinden korkmuştu.

*****

Salih,İzmir' e vatanî görevini yapmak için gitti . O yıllarda askerlik dönemi 18 aydı.

Yağışların ve soğuğun hüküm sürdüğü nisan ayıydı; Salih' in gidişinden 3 ay sonra Cevher hastalandı . Ona da ablası Cavidan göz -kulak oluyordu .
Salih'e telgraf çektiler

-" gel. karın. çok. hasta .stop" diye.

Eskiden telgraf böyle gönderilirdi. Kısa ve öz.
Salih gideli 3 ay olmuştu ve acemi birliğinden çıkıp başka bir bölgeye sevki vardı. Asıl askerlik orda yapılacaktı kalan 15 ay boyunca. Neyse ona denk düşmesi iyi oldu.
Komutan' dan 14 günlüğün izin alıp geldi.
Döndüğünde karısını hemen şehirdeki Devlet Hastanesi ne doktora götürmüş . Kontroller, tahliller derken doktor çıkmış bakmış adam heyecandan ve endişeden titriyordu.

Salih karısına âşık bir adamdı . Ona kıyamıyordu. Nezle olsun istemiyordu. Ama Cevher'i bilemem.
Doktor,suratı asık,endişeli ,yerinde duramayan adama yaklaşmış" Oğlum korkma o kadar. Karın daha çok genç,ölmeyecek" diye espriyle yaklaşmış . Salih de doktorun ellerine sarılıp öpmek için yeltendiğinde" Dur....dur..... oğlum yapma bi rahatla. Bak duydum ki askerdesin. Ne zaman tezkere?" dedi. Genç adam da "Hayırdır doktor abi, az bir ömrü mü kaldı ki soruyon ?! diye soruya soruyla yanıt verdi. "Hastalığı nedir doktor abi? Benim 15 ayım daha var askerde. Ona burda kimse benim gibi bakamaz. Göz- kulak olamaz! " dedi sitemle . Artık doktor da baktı endişeli bir genç adam ....uzatmak istememiş daha fazla.
" O ZAMAN SEN ASKERLİĞİNİ BİTİRİP GELDİĞİNDE ÇOCUĞUN BÜYÜMÜŞ OLUR. HADİ GÖZÜN AYDIN BABA OLACAKSIN.KARIN HASTA DEĞİL . HAMİLELİKTEN KAYNAKLANAN BULGULAR" deyince genç adam heyecandan bayıldı.
Hastaneyi ayağa kaldırdı sevinçten. Doktor abisinin ellerini yakaladı öpmeden bırakmadı . O kadar sevinmiş ki bu mutlulukla asker kaçağı bile olabilirdi.
Cevher'i aldı eve götürdü. Bir özenli, bir sevgi dolu davranıyor ki ötesi yok, duygular zirve yapmış . Cevher de bir o kadar soğuk davranıyordu. Sebebi; hamileliği boyunca yalnız kalacaktı. Henüz 3 aylık hamileydi. Kocası dönene kadar çocuk doğmuş olup 9 aylık olacaktı.Ama adamın elinden birşey gelmiyordu. Mecburi gitmek zorundaydı.
Yine Cevher' i Cavidan' a teslim edip " En yakın zamanda yine izin alıp geleceğim " dedi ama o devirde askerlik başlı başına bir zorluk ve ağır bir görevdi. Öyle kafana göre izin alıp gidyim, diye birşey yoktu.

Salih gözyaşlarını tutamadı. Çünkü biliyordu ki tekrar gelip karısını görebileceği en kısa zaman 6 ay sonraydı . . İnzibat olarak gitmişti ama bu defa Yozgat ' a. Askerlik görevini tamamlamak üzere vedalaşıp yola düştü.
Orda acemi birliğinde iken okuma yazmayı öğretmişlerdi. Bol bol mektup yazdı. Cevher göndereceği mektupları Ahmet Ağa ' ya yazdırırdı. Öyle böyle zaman geçmiş ve yaz mevsimi gelmiş. Cevher arada evine gelip inekleri sağıyordu. Yoğurt mayalıyordu . Tavukların kümesinden yumurta topluyordu..

*****

Tabii aylar geçmiş öylece....

Genç kadının karnı burnunda 7 aylık hamileydi. Kocası aniden gelmiş,sürpriz yaptı. Son mektubunda bunu hiç söylememişti. Karısı arkasını dönüp baktığında... bir de bakmış ki Salih! . Ürkmüş ! Hayalet mi görüyorum diye.

Kaçmış kocasından uzaklaşmış. " Gelme yanıma, dur orda. Nesin sen? "
Genç adam tabii gülerek yanıtlamış merakını " Hatunum ben kocan yahu. Beni de ne çabuk unuttun😁 " dedi. Sonra yavaş yavaş yanına yaklaştı. Elini tutmuş "Bak ben gerçeğin ta kendisiyim . Evinin eri geldi,sarılmayacak mısın?"
Cevher kendini teslim etti ve ağladı.
Birkaç günlük izni böyle geçti. Salih kontroller için tekrar hastaneye götürdüğünde şok bir açıklamayla sarsıldı .

Doktor" Kızım turp gibisin. Maaşallah çocukların da iyi " dedi.
Salih efendi oradan atlamış " Doktor abim sen ne dedin ? Çocuklar mı ? " diye tekrarlamış sorusunu.
" Evet oğlum daha önce baktırmadınız mı?İyi o halde ilk olarak benden duymuş olun . İkizleriniz geliyor" dedi . Bu müjdeli haberi alan genç adam hiç çekinmeden karısına sarıldı ve alanından öptü .
Cevher de ne tuhaf bir kişilikteydi. Umurunda değillermiş gibi davrandı.
"Ha bir ,ha iki çocuk. Biz bunları nasıl besleyeceğiz!? " dedi kocasına.
Salih' in sevincini kursağında bıraktı.
Adam,"Belli ki hamilelikten sinirlerin bozuk Hatunum. Bak çocuklar doğsun kısmetlerini beraber getirirler. Allah kimseyi aç bırakmaz . Sen meraklanma " dedi sakin ve anlayışlı bir koca olarak.
Cevher yine bu söylenenden pek tatmin olmadığı gibi üzgün ve asabi davranmaya devam ediyordu. Yapacak birseyi olmayan Salih , onu Ahmet eniştesinin yanına bıraktı ve binbir zorlukla askerliğine devam etmek üzere gitti .

Gitmeden Ahmet Ağa'dan ona iyi bakması için ,idare etmeleri için ricada bulunurken başı öne eğik ve mahçuptu . Çünkü ne karısının ailesi nede kendi ailesi ilgili değillerdi.

Aylar öylece geçmiş geriye 8 ay kalmıştı tezkereye. Genç adam takvim tutmuş her biten günün üzerine çizik atıyordu.
Birgün sabah idmanından sonra telgraf geldi ve komutan Salih' i odasına çağırdı.

Salih telâş içinde odaya giderken aklına da gelmişti aslında telgrafın karısından olabileceğini.
Komutan" Oğlum Salih, demin acil bir telgraf elime geçti...Karın hastanede doğum için bekletiliyor. Bende vicdan azabı çekmemek adına seni izne gönderiyorum. Birkaç günlük rapor düzenlesin burdaki doktor öyle git. Yolun açık olsun. " deyip eliyle kapıyı gösterdi.
Hiçbir asker Salih efendi kadar izne çıkmamıştı. Cevher de sanki kocasını sık sık izne gelsin diye tam zamanında hamile kalmıştı😆.

Genç adam büyük bir sevinçle Yozgat' tan Adana'ya ulaştı. Adana ' nın havası Eylül de bile serinletiyordu . Şehire değilde ilçeye bile 30 km uzaklıktaydı. Salih için sıkıntı yoktu. Yeter ki karısını sağlıklı görsün ve çocukları sağ salim dünyaya gelsin diye dualar ediyordu.
Hastaneye ulaştığında herkes oradaydı. İlgisiz aile fertleri hepsi toplanmıştı.
"Allah korusun birşey mi olmuş ki bu insanlar hastane bahçesinde karısını bekliyorlar? " merakından adam kriz geçirecekti. Kaynanası ve kayınbabası bile ordalardı .
İkinci kata çıktı , doktoru odadan çıkarken gördü ve " Doktor abim sen söyle karım yaşıyor mu? Çocuklar doğdu mu?" diye gözleri dolu dolu baktı doktorun ağzından çıkacak tek bir kelimeye.

Sonra birden odanın kapısı aralandı açıldı ...

Devamı gelecek....
Takipte kalın....

KALP VURGUNU ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin