Yıl 1993
Ahmet, Polis Akademisi'nden mezun oldu . Bu süreçte başlatmış olduğu hiçbir arama bulma çabası sonuç vermedi. Ama artık yetkili biriydi ve daha ciddi arama çalışmalarına başlayacaktı.Babasıyla 3 yıl önceki veda yemeğinden sonra hiç görüşmedi ve kendisine bırakılan miras ile ilgilenmedi. Salih'in hal hatırını, ne hâlde olduğunu sormadı bile . Tek derdi ; annesini bulmaktı! Derken... ataması yapıldı ve farklı bir şehre ilk görevini yapmak üzere gönderildi .
*****
İkizler bir yıl öncesinden(1992) evlendiler .Cahit ile Cihan bir gecede iki düğün yapmıştı . Kızlar, İzmirli'ydi ama yurtdışında yaşıyorlardı .
Bir gece Cafe'de tanışmışlar... birbirlerini severek evlenmişlerdi . Şu anda herşey iyi görünüyordu mutlulardı.
Kızlar kuzendi. Cahit'in ısrarı üzerine Cihan dayanamayıp ikizini kırmamış ,babasının miras olarak bıraktığı Çiftlik evde oturmaya ve yaşamlarını sürdürmeye karar vermişlerdi. Evin yeni genç hanımları yüksek okul mezunlarıydı ama herhangi bir işte çalışma gereği duymadılar . Daha doğrusu Cahit ve ikizi Cihan eşlerinin çalışmalarını zaruri gereği görmediler .Salih , oğullarının düğününe davet edilmedi!
Bu ona çok acı verdi . Henüz gelinleri bile tanımıyordu. Bütün haberleri henüz Almanya'da yaşayan eski dostu Hüseyin' den alıyordu .Salih'in ruh sağlığı giderek kötüleşti ...yılların yalnızlığı onun bedensel ve ruhsal çökmesine sebep oldu .
Doktordan aldığı sakinleştirici ve uyku haplarının dozajlarını çoğalttı . Artık neredeyse hayatta sadece birkaç saat gözünü açan Salih bitkin ,yorgun ve bilinç zayıflığı yaşamaya başlamıştı.
Komşuları ona acımaya günbegün ona daha çok bakmaya... göz- kulak olmaya başladılar.
Bakımını tek başına yapamaz hale gelmişti . Vefalı bir komşusu ona yardım ediyordu.Aslında Salih'in uzvunda noksanlık yoktu . Ayağa kalkabiliyordu lakin boş bakan gözleri amaçsız yaşama isteği onu yatağa bağlıyordu . Bu yaşında derbeder bir görünüm sergiliyordu.
Zaman aşımına uğramış 70'lik dede görünümünde idi : Saç- sakal dağınık, saçının tümü aklaşmıştı !
Zaten genç yaşlarında saçı dökülmeye başlamıştı . Şimdi ise kafasının tepesinde hiç saç teli bile yoktu. Yanlarında hafif saçı kalmıştı .Çok efkarlı bir karakterdi Salih Efendi ; son yaptığı jestle çocuklarına kendini affettirmeye çabalamış ama nafile ....çocukların bir kısmı af etmemişti !
Bu dramatik olay, çok duygusal yapıdaki Salih'in yıpranmasını hızlandırmıştı.
Oğulları evlenmiş ama davet edilmeyi bile bir kenara bırakın.... haberini dahi orada yaşayan dostundan almıştı .3 yıldır Almanya'ya sadece giriş çıkış yapan Salih, Almanya'ya geçiş hakkını neyse ki kaybetmedi.
Öyle ya böyle , bir şekilde ayaklanıp Almanya'ya gidiyor... yurtdışı hakkını öldürmüyordu! 6 ayda bir gidip geliyordu mecburen.
Bu esnada hep Hüseyin 'de kalıyordu. Çocuklarını uzaktan izliyordu , çocuklarla diyaloğu azalmıştı !
Yalnız ve hastaydı!
Ayakta duramıyordu ;onun tek ihtiyacı ilgi , sevgi ve af edilmekti ! Bunları ona Alman Doktor veremezdi.
Her gidişinde muayene oluyordu ama durumuna kesin bir teşhis konulamıyordu.
Sadece Psikolojik destek alması gerektiğini belirtiyordu doktor.Aslında kendisi farkındaydı 'hatalarının bedelini ödediğini'.
Maalesef çok geç kalmıştı bu durumu onarmak için.
Tülin' e gelince:Evlilik hazırlığı içerisindeydi.
İstanbul'da yaşıyordu. Nişanlısı onu çok seviyor hayatında ayrı bir yere konduruyordu.Tülin onun için Allah'ın bir hediyesiydi, o kadar ki seviyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP VURGUNU ( TAMAMLANDI)
Ficțiune generalăSALİH ( Gerçek Hayattan Aktarıldı) Salih' in çocukluğundan ölümüne kadar ,yürek burkan acınası hayatı konu ediliyor: Yürekleri dağlayan bu adam ,hayatında hiç mutlu olmadı. Onu sevmeyen ve saygı duymayan eşi tarafından hep küçümsendi, merhametten...