(Louis’nin ağzından)
Gece olmasına rağmen Harry odadan çıkmamıştı. Bunlar ne yapıyordu içeride? Çok merak etmiştim. Yavaş adımlarla Kristen’ın odasından içeri girdim ve onları masanın başında uyuklamış halde buldum. Çok komiklerdi! Bu anı ölümsüzleştirmek için telefonumu çıkardım ve onlara yaklaştım. Fotoğraflarını çektikten sonra gülümsedim. Bunlar birbirlerine çok yakışıyordu. Hiçbir şey olmamış gibi Harry ve Kristen’ı dürtüp uyandırdım.
(Kristen’ın ağzından)
Gözlerimi açtığımda bize 32 diş sırıtan bir Louis ile karşılaşmıştım. Harry ise benim gibi şaşkındı. Ne halt ediyordu Louis odamda? Ah tabi, biricik sevgilisine bakmaya gelmiştir, diye düşünüp sırıttım.
“Herkes yataklara,” derken Harry’ye bakmıştı Louis. Harry’nin odadan çıkmasını beklemeden odadan çıktı ve Harry de ayaklandı. Odamdan çıkmadan kolundan tuttum.
“Çalıştırdığın için teşekkürler.”
“A almazsan kafanı kırarım,” dedi gülerek.
Bayan Hale sınav kağıdını önüme koyduğunda sorulara şöyle bir göz atmıştım. Bunlar çok kolaydı. Öyle gözüküyordu. Soruları yapmaya başladım. Hepsini yapmıştım. Sınav bittiğinde kağıdımı verdim ve eve gittim. Öğleden sonra bir geometri dersim vardı ve kitabımı çantama yerleştirdim. Evde kimsenin olmaması onların provaya gittiğini düşünmemi sağlamıştı. Harry bile sınava girmemişti. Bayan Hale’nin söylediği son şey ise öğleden sonraki derste –yani bugünkü ders- sınav sonuçlarını açıklayabileceğiydi. Sınıfa gidip yerime oturdum ve zilin çalmasını bekledim.