20.

8 0 1
                                    

demişti düzelterek. Diana gülümsedi ve Harry’nin yanağından öptü. Parti saati ilerlediğinde bizimkiler sahneye çıkıp şarkı söylemeye başladı. Diana’ya baktığımda Harry’den gözünü ayırmadığını gördüm. O kızda bende olmayan ne vardı? Gözlerimi kısıp kızı inceledim. Sanırım daha güzeldi benden. Olsun ben yine de umudumu kaybetmem. Hem Harry’ye küsen benim. İstersem gidip barışabilirim.

Barışamam!                                                                                         

Barışamam çünkü onun özür dilemesi gerekiyor. Şarkı bittiğinde Diana sahneye çıktı ve Harry’ye sarıldı. Şimdi çok kötü oldu işte. Harry çok mutlu görünüyordu. Bensiz mutluydu. O, Diana ile mutluydu. O zaman neden bana-

Kes sesini Kristen. Onun seni sevdiği falan yok. Kızın içine düşecek şuna baksana!

Gözlerimi daldığı yerden ayırıp sahneye arkamı döndüm ve içkiyi kafama diktim. Bu içtiğim bilmem kaçıncı bardaktı. Çocuklar en son pes edip gitmişlerdi. Niall hariç. O, babama söz vermişti.

“Kristen iyi değilsin. Yeter yapma böyle.”

İçtiğim içkiyi neremle içiyorsam yanağıma kadar gelmişti. Elimin tersiyle içki gelen yerleri sildikten sonra burnumu çektim.

“Onlar nerede?”

Niall sorumu duymazdan gelip elimdeki bardağı aldı ve başka masaya koydu.

“Babana söz verdim. Şimdi doğru odana!”

Gözlerimi devirip ona uydum. Kolumu omzuna attım ve ağırlığımı ona verdim. Kendimi yatakta hissettiğimde Niall odadan çıkmak üzereydi.

“Niall dur!”

Olduğu yerde durup bana döndü.

“Teşekkür ederim,” dedim gülümseyerek. Gülümsedi.

“İyi geceler,” diye fısıldadı ve gitmeden ışığı kapattı. Sabah uyandığımda üzerimde bir ağırlık vardı. Yavaşça yatakta doğruldum ve gözlerimi ovuşturdum. Odaya baktığımda bulanık görüyordum. Tekrar geri yattım. Kapı çalınmıştı.

“Kim o?” diye bağırdım yattığım yerden.

“Oda servisi.”

“Bir dakika,” dedim ve gözlerimi açıp ayağı kalktım. Üzerimde dün geceki elbisem vardı. Üzerimi değiştirip kapıya gittim. Oda servisi diyen kişi Niall mıydı yani?

“Günaydın.”

“Günaydın İrlandalı,” dedim gülerek. Beni süzdü ve başını sağa-sola salladı. Üzerime baktım. Elbisem mi kötüydü? Hayır. Aynaya gidip baktığımda makyajımın aktığını ve saçlarımın kuş yuvasına döndüğünü farkettim.

“Niall 5 dakika bekler misin?” diye seslendim.

“Tamam,” dedi gülerek.

Öncelikle saçlarımı yıkayıp kuruladım. Daha sonra makyajımı tazeledim. Şimdi daha iyi görünüyordum. Niall’ın yanına gittiğimde duvara yaslanmıştı ve tavana bakıyordu.

“Bekletmedim değil mi?”

Başını bana çevirdi ve kolundaki saate vurdu.

“25 dakika oldu.”

Dudağımı ısırdım. “Beklettiğim için üzgünüm.”

Gülümsedi. Birlikte kahvaltıya indiğimizde herkes oradaydı. Kahvaltı bitene kadar masada ölüm sessizliği hakimdi. Nihayet birisi konuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 21, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin