“Kim var orada Harry?” dedim tek kaşımı kaldırarak. Harry yutkundu ve beni kalktığım gibi yerime oturttu.
“Televizyon açık kalmıştır. Ben kapatıp geliyorum,” dedikten sonra hızla yatağının bulunduğu kısma ilerledi. Orada televizyon yoktu. Kesinlikle birisi vardı.
Yerimden kalktım ve oraya doğru ilerledim. Harry bir şeyler mırıldanıyordu. Kiminle konuşuyordu bu?
“Harry,” diye seslendim.
“Ah Kristen sana kalkma demiştim!” dedi kızgınlıkla. Dolabının önünde duruyordu. Yanına yaklaştım.
“Bu odada televizyon yok?” dedim etrafa baktıktan sonra.
“Şey.. rüzgardan pencerenin sesiydi sanırım.”
“Konuştukça battığının farkında mısın? Dolabın önünden çık.”
Tepki vermedi. Yerinden kımıldamadı.
“Çık Harry,” dedim daha sert bir sesle.
Dolabın önünden çıkmaya niyeti yoktu anlaşılan. Gidip kolundan çekebildiğim kadar çektim ve dolabın önüne geçtim.
Son bir kez Harry’ye baktıktan sonra dolabın kapağını açtım.