11.

7 2 0
                                    

Bunu dedikten sonra kendini işaret edip gülümsedi. Kitaplarımı açtım ve Harry’yi dinlemeye başladım.

(19:45)

Harry hala anlatıyordu. Arada bir bana bakıyordu. Neden okuldaki öğretmenler böyle olmuyordu ki? Yanaklarımı şişirip arkama yaslandım. Birkaç saniye sonra o da kalemi kitabın üstüne bıraktı ve arkasına yaslandı.

“Anladın mı?”

Başımı salladım. Anlamıştım ama yine de çözemeyecektim.

“Şimdi yemeğe inelim. Gelince devam ederiz,” dedi gülümseyerek. Başımla onayladım ve arkasından paytak adımlarla aşağıya indim. Bize bakan 5 çift göz kavga etmememize şaşırmış görünüyordu. Yemekler hazırlanmıştı. Neyse ki yardımcı kadın hazırlayıp gidiyordu. Yemeğe geçtiğimizde aklımda bir soru vardı. Harry nasıl bu kadar zeki olabiliyordu? Ben mi gerizekalıydım yoksa o mu çok zekiydi? Aklımda deli sorular… Tamam kesmeliyim sesimi değil mi? İç sesim dış sesimden daha çok konuşuyor! Bak yine susmadı! Sussana!

“Ha efendim baba?”

Bak senin yüzünden dalmışım. Peki ben iyiyim. Yani umarım.

“Diyorum ki, anlayabiliyor musun dersi?”

Başımı salladım.

“Harry çok iyi anlatıyor.”

Babam Harry’ye gülümseyerek baktı ve yemeğine geri döndü.

Yemekler bitmişti. Harry’yle birlikte odama çıktık ve bu sefer tek tek soru çözmeye başladık. Daha doğrusu Harry soru çözüyor ben kalemle Harry’nin resmini çiziyordum. Harry bir soru çözdükten sonra gözlerini kısarak kitabıma baktı. Çizdiğim resmi elimle kapatmıştım.

“Sen soru çözmüyor musun?” diye sordu.

“Çözüyorum,” dedim kekeleyerek. Biraz bana baktıktan sonra kitabı ani bir hareketle elimden çekti ve içine bakmaya çalıştı. Kitabı elinden çekmeye çalışmıştım ama başaramamıştım. Gözlerimi kapattım ve diyeceklerini bekledim. Umarım görmez. Umarım umarım umarım…

“Kristen bu soruları ne zaman çözdün sen? Çok hızlısın,” dedi gülerek.

Gözlerimi açıp gösterdiği sayfaya bakıp yutkundum. Vay canına, canım sıkıldığı zaman çözdüğüm test işe yaramıştı.

“Ah o mu? Şimdi,” dedim hızlıca.

Gülümsedi ve kitabı önüme bıraktı.

“Şimdi sana takıldığın soruları anlatacağım. Göster bakalım hangi sorular?”

Ona bir kaç soru gösterdim ve tekrar anlatmaya başladı. Hiç mi bıkmamıştı? Elimi çeneme koyup kolumu masaya yasladım ve esnedim. Yavaş yavaş gözlerimin kapandığını hissediyordum.

FICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin