1.

33 2 1
                                    

arkadaslar bu benim 2. hikayem ilk hikayem pek tutmadi ama umarim bunu begenirsiniz neyse burayi okumayi bende sevmiyorum size iyi okumalarr...

“Kristen artık hazırsan çıkalım kızım?”

Babam aşağı kattan seslenirken ben hala odama bakıp iç çekmekle meşguldüm. Yıllardır oturduğumuz Amerika’dan taşınıyorduk. Hem de İngiltere’ye. Aman ne güzel, bütün anılarımı burada bırakmıştım. Ve annemi… Annem aklıma geldiğinde gözümden düşen bir damla yaş yerdeki parkeyi ıslatmıştı. Annemi öldüren yere baktım. O, perdeyi asarken dengesini kaybetmiş ve pencereden düşmüştü. O zaman daha 7 yaşındaydım. Bu küçük bir kız için çok zordu. Bu yüzden ilkokula bir yıl geç başlamıştım ve bu sene lise sona gidiyordum. Babamın işleri yüzünden taşınıyorduk. Babamın dediğine göre ünlü birilerinin korumalığını yapacakmış. Sağ kolu gibi bir şey.

“Kristen?” Babam aşağıdan tekrar bağırdığında hızla aşağıya inip ayakkabılarımı giydim. Arabamıza binmeden son bir kez eski evimize bakıp iç çektim. Uçağa bindiğimizde kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başlamıştım. Eski bir şarkı mıydım bilmiyorum ama ben bu şarkıyı dinlerken yaşayacağımı düşünüyordum. Londra’ya adımımı attığımda üşümüştüm. Babamla yeni evimize yerleştik.

1 Hafta Sonra

Yerleştiğimiz ev One Direction adlı grubun evinin tam karşısında! Tanrım o çocuklar çok fazla mükemmeller! Hepsine hayran oldum. Bir hafta boyunca hepsiyle tanıştım, onları tanıdım. Babam onları korumakla görevli olduğu için onlara yakın oturmak zorundaymış. Bu durumda ben de yakın olmak zorundayım. Ama bu çocuklara yakın olmak biraz da tehlikeli geliyor, sonuçta bir sürü hayranları var. Bu bir hafta boyunca evi düzenlemekle uğraşıp, haftanın son günü okula yazıldım. Yarın yeni okulumdaki ilk günüm! Çok heyecanlıyım. Sebebi belirsiz. Amerika’daki arkadaşlıklarım çok sağlamdı, onlardan ayrılmanın da üzüntüsünü yaşıyorum ama… burası.. ne bileyim yani sanki Londra’ya aşık oldum gibi. Ya da buradan birine mi bilmiyorum. Şuan babam konserde görevli ve benim de onunla gitmem gerek. Dolabımdan siyah omzu düşük bluzumu çıkarttım ve altıma da kot pantolonumu giyip, botlarımla tamamladım. Saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım. Şirin gözüküyordum sanki. Babam beni çok beklemiş olacak ki ağırlığını tek ayağına vermişti. Dudağımı ısırıp hızlı adımlarla yanına gittim.

“Kristen hızlı olamaz mıydın kızım?” Gülümseyip yanağından öptüm. Babam buna dayanamazdı, işte zayıf yönü buydu. Anneme benzediğimi söylerdi. Gülümseyip limuzine bindik. O beşi de yan yana dizilmişti. Şimdi bayılabilirim… Konser salonuna geldiğimizde babamın yanında bir kukla gibi sağa sola gidiyordum. Kulisin önüne toplanmış hayranlar beni görünce gözlerini kısmıştı. Sanırım sevgilisi falan sandılar. Aslında bu hoş bir şey… Yani onlardan birisiyle sevgili olmak. Şuan Harry ve Niall’ın sevgilisinin olmadığını biliyordum yani şansım vardı. Ah ne diyorum ben? Elimle kafama vurduğumda Harry bana baktı ve gülümsedi. Onun gözlerinin rengi… Çok güzeldi. Benim kahverengi gözlerimin aksine…

FICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin